AKP kulislerinde büyükşehir belediye başkan adaylıkları için kimlerin adı öne çıkıyor?

AKP kulislerinde büyükşehir belediye başkan adaylıkları için kimlerin adı öne çıkıyor?

Ayşe Sayın

İktidar partisi AKP'de yerel seçim takvimi ilerlerken, belediye başkan adaylığına ilişkin kulisler de hareketli.

AKP'de, süre uzatımı olmazsa, adaylık başvuruları 12 Kasım'da dolacak ve daha önce açıklanan takvim uyarınca da 18 Kasım'da parti örgütlerinin katılımıyla eğilim yoklaması yapılacak.

Partide, hafta içinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantılarda bölgelerden gelen anketler ve saha analizleri masaya yatırıldı.

Peki partinin anketleri ve iç değerlendirmelerde hangi isimler öne çıkıyor, bunların seçmendeki karşılığına ilişkin nasıl değerlendirmeler yapılıyor?

AKP kulislerinde konuşulanları derledik:

"Kocaoğlu'nun yokluğu fırsat"

"CHP'nin kalesi" olarak adlandırılan İzmir'de mevcut Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yeniden aday olmaması nedeniyle AKP yönetimi, bu durumu "fırsata çevirme" ve en kötü ihtimalle partinin oyunu artırma hesabı yapıyor.

Parti kaynakları, Kocaoğlu'nun İzmir'in sadece kent merkezi değil kırsal kesimle de diyaloğu iyi olduğu için yüksek oy aldığını ayrıca kentte farklı sosyal kesimler arasındaki dengeyi iyi kurduğuna dikkat çekiyor.

Bir parti yöneticisi, "CHP'nin Kocaoğlu'nu aday göstermemesi bizim lehimize. Binali Yıldırım geçen seçimde partinin oyunu artırmış, ancak Kocaoğlu faktörü kazanılamamasında önemli rol oynamıştı. Şimdi doğru adayla yola çıkarsak, şansımız olabilir" görüşünü dile getiriyor.

Soylu'nun İzmir'de şansı olur mu?

AKP'de yapılan anketlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ismi üst sıralarda çıkıyor.

Soylu'nun adı önce Ankara, daha sonra da ağırlıklı olarak İzmir için konuşuldu. Ankara'da kazanma şansı daha yüksek görünse de, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'nin başkentten aday olmak istediği için Soylu'nun İzmir'e düşünüldüğü kulislere yansıyan iddialardan.

Ancak son yıllarda Kürt nüfusun yoğun olduğu ve daha çok özgürlükçü, Atatürkçü seçmeni barındıran ve yıllardır CHP'nin elinde olan İzmir'de AKP'nin, Soylu ile seçimi almasının son derece zor olduğu yorumları da yapılıyor.

Kulislerde yapılan yorumlar arasında Soylu'nun, Ankara yerine İzmir'den aday gösterilmesi halinde, kazanma şansı olmayacağı için parti yönetimi tarafından "gözden çıkarıldığı" anlamına geleceği de var.

AKP'de Genel Başkan Yardımcısı ve bu ilin milletvekili Hamza Dağ ile İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener'in ismi de konuşuluyor.

Özgener'in AKP geçmişinin olmaması nedeniyle, CHP adayından memnun olmayan seçmenden oy olma potansiyeli açısından tercih edilebileceği belirtiliyor.

AKP kulislerinde Özgener'in, parti yönetiminin "işine karışmaması" koşuluyla adaylığa sıcak bakabileceği mesajı verdiği konuşuluyor.

Ankara'da kritik denge

AKP açısından en kritik illerden birisini de Ankara oluşturuyor.

Partide Ankara için eski Kayseri Belediye Başkanı da olan Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'nin adaylığı ön plana çıkmış görünüyor.

Bu il için partinin yaptırdığı kamuoyu ölçümlerinde Özhaseki'nin yanı sıra Soylu'nun ve hatta eski bakanlardan Ali Babacan ile geçen seçimlerde de adı Büyükşehir için geçen Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'nin isimlerinin çıktığı ifade ediliyor.

Yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan Özhaseki'nin adaylık için istekli olduğu ve bu konuda saha analizleri anlamında çalışmalara başladığı da ifade ediliyor.

Kulislerde Soylu'ya da en az Özhaseki kadar şans tanınsa da bu kent için muhalefetin çıkaracağı adaylara göre hesapların değişebileceği ifade ediliyor.

Muhafazakar-milliyetçi tabanda karşılık bulan Mansur Yavaş'ın CHP'den, Turgut Altınok'un İYİ Parti'den, MHP'nin de güçlü bir adayla yola çıkarması halinde AKP'nin işinin kolay olmayacağı, böyle bir denklemde, Süleyman Soylu'nun Ankara için tercih edilebileceği de olasılık dahilinde görülüyor.

Yıldırım'ı düşündüren protokol mü?

MHP'nin yerel ittifak önerisi yapıp, aday çıkarmadığı dönemde İstanbul için Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve hatta mevcut Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın adaylığına daha fazla şans tanınıyordu.

Ancak yerel ittifakın çökmesinin ardından, AKP açısından en riskli illerin başında gelen İstanbul'da hesapların da değiştiği ifade ediliyor.

Kamuoyu anketleri ve Erdoğan'ın parti yöneticileri arasında yaptığı ankette İstanbul için Yıldırım'ın adının ilk sırada çıktığına dikkat çekiliyor.

Bu göreve istekli olmadığı iddia edilen Yıldırım'ın geçtiğimiz günlerde gazeteci Fatih Çekirge'ye yaptığı, "Bugüne kadar partimin ve ülkemin bana nerede ihtiyacı varsa hep orada hizmet ettim. Partimde istişare süreçleri tamamlanmadan böyle net ifadeler kullanmayı doğru bulmam. Biz makamları mutlu olmak için değil, millete hizmet için bir vasıta görürüz" açıklaması, Erdoğan'ın istemesi halinde görevi kabul edeceği şeklinde yorumlanıyor.

Yıldırım'ın TBMM Başkanlığı gibi "temsil" düzeyi yüksek bir görevden sonra, belediye başkanlığına aday olma konusunda hala tereddütlü olduğu da ifade ediliyor.

Yıldırım'ın aday olması halinde MHP aday çıkarsa da bu partinin tabanından oy alma potansiyeli en yüksek isim olduğu kaydediliyor.

Kurtulmuş'a MHP vetosu endişesi

Bu il için adı geçen Numan Kurtulmuş'un adaylık için hala şansı olduğu, hem Kürt, hem de Karadenizli seçmenden oy alma potansiyelinin yüksek olduğu konuşuluyor.

Ancak özellikle "Andımız" polemiği ve Kürt sorununa bakışı nedeniyle MHP sözcülerinin sık sık hedef aldığı AKP'lilerin başında gelen Kurtulmuş'a MHP seçmenin mesafeli duracağı değerlendirmesi yapılıyor.

Kürt seçmen nasıl kazanılacak?

AKP, HDP'nin birinci parti olduğu Doğu ve Güneydoğu'da halen kayyumda olan belediyeleri yeniden HDP'ye bırakmak istemiyor.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın kayyumlardan memnun olduğunu belirtip, "gerekirse seçimlerden sonra da kayyum atarız" dese de, kayyumların olduğu bölgelerden, partiye oy gelmemesi, parti yöneticilerini düşündürüyor.

Partinin bazı bölge milletvekilleri, her ne kadar hizmet götürme anlamında sıkıntı olmasa da kayyumların halkla iletişim kuramadığı gibi halkın da götürülen hizmetleri, AKP'nin değil, "devletin" hanesine yazdığı, bu nedenle de partiye oy olarak dönüş olmadığı değerlendirmesini yapıyorlar.

Parti yönetimi, özellikle bölgede sayısı yüksek olan ve son yıllarda HDP'ye yönelen muhafazakar Kürt seçmeni partiye çekmeye dönük strateji geliştirilmesi üzerinde duruyor.

Bu kapsamda partide MHP ile yaşanan "Andımız" tartışmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı dil ve kavramların Kürt seçmen tarafından olumlu karşılandığı, seçim döneminde de bu tavrın sürdürülmesi gerektiği ifade ediliyor.