AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Vatandaşın yükünü azaltacağız ama Türkiye üretim eksenli bu yoldan vazgeçmeyecek, Türkiye bir daha asla IMF'ye borçlu hale gelmeyecek. Dış güçlerin ekonomik ve siyasi vesayet güçlerinin yörüngesine girmeyecek. Kendimiz üreteceğiz, güçlü bir ülke olacağız." dedi.
Kurtulmuş, muhalefete seslenerek, "Dolar yukarıya zıplayıp gittiği zaman, herkesin morali bozulduğu gibi sizin de moraliniz bozuldu ama o zaman şunu da beklemek hakkımız, dolar aşağıya indiğin zaman millet sevinirken siz de sevinin kardeşim" ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde düzenlenen ve 25 yerel televizyon kanalı tarafından canlı yayımlanan "Anadolu Soruyor" programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Kur'an kurslarıyla ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, bu durumu son derece vahim olarak nitelendiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Aziz milletimiz İslam'ın içinde yer almış şerefli bir millettir. İslam'ı kağıt üzerinde değil, bağlılık düzeyinde değil, bunu uygulayan bir millettir. Anadolu irfanının temeli budur. Kur'an eğitiminin gölgesinde medeniyet inşa etmiş bir milletiz. Tam da Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'biz helalleşeceğiz' diyerek eski defterleri kapatmak istediği bir süreçte. Helalleşecekseniz bu millete yapmış olduğunuz yanlışlardan kurtulacaksınız. Helalleşme sözünün bir seçim manevrası olmadığını kabul edelim. Önce vatandaşlardan Cumhuriyet Halk Partisi'nin yapmış olduğu yanlış uygulamalardan dolayı özür dileyin. Şu yakın dönemde yaşananların hesabını verin, bir özür dileyin. 28 Şubat'ın, üniversitelerdeki odaların mucidi şu andaki CHP'li hanımefendinin yaptığı işlerden özür dileyin. 'Biz yanlış yapmışız.' deyin. İslam'ın Orta Çağ'ı yoktur. Hristiyan orta çağı vardır. Git tarihe bak gör. Onlara bakamazsan Anadolu topraklarını gör. Bu milletin inançlarıyla dalga geçmeye, Orta Çağ göstermeye kimse rıza göstermez. Bu sözlerden dolayı özür dilenmeli. Özür dilemek bir erdemdir. O erdemi de vatandaşlar bekler."
Erken seçim söylemleri sorusu üzerine Kurtulmuş, seçimin Haziran 2023'te yapılacağını söyledi.
Kurtulmuş, muhalefetlerin dünyanın her yerinde yarın seçim olmasını istediğini ifade ederek, "Muhalefetin erken seçime sığınmasının temel nedeninin kendi aralarındaki koordinasyonu sağlamak olduğunu düşünüyorum. Nihayetinde Cumhur İttifakı istemediği sürece bu parlamentodan erken seçim çıkması mümkün değil. Niye yapıyorlar, ciddi bir Erdoğan karşıtlığı var. Sadece konuşuyorlar. Kim Cumhurbaşkanı olacak tartışmasını onlar için söylemiyorum bile. Bunun tartışmasını yapıyorlar. Bunu kendi aralarındaki uyumu sağlamak için bir enstrüman olduğunu düşünüyorum. Erken seçim yoktur. Seçim zamanında olacaktır. Bir erken seçim havası yoktur" dedi.
Kurtulmuş, Türkiye'nin daha fazla istihdama, üretmeye ve ihracat yapmaya ihtiyacı bulunduğunu, yeni ekonomi modelinin temelinde de bu unsurların olduğunu belirtti.
Türkiye'nin geçmiş dönemde çok yüksek faiz ve düşük kur üzerinden borçlandığını ifade eden Kurtulmuş, 2013'ün Mayıs ayında Türkiye'nin İMF borcunu tamamen kapattığını söyledi.
Türkiye'nin büyük bir yükseliş içerisinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şu ifadelere yer verdi:
"Sanki bunlar yokmuş gibi Türkiye'de gördüğümüz eksiklikleri, noksanlıkları böyle gözümüzün önüne getirerek, ormanı ya da ufku görememek de bir talihsizliktir. Ben herhangi bir şahsın konuşmasıyla ilgili bir şey söylemem. Biraz bu arkadaşlara söyleyeceğim şey şu, biraz da Türk halkının sevindiği konularda, olumlu gördüğü konularda sizler de sevinin. Dolar yukarıya zıplayıp gittiği zaman, herkesin morali bozulduğu gibi sizin de moraliniz bozuldu ama o zaman şunu da beklemek hakkımız, dolar aşağıya indiğin zaman millet sevinirken siz de sevinin kardeşim. Yani bu kişiyi kastederek söylemiyorum, genel olarak söylüyorum. Yani muhalif olmak için iyi olan her şeyi görmezden gelmek de doğru bir yaklaşım değildir."
Türkiye'nin yeni ekonomi modeline de değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şu anda yaşadığımız fiyat artışlarının ve enflasyonun fazlasıyla farkındayız. Bunun giderilmesi için Türkiye elinden geleni yapıyor. Şanlıurfa'da elektrik enerjisinin yüzde 45'ini devlet ödüyor, yani yarı yarıya devlet vatandaşına yük bırakmıyor. Bugüne kadar Türkiye'de doğal gazın 4'te 3'ünü devlet ödüyor. Asgari ücrette muazzam bir artış sağlandı. Vatandaşın yükünü azaltacağız ama Türkiye üretim eksenli bu yoldan vazgeçmeyecek, Türkiye bir daha asla IMF'ye borçlu hale gelmeyecek. Dış güçlerin ekonomik ve siyasi vesayet güçlerinin yörüngesine girmeyecek. Kendimiz üreteceğiz, güçlü bir ülke olacağız. Dünya pazarlarında markalarını üreten bir ülke olacağız. Kısa vadede de enflasyonla mücadele en temel vazifelerimizden birisidir. Bunların hepsini başaracağız bu istikamette yürüyeceğiz." (AA)