AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, seçim tartışmalarına ilişkin, "Elimizi nereye atsak, onlarca kanunsuzluk örneği görüyoruz. Bunlara tam kanunsuz demeyeceksek, bunlar birer iptal nedeni olmayacaksa, ne, ne zaman, nasıl iptal nedeni olacak? Bu kadarı ne Ankara'da ne başka yerde hiç ortaya çıkmadı" dedi.
Yavuz "Burada hem usulsüzlükler var hem bolca kanunsuzluklar var. Biz her şeyi konuşalım diyoruz. Son kararı YSK versin. Yüksek Seçim Kurulu öyle bir karar versin ki, kamuoyu rahat etsin. Geleceğe ilişkin bir leke ve sıkıntı kalmamış olsun" ifadelerini kullandı.
Usulsüzlüğün yapılabiliyor olması durumunda neden 24 Haziran seçimlerinde de benzer iddiaların gündeme gelmediği konusuna da değinen Yavuz, “24 Haziran'da bütün enerjilerini kullansalardı bu kadar oy 1 milletvekilini etkiler. Bu enerjilerini İstanbul'da kullandıklarında İstanbul bir elden başka ele geçiyor. O zaman yerel seçimlerde biraz daha kolay tabii ki. Oy pusulası fazla, insanların dikkati kayboluyor. Milletvekili seçimlerinde bunu kullanmaları kendilerine çok şey kazandırmıyordu, ama İstanbul'un bir elden başka bir ele geçmesi çok önemli şeylere sebebiyet verecekti” diye konuştu.
“Sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürütüldü” iddiasını savunan Yavuz “Türkiye Cumhuriyeti devletinde siyasi tarihimizde bu derece şüphenin, şaibenin, İstanbul seçimlerine münhasıran söylüyorum başka bir seçim yok. Bizim görevlimiz her yerde var. Belgeler değiştirilmiş, imzasız boş belgeler var. Bunlar başka bir yerde planlandı ve yapıldı” sözlerini kaydetti.
Ali İhsan Yavuz, Habertürk'te Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. Yavuz'un açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Ben aslında en güvenilir kurumların başında YSK'nın geldiğinde bugün dahi söyleyebilirim. Sistemin, mevzuatın da dünyada eşi emsali olmayan güzellikte olduğunu söyleyebilirim. Ama tamamen bu seçimde gördük ki, o mevzuatta olan hükmü tamamen bertaraf eden, yok sayan, çerçevenin dışına çıkarak birtakım unsurların olduğunu fark ettik. Az önce Muharrem Bey'i izledim. Usulsüzlük başka tam kanunsuzluk başka bir şey diyor, katılıyorum. Tam kanunsuzluk demek seçim kanunlarında bulan hükmün dışında çıkmaktır. Biz İstanbul'da 31 bin 280 sandık var. Başlarına birer sandık başkanı yerleştirmemiz gerekiyor bir de kurul üyesi olarak memur üye atanması gerekiyor. 298 sayılı yasanın 22 ve 23 maddesi çok açık. Sandık kurulu başkanı ve üyelerinden bahsediyor. İlçede bulunan kamu görevlilerinin listesini mülki idare seçim kuruluna teslim eder. Seçim kurulu başkanı o mülki idarenin teslim ettiği listeden kurayla çeker. Sandık çarpı iki kat oranında. Her ne kadar memur olsa bile engeli olanlar olabilir. Kalanları sandık başkanlığına yerleştirir.
"18 bin 623 görevli kamu görevlilerin dışından seçilmiş"
Mülki idare amiri bir liste temsil etti. O listenin dışına çıktı. İlçe seçim kurulu o listenin dışına çıktı. Bu ilçe seçim kurulunun yaptığı işlemin kanunun dışına çıkıp çıkmadığını ne YSK biliyordu ne de biz biliyorduk. Bunlar gizli, alenileştirmiyor. Açıklanmıyor, ilan edilmiyor. Ne yapmış ilçe seçim kurulları? 62 bin 560 görevlinin 18 bin 623'ünü kamu görevlilerinin dışından seçmişler. CHP direk madem bütün bunlar oldu Türkiye'de, daha çok muhalefet partileri takip etmesi gerekir. Bunun onlarca örneğini size verebilirim. Kamu görevlileri arasından verilmemiş. Çıkan kamu görevlileri arasında engeli olan çok kişi var. Bunları sandık başkanlığına yerleştirmişler.
İlçe seçim kurulu bu listenin dışına çıkarak da listeler toparlamış. Engeli hal olanları bulunduruyor, il dışından veriyor veremez, ilçe dışından alamaz. KHK ile ihraç edilenler var. Kanun dışına çıktığını söylememiz mümkün değil midir? Ben diyorum ki, bu işte organize bir çalışma var. Biz diyoruz ki, birileri, CHP'yi suçlamıyorum. CHP'nin duruşu anlamıyla eleştiriyorum. Bir kısım eller seçimden önce başlayarak sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürüttüler adeta. Operasyon kelimesi biraz fazla ama. Büyükçekmece bir örnektir. İhraç edilenler, ilkokul mezunu, sıradan mezunlar, kamu görevlisi olmayanlar var. Sandık kurulu başkanlarından başladı bu iş, seçim kurulu müdürleri mi, seçim kurulundan birileri mi?
Muhtemelen bu işten sonra birçok soruşturma dosyası açılacak. Kimin parmağı olup olmadığı, rol alıp almadığı ortaya çıkacak. Tam bir kanunsuzluk var. Sandık başkanları üzerinden bir operasyon yürütüldü.
Türkiye Cumhuriyeti devletinde siyasi tarihimizde bu derece şüphenin, şaibenin, İstanbul seçimlerine münhasıran söylüyorum başka bir seçim yok. Bizim görevlimiz her yerde var. Belgeler değiştirilmiş, imzasız boş belgeler var. Bunlar başka bir yerde planlandı ve yapıldı. Bu sayım döküm cetvelidir. Seçimlerin belkemiğini oluşturur. İlk etapta hazırlanırken barkotludur. YSK o sayfadan alınır. Daha oy pusulaları okunurken sandık kurulu üyesi iki kişi eline alır, sandık kurulu başkanı okur işaretlemeye başlanır. İkisi arasında problem varsa üçüncü bir sayım daha yapılır. Öyle sayım dökümü var ki, yüzlerce binlerce, mühür, imza, isim, rakam yok. Bunu sandığın başında değil giderken başka yerde yaptı.
Elbette bizim eksikliklerimiz olabilir. Bir şekilde bir yolunu bularak bunlar değiştirildi. Bunun da suç olduğunu düşünüyorum. Burada ince bir işçilik çıkarıldığını düşünüyorum. İlçe seçim kurulunda birleştirme tutanaklarına geçecek. Fatih'ten 3183 no.lu sandık birleştirme tutanaklarına geçilirken sıfır geçiyor. Bizim İstanbul teşkilatımıza geldim o gece. Orada bir merkez oluşturduk. İl teşkilatımızın elinde sandık sonuç tutanakları var. Biz bunların sonucu sisteme girilmesi karşısında il başkanımız ağzından 3 bin 870 oyla kazandık dedik. Islak imzalı tutanak sonucu gittik, bunları düzelttik.
Maddi hatalarda 8 bin üzerinde bir düzeltilme yapıldı. Biz sadece 8 bin maddi hatayı düzelttik. Geçersiz oylardan 5 bin 594 düzeltildi. Sonra da bütün sandıkların yüzde 10'u sayıldı, düzeltildi. Geldiğimiz noktada 16 bin 884 oy AK Parti lehine, 2 bin CHP lehine yazıldı. Her bir kalemde yüzde 85 AK Parti'nin aleyhine yazıldığını gördük. Yüzde 11 CHP aleyhine yapılmış. Bütün oylarda sorun var. Sandık sandık belirledik. Burada bir iddiamız var. Normalde haziran listesi var. Oy kullanan belli. Diyelim ki 300 kişi. Ama kayıtlara 309 oy girmiş. Ya fazla verilmiş ya eksik olmuş. Yaklaşık 25 bin. Sandıklar belli, ilçe belli, sandık belli. Bu sayfada olduğu gibi kullanılan oydan hep fazla. Bunu imha edemiyorsunuz. Zarf fazla olsa yakacaksınız. Yer yer eksik pusula, fazla pusula verildi, fazladan işler yapıldı. Bunu sandık başkanının bilgisi dahilinde olmadan yapamazsınız.
Sandık başında bunların hangi birine itiraz edildiğine dair teşkilatımız il teşkilatını bilgilendirdiler. Az önce Muharrem Bey diyor ki, 'sandıkta itiraz yapılmamış ise' diyor, kanun öyle demiyor, 'sandık başı iş ve işlemlerine karşı ilçe seçim kuruluna itiraz için sandık kuruluna itiraz edilmesi şart değildir'. Bu kadar net. Bugüne kadar attığımız her adımın mutlaka gerekçesi vardır. Ankara'da fark 30 bin, geçersiz oy da 120 bin geçen seçimde. Bu seçimde İstanbul Büyükşehir'de 320 bin oy geçersiz. Burada bir kalem değil birçok kalemle tam kanunsuzluk, tam kanuna aykırılık söz konusudur.
Sandık başkanlarının nasıl belirleneceği kanun çok açık ve net ortaya koymuştur. O ilçenin seçim kurulu başkanı ilçenin en kıdemli hakimidir. O kıdemli hakime sorumluluk verilmiştir. Kamu görevlileri arasından yapacaksın denmiştir. Kamu görevlisinden yapmamış. Bu şimdiye kadar yapılmamış. Bu özel çaba, uğraşla teamüden yapılan bir şey bu. İstanbul'un her ilçesinde mi bu olur. Seçim kurulları başkanlarını birisi yanıltmış olabilir. Mülki idare amiri kim? Vali, kaymakam. Kamu görevlilerinin listesini vermiş mi, vermiş. Kamu görevlilerin listesini yan tarafa koyuyor, kafasına göre başka bir liste yapıyor. İlçe seçim kurulu başkanının sorumluluğunda bir mesele bu. Kanun güzel, dört dörtlük mevzuat var. Ama seçim kurulu başkanına tamamen sorumluluğuna bırakılan ve ilanı yapılmayan, partilere bilgisi verilmeyen bir şey için partiler sorumlu tutulamaz. Bu listeyi kenara koyup başka liste koyanlarda bir şey aramamız gerekir. Eğer bunlar bu derecede ortaya çıksaydı, bizim aleyhimize bile olsaydı buna itiraz ederdik.
Mesele sadece sandık kurulları başkanlarını atama meselesi değildir. Biz seçim güvenliğinin önündeki çakıl taşlarını temizlememiz gerekir. Bu kadarı ilk kez oluyor. Birtakım unsurlar özel stratejiler kullanılarak bu yapılmıştır. Muharrem Erkek bey, kısıklılar, tutuklular bunların hepsinde şerh var diyor. Oy sayım ve döküm cetvelindeki usulsüzlükler dediğimizde daha çok 289 sayılı kanuna aykırı olarak verdiğimiz rakamlar var. Burada verdiğimiz her rakam yanına oy kullanamaz şerhi düşülmeyenlerdir. 25 bin normal olması gereken sayıdan fazla çıkıyor. 2 bin 308 kısıklı var. 1229 ölü, 10 bin 290 cezaevi seçmeni, 5 bin 287 hükümlü var. Bu nasıl farktan az. İptal edilen yerler var. Bazen CHP bazen biz almışız iptal edildi. Zaten kısıklılar oy kullanmamıştır, iptal edilen her yerde oy kullandı da İstanbul'da özel kullandırılmadı mı diyeceğiz? Niçin bunların yanına oy kullanamaz şerhi koymamış.
İlçesi belli, altlığında sandık sandık belli. 5 bin 388 mühürsüz. 684 imzasız, 214 boş, 498 eksik. Şimdi biz sadece kısıklı rakama odaklanacağız, diyeceğiz ki bu rakam toplamıyor. Velev ki öyle olmasa bile mesele sadece bu kısımdan ibaret değil ki. Biz bunlara tam kanunsuzluk demeyecek ise, bunlar iptal nedeni olmayacaksa ne olacak? Bir sistem bizim işimizi kolaylaştırdı, sonuçta siyasi hayatımızdaki en büyük kanunsuzluğun, usulsüzlüğün önüne geçmiş olacağız. Hem usulsüzlükler var hem bolca kanunsuzluklar var. Biz her şeyi konuşalım diyoruz. Son kararı YSK versin. Ama bu karar geleceği çok etkileyecek diyoruz. seçim güvenliği anlamında kimsenin diyeceği bir şey kalmasın diyoruz.
Şu anda önümüzde olan mesele bütün bunların seçimin iptalini gerektirip gerektirmeyeceğine ilişkindir. Biz diyoruz ki seçimin sonucuna müessir olaylar ve haller burada vuku bulmuştur. Bunlara dayalı bilgi ve belgeyi sunuyoruz ve seçimin iptalini ve yenilenmesini istiyoruz. Bütün bunlara sebebiyet veren kişi ve kişiler elbette onlarla ilgili işlemler yapılacaktır. O meselenin başka bir boyutudur. Kanunlardaki müeyyideler, cezalar nedir ona bakılacak. Ceza hukuku kapsamında suç türünde ne var ona bakılacak. Ama bunlar şu anın konusu değil. Hiç bir şey kapalı kalmasın. Kimin elinde ne varsa onu paylaşalım. CHP istiyorsa biz belgeleri tek tek verelim. CHP'nin veya başka partilerin elinde varsa bize versin bunu arındıralım. Bu işte vebali olan suçu olan herkesle ilgili süreç başlayacak.
CHP diyor mu ki, fark 28 binlerden 14 binlere indi. Demek ki biz bir şeyler icat etmiyoruz. Siz nerede gördünüz farkın buralara indiği seçim gördünüz mü? Bu kadarı ilk kez olmuştur. Bu kadar delilin, usulsüzlüğün, tam kanunsuzluğun olduğu ilk kez oldu. İstanbul'da böylesi bir durum ilk kez ortaya çıkıyor. YSK artık burada bir karar versin diyoruz. Anayasamızın 79. maddesi çok açık. Her türlü seçim yolsuzluğunu, itirazı, şikayeti karara bağlayacak YSK'dır. Bize düşen hem bugünü ayıklamak hem de geleceğe dönük bir şeylerin önünü kesmek.
24 Haziran'da bütün enerjilerini kullansalardı bu kadar oy 1 milletvekilini etkiler. Bu enerjilerini İstanbul'da kullandıklarında İstanbul bir elden başka ele geçiyor. O zaman yerel seçimlerde biraz daha kolay tabii ki. Oy pusulası fazla, insanların dikkati kayboluyor. Milletvekili seçimlerinde bunu kullanmaları kendilerine çok şey kazandırmıyordu, ama İstanbul'un bir elden başka bir ele geçmesi çok önemli şeylere sebebiyet vereceklerdi. 320 binden 314 bine indi. Bu haliyle 282 bin geçersiz oy oranı. Arada ne oluyor ki, 31 bin ilçedeki geçersiz oy oranları, büyükşehirdeki geçersiz oy oranlarından çok çok daha az. Bu nasıl olabilir? Büyükşehir belediyesindeki geçerli oylar, ilçe belediyelere göre -17 bin 574.
Bizim en büyük iddiamız şu. Sandık başında sandık başkanları üzerinde bir şeyler yapıldı, seçim kurullarında bir şeyler yapıldı. Tamamen kanun dışına çıkıldı ve kanunda olmayanlar görevli yapıldı. Bu kanunsuz bir hadise. YSK şunu mu diyecek, bu kanunu tamamen çiğnedi biz buna ses çıkarmayalım mı diyecek? Biz diyoruz ki, bu konuda tamamen kanunun dışına çıkılmış siz bu konuyu kanunun çerçevesine oturtun. Biz buna ilişkin belge ve bilgilere ulaşmaya çalışıyoruz. Kimin sorumluluğu varsa kesinlikle suç duyurusunda bulunacağız. Suçlu kim olursa olsun suçludur. Hangi partiden olursa olsun. Eğer bu kadar şaibenin ortaya çıkmasına vesile olmuş ise, kanun dışına gözünü karartarak çıkmış ise karşılıksız kalmamalıdır.
Az önce Muharrem Bey bir şey aktardı. Bilginin yanlışlığına işaret etmek durumdayım. AK Parti logosunun üstüne vurulmuş mühür, onun için iptal edilmiş diyor. Büyükçekmece ile bilgilerin yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. 23 Haziran'da Büyükçekmece'de seçmen olup da 31 Mart seçmen olmayan 3 bin 239 kişi var. Bunların 30 tanesi AK Parti'nin üyesi. Başka ilde seçmen görünen 4 bin 500. İstanbul'un başka ilçelerinde seçmen görünen 4 bin 105. Artan seçmen sayısı 2 bin 310. Mehmet Özgür Samandağ adlı kişi Büyükçekmece'nin kadrosunda çalışırken geçici olarak ilçe nüfus müdürlüğüne gönderiyor. Sahte numarataj almak üzere boş arsalara kayıt yapıyor. MHP İlçe Başkanı da kendi evine de 6 tane seçmenin kendinin haberinin olmadığını söylüyor. 2 katlı binalara 2 kat daha ilave edildiğini, TIR parkına seçmen, okullara seçmen yazıldığını görüyoruz.
Birileri gittiği için orada 10-15 bine yakın rakam açılıyor. Muharrem Bey'in dediği gibi 2 binli rakam değil. O gidenleri hesaba kattığımızda 15-20 bin kişilik usulsüzlüğün burada olması muhtemel. Orada 4 bin 200 farkla seçim kazanıldı. Burada bir seçmen kaydının usulsüz aktarılması yok sadece. Bir insan Manisa seçmenidir de ben gideyim İstanbul'da bir haneye kendimi kaydedeyim. Bu da tespit edilirse iptal edilir. Ama mesele böyle değil. Kişinin kendisi yok ve ortada hane yok. Büyükçekmece'de özel yazılım yapıyorlar, sistem sayesinde tamamen bir organize hal içinde bunları gerçekleştiriyorlar. 15 boş arsaya, 36 araziye sahte seçmen yazılmış. 31 beyanda bulunmayan 129 boş daireye yazılmış, iki anaokulu, 3 TIR garajına seçmen yazılmış.
Bire bir aynı usulsüzlüklerin örtüştüğü ilçe yok. Bizim iddiamız şu, oralarda olanla büyükşehirde olanın aynı olmadığını düşünüyoruz. Seçimin sonucunu etkileyecek kadar olması gerekir. Her ilçedeki oy farkı aynı değil. Büyükçekmece'de biz bunu gördüğümüz için oradaki seçimin iptalini talep ettik. Tam kanunsuzluk görüldüğü yerlerde orada da talepte bulunabilir. YSK öyle bir karar versin ki, kamuoyu rahat etsin. Geleceğe ilişkin bir leke ve sıkıntı kalmamış olsun.