"AKP Hürriyet'i yıkmadı, fethetti"

"AKP Hürriyet'i yıkmadı, fethetti"

Cumhuriyet gazetesi yazarı Tayfun Atay, Yeni Şafak'tan ayrılan Abdülkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesine yazar olarak transfer olmasına ilgili "AKP Hürriyet'i yıkmadı, fethetti" dedi. "AKP’nin en büyük başarısı, Hürriyet’tir. Çünkü bu dinbaz-faşizan iktidarın hasımlarına karşı verdiği mücadelede en “rafine” sonuç alışı, Hürriyet ve Doğan Medya mecrasında gerçekleşti" ifadelerini kullanan Atay, Selvi'nin Hürriyet'teki ilk yazısı için, "Paralel Yapı'nın terör örgütü olarak ilanı açısından önemli şu MİT TIR’ları davası ile neyin, kimin, kimlerin okka altı olacağının da ima edildiğini bilmem belirtmeye gerek var mı?Adeta 'suyunuz ısındı, helvanız karılmaya başladı' diye müjdeleyen bir yazı bu ve tam mânâsıyla kuzu postuna bürünmüş bir kurtlukla servis ediliyor. Hürriyet sofrasında" ifadelerini kullandı.

Tayfun Atay'ın, "Hürriyet’in fethi" başlığıyla yayımlanan (6 Nisan 2016) yazısı şöyle:

"AKP’nin hasımlarına karşı verdiği mücadele esas itibarıyla tahripkâr, yıkıcı ve “yok edici” nitelikte seyretmiştir. Bunun en bariz örneği, “Cemaat” medyasının başına gelenler. Bakın ortada ne televizyonlar kaldı, ne de gazeteler…

Bakmayın siz yandaş medyada Abdülkadir Selvi hakkında Hürriyet’e geçti diye atılıp tutulanlara…

Ne de ayrıldığı “Havuz”da hâlâ yüzmeye devam edenlerin ona saldırılarını bahane ederek aralarına giren bu yeni isme kendileri açısından meşruluk kazandırmaya uğraşan Hürriyet kalem erbabına…

AKP’nin en büyük başarısı, Hürriyet’tir.

***

Çünkü bu dinbaz-faşizan iktidarın hasımlarına karşı verdiği mücadelede en “rafine” sonuç alışı, Hürriyet ve Doğan Medya mecrasında gerçekleşti.

AKP’nin hasımlarına karşı verdiği mücadele esas itibarıyla tahripkâr, yıkıcı ve “yok edici” nitelikte seyretmiştir. Bunun en bariz örneği, “Cemaat” medyasının başına gelenler. Bakın ortada ne televizyonlar kaldı, ne de gazeteler…

Bunun dışında mesela İMC’nin, üstelik “maddeten” yani ekonomik olarak çok daha küçük ölçekli bir kuruluş olmasına rağmen (ama elbette “manevi” yani fikrî-ideolojik etki gücü itibarıyla hayli rahatsız edici olduğu için) başına gelenleri hatırlayın.

Ha keza Cumhuriyet’in başına gelenleri ve gelmeye devam etmesi kuvvetle muhtemel olanları…

***

Ancak tabii bu sıralanan kurum ve kuruluşların başına gelenler, onların sonuna kadar teslim olmamalarıyla ve olmayacaklarıyla bağlantılı.

Hürriyet’i de herkese yaptıkları gibi terör, PKK, DHKP-C, FETÖ gibi “öcü”lerle dehşete düşürdüler.

Bunları diline dolamış yandaş tezviratlarıyla neredeyse “Dun Ganga Dun Ganga” diyerekten kâbuslara gark eylediler.

Güruhları kapısının önüne yığıp cam çerçeve indirtip korkuttular.

Tabii bir de tepede “Demokles’in kılıcı” gibi tutulan mali soruşturmalar var.

***

Bunlar yetti Hürriyet’e. Bir “Tek Adam” rejimini hayata geçirmiş irade, karşısına çıkan herkese kayıtsız-koşulsuz mutlak yıkım uygularken Hürriyet’te daha makul ve nispeten yumuşak bir stratejiyle sonuç aldı.

AKP, Hürriyet’i yıkmadı, fethetti.

O yüzden Hürriyet, onun en büyük başarısıdır.

***

Yeni evinde “usta gazeteci” diye takdim edilen, elbette aslında “Usta’nın gazetecisi” denilmesi gereken iktidar muharriri Selvi, gerçekten bir fetih hareketinin temsilcisi olduğunu aksettiren nefis bir ilk yazıyla açtı sütununu.

“Paralel Yapı’yla mücadelede iki yeni mekanizma” başlığı bile fazla söze hacet bırakmıyor. Ama Selvi’nin şimdi “Paralel Yapı” denilen, bir zamanlarsa bu iktidar sahiplerince kendisiyle “Enseye tokat” olunmuş oluşumun hâlâ hukuken bir terör örgütü sayılamaması bağlamında kaydettikleri, ucu başka yerlere dokunacak mahiyette bir “şeamet tellallığı” arz ediyor.

***

MGK, “Paralel Yapı”yı devlete yönelik tehdit kabul etse de bunun hukuken yeterli olmadığını belirten Selvi, “bizim hukuk sistemimizde yabancı terör örgütleriyle ilgili liste bakanlar kurulu kararıyla yayımlanıyor” dedikten sonra şöyle devam etmekte:

“Ancak iç örgütlerin terör örgütü olduğunun tescillenmesi için yerel mahkemenin karar verip Yargıtay’ın onaması gerekiyor. Bu PKK, DHKP-C için olduğu gibi Paralel Yapı için de geçerli. Paralel Yapı’nın terör örgütü olarak ilan edilmesi için MİT TIR’ları ve Selam Tevhid gibi davalar önemli. Bu durum da gösteriyor ki Paralel Yapı’yla mücadelede yeni bir sürecin içine giriyoruz.”

***

“Paralel Yapı”nın terör örgütü olarak ilanı açısından önemli şu MİT TIR’ları davası ile neyin, kimin, kimlerin okka altı olacağının da ima edildiğini bilmem belirtmeye gerek var mı?!

Adeta “suyunuz ısındı”, helvanız karılmaya başladı” diye müjdeleyen bir yazı bu ve tam mânâsıyla kuzu postuna bürünmüş bir kurtlukla servis ediliyor.

Hürriyet sofrasında!.."