TBMM eski Başkanı ve Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç, AKP 2. Olağanüstü Kongresi’nin “vefa değil veda kongresi olduğunu” söyledi. Kongreye davet edilip edilmediği ile ilgili bir soru üzerine Arınç, kongreye davetli olduğunu, ancak bu kongrenin bir veda kongresi olması nedeniyle katılmadığını belirtti. Arınç, "Yakama takacağım karta baktığımda ‘geçmiş dönem milletvekili olarak nitelendirildiğimi’ gördüm. Geçmiş dönem milletvekilliyim ama aynı zamanda geçmiş dönem Meclis Başkanı ve geçmiş dönem Başbakan Yardımcısıyım. Benim yerimi iyi tayin edememişler. Aklıma kötü şeyler de gelmiyor değil" dedi.
Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) haberine göre, Bülent Arınç, Ankara’da AKP’nin olağanüstü kongresinin yapıldığı saatlerde Manisa’da Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Çelebi’nın kızı Diş Hekimi İkbal Sena Çelebi ile ortopedi uzmanı Dr. Ahmet Keskin’in nikah törenine katıldı. Manisa Arena’da düzenlenen törende, Arınç’ın yanı sıra Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, eski Çevre Bakanı Rıza Akçalı, öğretim üyeleri ve çok sayıda davetli de yer aldı.
Nikahın kıyılmasının ardından çifti tebrik eden Bülent Arınç, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. AKP’nin o sırada devam eden olağanüstü kongresini değerlendiren Arınç, şunları söyledi:
"Beklendiği gibi Binali Yıldırım genel başkan olacak, ondan sonrada başbakan olarak atanacak. Ak Parti olağan kongrelerinden farklı olarak ikinci defa yapılan bir kongredir, şartlar öyle gerektirdiği için. Büyük bir disiplin ve coşku içerisinde geçtiğini duydum ve Ahmet Davutoğlu’nun mükemmel bir konuşma yaptığı internetten izledim. Son 20 aydır seçilmiş başkan ve genel başkan olan Davutoğlu’nun çok başarılı olduğuna inanıyorum. Mükemmel bir yönetim sergiledi. Yüzde 49.5 gibi bir oyla büyük bir başarı yakaladı. Şartlar öyle gösterdiği için de büyük bir asalet gösterdi, feragat gösterdi ve bir olağanüstü kongre ile görevlerinden tamamen ayrıldı. Bu Türk siyaset tarihinde uzun süre konuşulacak, tartışılacak, sorgulanacak bir olaydır. Büyük bir disiplin içinde kongrenin cereyan etmiş olması çok önemlidir"
AKP’nin yeni genel başkanı Binali Yıldırım’ın başarısından ve başarısızlığından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sorumlu olacağını belirten Arınç, şöyle devam etti:
"Artık bugünden itibaren Cumhurbaşkanımıza büyük görevler düştüğüne inanıyorum. Çünkü Binalı Yıldırım’ın hazırlanması, Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyelerinin tespit edilmesi ve zannediyorum ki hükümetin de aynı doğrultuda Cumhurbaşkanımızın direktifleri ile tespit edilecek olması ona büyük bir sorumluluk yüklüyor. Böyle olması Ak Parti’nin doğası gereğidir. Ancak 20 aylık bir başbakanının kendi açısından da ’Bu benim kararım değildir’ demesine göre ve bir kongre ile bitiyor olması, kafalarda pek çok soru işaretini taşıyacak. Ben her şeyin olup bittiğini ama Cumhurbaşkanımızın hükümetin mutlaka başarılı olması gerektiğini düşündüğünü zannediyorum. Çünkü sayın Binali Yıldırım ve onun hükümeti başarılı olursa ki, temenni ediyorum başarılı olur, başarı hanesi Cumhurbaşkanımıza yazılacaktır. Ama Allah saklasın iç ve dış politikalar Türkiye’de yaşanan olaylar küçük de olsa başarısızlığı getirdiği takdirde bu da Cumhurbaşkanımızın hanesine yazılacaktır. Çünkü tercih böyledir. Dolayısıyla Binali Yıldırım başarılı olmak mecburiyetindedir."
Yeni hükümetin başarılı olma konusunda katkı vermeye hazır olduğunu ifade eden Arınç, "Bir Ak Partili olarak hükümetimizin başarılı olmasını isteriz. Şuandan itibaren hükümete Ak Parti’ye başarı konusunda nasıl bir katkı olacaksa, nasıl bir ihtiyaç duyuluyorsa her zaman emre amade olduğumuzu bildirmek isterim. Yaşanan olaylar bir tarafa, Türkiye’nin başarılı bir hükümete ihtiyacı var. Ak Parti’nin başarılı bir hükümete ihtiyacı var. Bu konuda Ak Parti’nin kuruluşunda emeği geçmiş insanlardan birisi olarak başarıya odaklandığımızı söylemek istiyorum" diye konuştu.
Kongreye davet edilip edilmediği ile ilgili bir soru üzerine ise Arınç, kongreye davetli olduğunu, ancak bu kongrenin bir veda kongresi olması nedeniyle katılmadığını belirtti. Kendisinin vedadan değil vefadan yana olduğunu dile getiren Arınç şöyle devam etti:
"İşin iki boyutu var. Daha önce Cumhurbaşkanımızın görevini sayın Davutoğlu’na devrettiği kongreyi bir vefa kongresi olarak değerlendirmiştim. Bütün coşkumuzla, heyecanımızla o kongrede bulunmuş, oyumuzu kullanmıştık. Ama bugün yapılan kongre bir vefa kongresi değil veda kongresidir. Ben duygusal bir insanım. Vedadan yana değilim, vefadan yanayım. Ama vefadan yana olduğumu göstermek için de bir şey yapmalıydım, onun içinde Manisa’ya geldim. Manisamızın rektörünün kızının evlendiği bir günde burada olmalıydım. Buradan başka bir nikaha gideceğim. Birlikte çalıştığımız insanlara ve bugüne kadar bir kardeş ilişkisi içinde çalıştığımız insanlara hep vefa gösterdik. Bugün iki nikahta hazır bulunmakla ben tekrar vefaya döndüğümüzü göstermek istiyorum."
Kongreye katılmayışıyla ilgili Bülent Arınç, ayrıca şunları söyledi:
"Kongreye davet edildim. Yakama takacağım karta baktığımda geçmiş dönem milletvekili olarak nitelendirildiğimi gördüm. Doğru ben üç dönem milletvekilliği yaptım ama o üç dönem içinde 5 yıl Meclis Başkanlığı, 7 yıl Başbakan Yardımcılığı yaptım. Geçmiş dönem milletvekilleri ayrı bir yerde tasnif edilmiş. Onlar il başkanları, delegelerle birlikte oturacaklar. Ama A protokolde geçmiş ve bugünün bakanları, geçmişte Ak Parti’de Meclis Başkanlığı yapmış insanların da olduğunu gördüm. Dolayısıyla burada en iyi niyetle bir yanlışlık olsun. Geçmiş dönem milletvekilliyim ama geçmiş dönem Meclis Başkanıyım, geçmiş dönem Başbakan Yardımcısıyım. Benim yerimi iyi tayin edememişler" dedi.
Oturacağı yerin seçimiyle ilgili aklına kötü şeyler geldiğini ifade eden Arınç, Binali Yıldırım’a da çağrı yaptı. Arınç, "Aklıma kötü şeyler de gelmiyor değil. Yani partinin üç kurucusundan biri olarak 14 sene kendisinden takdirle bahsedilen bir insan, ‘Hayır, kurucu değil’ diyerek çıkarılmışsa herhalde eski Meclis Başkanlığım, Başbakan Yardımcılığım da unutulmuş olmalı. Zaten bir veda kongresine katılmam mümkün değildi ama böylesine bir yanlışlık, kötü niyet varsa onu sahipleri bilirler. Benim Manisa’ya gelmemi daha elzem kıldı. Ama bu yanlışlıkları bana yapanlar başkalarına da yapıyorlarsa yeni genel başkandan ricamdır, bu işlere bir son versinler. Biz bu partinin emektarıyız, bu partiye hayat veren her işin içinde olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Sıfatlarımızı da onlar tayin etmiyorlar. Millet bizi bu noktaya getirdi, en azından vefa olarak buna sahip çıksınlar" diye konuştu.