AKP: Gül, vatandaşa hukuku anımsattı

AKP: Gül, vatandaşa hukuku anımsattı
AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kendisine yönelik sözleri nedeniyle CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman hakkında dava açmasını değerlendirirken, "Sayın Cumhurbaşkanımızın dava açmış olması, daha çok vatandaşlara, 'hukuk yoluyla bu tür işlerde haklarınızı arayın' anlamına gelen bir işaret sayılabilir. Başka bir anlam yüklenmesi doğru olmaz" dedi. 'Herkes hakkını arasına işaret'TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergün, Gül'ün Arıtman'a açtığı davadan bir sonuç çıkmayacağını ancak, vatandaşlara bir hak arama yolunun Cumhurbaşkanlığı tarafından da gösterilmesi anlamına geldiğini söyledi. Ergün, "Vatandaşlar, kendilerine dönük böyle davranış sergileyenler olursa, 'Türkiye'de yargı var, mahkeme var, haklarını mahkemelerde arasınlar'a işaret etmek acısından böyle bir dava açılmış olabilir" diye konuştu. 'Beğenmemek başka, hakaret başka'Ergün, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de bir parlamenterin Cumhurbaşkanı'nı sevmiyor olması, icraatlarını beğenmiyor olması başka bir şeydir, hakaret etmek amacıyla gerçeği yansıtmayan bazı ifadelerde bulunması, değerlendirmeler yapması da hiç yakışan bir şey değil. Canan Arıtman bunu ilk defa da yapmıyor. CHP'yi de rahatsız eden bir boyutta defalarca yapmış olduğu bazı girişimler var. Daha önce kadınlarla ilgili bazı yaklaşımları olmuştu. Şimdi CHP, kadınlarla ilgili çok daha farklı bir eğilim içine girmiş bulunuyor. Canan Arıtman ile taban tabana zıt bir değerlendirme. Kaldı ki Türkiye, imparatorluk bakiyesi bir ülkedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş coğrafyasında ne kadar etnik ve dini unsur varsa, bir yönüyle hemen hemen bunların yansıması büyük çapta Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde de vardır. Bu nedenle Türkiye'de insanları etnik ve dini kimliklerine göre değerlendirmek, tasnif etmek son derece yanlış bir şeydir. Etnik ve dini kimlik değerlendirmesi yapmak, hatta birisini küçümseyen tarzda bir değerlendirme yapmak, Türkiye'nin bütünlüğü, birlik ve beraberliği açısından da son derece yakışıksız bir durumdur. Hele bunlar, aslı olmayan değerlendirmelerse... Türkiye'de siyasetçinin kalitesini de başkalarının nasıl algılayacağını bize göstermektedir. 'Başka bir anlam yüklenmesin'Türkiye'de siyasi işlevin içinde bulunanlar, parlamentoda bulunanlar, buna en çok dikkat etmesi gerekenlerdir. Hatta toplumda bazı dikkat etmeyenler olursa bile, parlamento, siyasetçi, siyaset kurumu bu konuda herkesten daha hassas davranmalı ve dikkatsiz kesimleri uyarmalıdır. Ama maalesef bazı kişilerin, -başta Arıtman olmak üzere- bu konuda çok farklı bir yerde durdukları, parlamentoya, siyasetçiye, milletvekiline yakışmayan bir tutumu defalarca sergilediklerini görüyoruz. O açıdan Sayın Cumhurbaşkanımızın dava açmış olması, daha çok vatandaşlara, 'hukuk yoluyla bu tür işlerde haklarınızı arayın' anlamına gelen bir işaret sayılabilir. Başka bir anlam yüklenmesi doğru olmaz." 'Aslı olsaydı da bir şey fark etmezdi'Ergün, "(Aslı olmayan) dediniz, aslı olsa ne olur? Ermeni demek bir hakaret mi?" sorusuna "elbette değil" karşılığını vererek, şunları kaydetti: "Zaten ben onu açIklamaya çalıştım. Türkiye'de Ermeni vatandaşlarımız da var, annesi Ermeni, babası Türk olan vatandaşlarımız da var. Başka etnik kesimlerden olan vatandaşlarımız da var. Birisini aldığınız zaman, bakıyorsunuz annesi dedesi, anne tarafından akrabaları çok farklı etnik ve dini kesimlerden olabiliyor. İmparatorluk bakiyesi bir ülke olmaya, bu nedenle işaret ettim ben. Olsaydı da bir şey fark etmezdi. Olsaydı da kimsenin bunu aşağılayıcı unsur olarak değerlendirmeye hakkı olamazdı. Bugün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her biri, etnik ve dini kökenleri itibarıyla saygıdeğer vatandaşlardır. Hiç bir tanesine, kimsenin bu sebeple saygısızlık etmeye, özellikle bu sebeple hakaret etmeye hakkı olamaz. Hiçbir sebeple saygısızlık edilemez ama bu sebeple hiç edilemez."