AKP kulislerinde kabinede dört partiden de isimlerin yer alacağı bir seçim hükümetinin konuşulmaya başlandığını yazan Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hükümette HDP’li bakanın yer almasını istemeyeceği ve AKP azınlık hükümeti formülünün gündeme gelebileceğini yazdı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın azınlık hükümetinden yana olmadığını hatırlatan Selvi, “AK Parti'nin kuracağı bir seçim hükümetine MHP'nin destek vermesi gerekmiyor. Sadece oylamaya girmeseler yetiyor. Bu durumda 258 milletvekilinin oylarıyla AK Parti azınlık hükümetinin kurulması mümkün oluyor. Anayasa'da aranan 276 şartı, hükümeti kurmak için değil ama düşürmek için gereken sayıyı. AK Parti, bir icraat hükümeti olarak değil ama ülkeyi seçimlere götürecek, süresi sınırlı bir Azınlık hükümeti kurar, MHP de böylece HDP'nin hükümete girmesini önlemiş olur” görüşünü dile getirdi.
Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (9 Temmuz 2015) nüshasında, “HDP’ye kaç bakanlık düşüyor?” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle
AK Parti ile koalisyonu Bahçeli ne kadar zorlaştırıyorsa, Kılıçdaroğlu o denli kolaylaştırıyor.
Bahçeli ne kadar kapıyı kapatıyorsa, Kılıçdaroğlu da kapıyı o kadar aralıyor. Bahçeli, ”Bize düşen ana muhalefettir” diyor. Kılıçdaroğlu, AK Parti-CHP koalisyonu için karamsar olmadığını söylüyor. Bahçeli, “Çankaya fanusun içine girmeli” diyor. Kılıçdaroğlu, “Rövanşist olmayacağız” diye konuşuyor. Bahçeli, 17-25 Aralık dosyaları diyor. Kılıçdaroğlu, ”Onlar da gelir ama hemen gelmez” deme gereği duyuyor. Bahçeli, çözüm sürecine çözülme süreci diyor, Kılıçdaroğlu ise çözüm süreci masada kalacak ancak adres Meclis olacak diyor. Bahçeli, ”Versin Bilal'i alsın iktidarı” diyor. Kılıçdaroğlu, ”Erdoğan'dan intikam alıyormuş gibi bir havayı da vermek istemiyoruz” diye konuşuyor. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına bakınca ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Bir AK Parti-MHP koalisyonu çıkmıyor. Ama bir AK Parti-CHP koalisyonu da çıkmıyor. Peki ne çıkıyor? Bahçeli, AK Parti ile koalisyona kapıları kapattıkça, erken seçim ihtimali ortaya çıkıyor. Dün Meclis'teydim. AK Parti kulisinde nabız tutmaya çalıştım. İlk başlarda koalisyon ihtimalinin ağır bastığı AK Parti'de, rota erken seçime dönmüş. AK Parti, Bahçeli'nin, ”İstemezükçü” yaklaşımı nedeniyle MHP ile koalisyonun zor hatta giderek imkansız olduğunu görüyor. 7 Haziran gecesinden bu yana AK Parti'de, MHP ile koalisyon ihtimali ağır basıyordu. “MHP ile koalisyon kurmak zor ama yürütmek kolay” diye formüle etmişlerdi. MHP ile tabanların aynı olması nedeniyle bir doku uyuşmazlığının yaşanmayacağı, Bahçeli'nin partisine hakim olması nedeniyle, koalisyon süresince kriz yaşanmayacağına dair uzun bir liste sunuyorlardı. Gelinen noktada ise AK Parti'de MHP ile koalisyon için iştah kalmadı. Ayrıca AK Parti, Bahçeli'nin açıklamaları nedeniyle ciddi bir kaygı taşıyor. Bahçeli, Erdoğan'la aramızı açmaya mı oynuyor endişesi doğmaya başladı. Bahçeli'nin koalisyon için saydığı üç şarttan biri Erdoğan'la ilgili. Bahçeli tehlikeli bir oyun oynuyor. AK Parti'yi Erdoğan'dan koparmaya çalışıyor. AK Parti'nin içini karıştırmak için hamle yapıyor. AK Parti, Erdoğan'ı verir mi? Erdoğansız bir AK Parti olur mu? AK Parti kulisinde konuştuğum parti yetkililerinin MHP konusundaki umutlarının tükenmeye başladığına tanık oldum. Oysa geçen hafta tam tersi bir hava vardı. Ama bir ihtimal daha var deyip, CHP'li kulislere geçmek istiyorum. MHP, AK Parti ile koalisyonu bu denli kapıları kapatırken, CHP, koalisyona çok istekli bir parti gibi görünmek istemiyor. AK Parti ise CHP ile koalisyonun kurulması kolay ama yürütülmesi zor bir hükümet modeli olduğunu düşünüyor. CHP'nin tek parçalı olmayan yapısı nedeniyle Meclis'te çıkacak siyasi krizlerin koalisyona yansıyacağı kanaatindeler. Buna rağmen Kılıçdaroğlu'nun koalisyona istekli olduğunun farkındalar. Bu arada MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, ”AKP bize dinsiz partinin adamını seçtirdiniz derdi” şeklindeki sözlerini eleştirmek istiyorum. Halaçoğlu, Deniz Baykal'ın her Ramazan'da oruç tuttuğunu ve bayram namazlarını ihmal etmediğini sanıyorum bilmiyor. Ayrıca koskoca bir partiyi, “Dinsiz” olarak ilan etmek kimsenin haddine değil. Biz siyaseti ülke gerçekleri üzerinden yapmalıyız. Kimseyi “dinsiz-imansız” gibi yaftalayarak değil. Yazık hem de çok yazık. MHP ile koalisyon suya düştüğüne göre. CHP ile koalisyona da istekli olmadıklarına göre, iş nereye gidiyor. Seçime gidiyor. “Tekrar seçim” ihtimali düne göre bugün daha ağır basıyor. Bir ihtimal daha var. Bahçeli o konuda bir açık kapı bırakmıştı. AK Parti diğerleriyle hükümet kuramazsa, Bahçeli ülkeyi hükümetsiz bırakmama adına, AK Parti'nin kuracağı bir azınlık hükümetine destek verir mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın azınlık hükümetine sıcak bakmadığı biliniyor. Cumhurbaşkanı, ”Azınlık hükümetinin Türkiye'nin sıkıntılarına çare olmayacağı kanaatindeyim” dedi. AK Parti kulislerinde dünden itibaren konuşulmaya başlanan senaryo şu: Başbakan Davutoğlu hükümeti kurma görevini aldı ama koalisyon kuramadı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu'nu görevlendirdi. O da koalisyon kuramadı. 45 günlük süre doldu. Bu durumda Cumhurbaşkanı Anayasa'nın kendisine verdiği yetkiyi kullanıp, ülkeyi seçimlere götürme kararı aldı. Bu durumda HDP'nin de içinde yer alacağı bir seçim hükümeti kurulacak. Seçim hükümetinde AK Parti'ye 11 bakanlık düşüyor. Geriye kalan 14 bakanlık ise 6 CHP,4 MHP ve 4 HDP şeklinde dağıtılacak. Burada CHP 7, MHP4 ve HDP'ye 3 bakanlık gibi bir dağılımda söz konusu olabilir. Eğer Bahçeli, Türkiye'yi seçim hükümetine mecbur bırakırsa, o hükümette MHP'li bakanlarla HDP'li bakanlar yan yana görev yapacak.Oldu olacak. Milli savunma ve İçişleri bakanlıklarını da HDP'ye verirsiniz, olur biter. HDP'nin varlığını, “Kırmızı çizgi” olarak ilan eden Bahçeli, böyle bir durumla karşı karşıya kalmamak için, AK Parti'nin kuracağı “Azınlık hükümeti” formülüne destek verebilir mi? Dünden itibaren bu formül konuşulmaya başlandı. Meclis başkanlığı seçiminde AK Parti adayını desteklemedi ama MHP'nin muhalefetle birlikte hareket etmeyip kendi adayına oy vermesi AK Parti'nin adayı İsmet Yılmaz'ın seçilmesini sağladı. AK Parti'nin kuracağı bir seçim hükümetine MHP'nin destek vermesi gerekmiyor. Sadece oylamaya girmeseler yetiyor. Bu durumda 258 milletvekilinin oylarıyla AK Parti azınlık hükümetinin kurulması mümkün oluyor. Anayasa'da aranan 276 şartı, hükümeti kurmak için değil ama düşürmek için gereken sayıyı. AK Parti, bir icraat hükümeti olarak değil ama ülkeyi seçimlere götürecek, süresi sınırlı bir Azınlık hükümeti kurar, MHP de böylece HDP'nin hükümete girmesini önlemiş olur. Demirel, “Siyasette 24 saat uzun bir süredir” diye boşuna dememiş.