AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Türkiye'de önemli bir meslek kuruluşunun başkanı olan birisinin, böylesine büyük bir iftiranın tarafı olması ve Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya kalkması asla kabul edilebilecek bir şey değildir, makul değildir, meşru değildir." dedi.
Numan Kurtulmuş, katıldığı bir programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) 'kimyasal silah kullandığı' iddialarına ilişkin açıklamaları nedeniyle gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Kurtulmuş, TSK'nın, Türkiye'de herkesin ortak değeri olduğunu ifade etti.
TSK'nın yıpratılmamasının, vatandaşlar tarafından benimsenmesinin hayati bir nokta olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye'de önemli bir meslek kuruluşunun başkanı olan birisinin, böylesine büyük bir iftiranın tarafı olması ve Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya kalkması asla kabul edilebilecek bir şey değildir, makul değildir, meşru değildir. Bu sadece yasa dışı bir tavır değil aynı zamanda Türkiye'nin bütünlüğüne karşı yapılmış olan bir saldırıdır" dedi.
Kurtulmuş, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, başörtüsü konusunun gündeme getirilmesine gerek olmadığına ilişkin açıklamalarına dair soru üzerine, Türkiye'de başörtüsü yasağının artık uygulamada görülmediğinin aşikar olduğunu bildirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu konuyu gündeme taşıması sonrası kendilerinin anayasa değişikliğini önerdiklerini kaydeden Kurtulmuş, "Hazırladıkları kanun metni de zaten sıkıntılı bir metindir. Yani 'Üniformanın gerektirdiği şartlar dışında' diyor. Yarın başka bir iktidar gelir, örnek olsun diye söylüyorum, 'Başörtülü bir polis memurunun olması mümkün değildir. Çünkü üniforma bunu kapsamıyor' derse bunu nasıl uygulayacağız ya da bu uygulamadaki zulmü nasıl ortadan kaldıracağız?" dedi.
CHP'ye "Samimiyseniz buyurun bir anayasa değişikliği yapalım" çağrısında bulunan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu mesele, sadece AK Parti'nin meselesi değil CHP'nin, İyi Parti'nin, diğer partilerin de meselesidir. Türkiye'de başörtüsü meselesi derken birçok kimse için belki bu sadece bir tanımlamadan ibaret ama binlerce insanın hayatını mahvetmiş, mesleğini elinden almış, memuriyetten atmış bir zulümden bahsediyoruz. Bu zulüm döneminin bir daha Türkiye'de hortlamaması için bunun anayasal bir güvence altına alınması en tabii olandır. Cumhuriyet Halk Partisinin niyetlerini sorgulamıyoruz, o bizim işimiz değil. Madem ki böyle bir konuyu gündeme getirdi, haydi buyurun, hodri meydan, hep beraber en üst hukuk normu olan anayasa değişikliğiyle bu işi çözelim ve bir daha hiç kimsenin aklına başörtüsüyle uğraşmak, başörtüsünü yasaklamanın gelemeyeceği, böyle bir şeyin düşünülemeyeceği bir Türkiye'yi inşa edelim."
Anayasa değişikliği teklifinin Meclis'e ne zaman geleceğine ilişkin soruya Kurtulmuş, "Önümüzdeki günlerde belli bir takvim içerisinde bu gündeme gelir ve ümit ediyorum ki parlamentodan rahatlıkla geçebilecek ve toplumun çok geniş kesimlerinin üzerinde ittifak edeceği bir konu olur. Çünkü varsayalım ki eğer bu konu referandumla halka sorulursa şundan eminiz, halkımızın çok büyük bir kısmı bu ayıbın ortadan kalkması için anayasa değişikliğine destek verecektir" yanıtını verdi.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, muhalefetin adayının kim olacağını ve ne zaman açıklayacaklarını tespit etmenin kendilerine düşmeyeceğini dile getirdi.
Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Karşı tarafın bence esas meselesi, sadece adayı tespit edememek değildir. 6 tane farklı parti, siyasi backgroundları farklı, Türkiye'nin geleceğine ait vizyonları farklı, oryantasyonları farklı olan, dünya görüşleri itibarıyla birbirleriyle neredeyse hiçbir ortak noktası olmayan 6 partiden bahsediyoruz. Bunlar bir araya gelecekler ve bir ortak vizyon etrafında toplanacaklar. Şimdiye kadar bunları bir arada tutan şey, Tayyip Erdoğan karşıtlığıydı, AK Parti karşıtlığıydı. Ama artık biz bunu neredeyse 1,5 senedir, masa kurulduğu günden beri söylüyoruz, aday tespit edememekten daha zor olan konu 6'lı masa için, bence 6'lı masa da dememek lazım, 6+1 ya da 6+2 de diyebiliriz, HDP, FETÖ vesaire bunları da işin içerisine koyabiliriz ama en azından herkes biliyor, o masadaki herkes de biliyor, Türkiye siyasetinin ilgili tarafları da biliyor ki HDP'nin desteği olmadan 6'lı masanın ortaya çıkaracağı adayın yarışa ortak dahi olması mümkün değildir. Siyasal matematik bakımından bunu söylüyorum."
Kimin aday olacağı bizi ilgilendirmez ama Sayın Akşener daha evvel 'Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim' diyerek bu isim tartışmalarının dışına kendisini çıkarmaya çalıştı. Sayın Kılıçdaroğlu da adaylığını artık yavaş yavaş neredeyse 'Ben adayım' cümlesini kurmadığı kaldı, kendi adaylığını çok istediği aşikardır ve önce kendi partisi içerisinde başka aday olması muhtemel kişiler bir şekilde kenara çekildi, şimdi bundan sonra ben Kılıçdaroğlu'nun da kendi adaylık pozisyonundan geri adım atacağını çok zannetmiyorum. Ama şartlar ne getirir, önümüzdeki günlerde nasıl olur bunu bilemiyorum."
Danıştay 5. Dairesinin, FETÖ ile irtibat ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 178 ismin mesleğe dönmelerine karar vermesine ilişkin konuşan Kurtulmuş, Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesinin politik bir konu olmadığını, milli bir mesele olduğunu ve siyasetin üzerine sorumluluklar düştüğü gibi yargının üzerine de sorumluluklar düştüğünü söyledi.
FETÖ'nün 40-45 yıldır devlet içerisinde gizlendiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bunların çok çok büyük bir kısmı tasfiye edildi. Ama hala devletin, kamunun içerisinde, muhtemeldir ki karda yürüyüp izini belli etmeyen birtakım kriptolar vardır. Bunlarla da mücadele edilmesi lazım. Yargının bu kararı da tabii gerekçesini şu anda bilmiyoruz ama bu kadar ciddi bir meseleyken böyle bir kararın alınmış olması herhalde FETÖ ile mücadeleye katkı sağlamayacaktır" diye konuştu. (AA)