AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinde hükümetin çekimser kaldığı yönündeki eleştirisine yanıt verdi. Özkan, “İlişkilerimizin olduğu iki ülke. Bizim bakışımız ülkesel değil ilkeseldir. Yani meseleye ‘dünya beşten büyüktür’ anlayışıyla bakıyoruz… Burada, bir devlete yaptırım uygulamakla meselenin içinden çıkılacak durum çoktan geride kalmıştır. Bu anlamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, sürekli iki tarafla arabuluculuk rolü üstlenmek üzere diplomatik girişimler gerçekleştirmiştir” dedi.
Cahit Özkan, bugün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili olarak, “Milletimizin vicdanında büyük yaralar açan Semra Güzel’in, yani terörist sevgilisinin dokunulmazlık raporunu görüşmek suretiyle haftaya başladık. İktidar ve muhalefetle bu dokunulmazlık raporunun görüşülmesi sırasında CHP ve İyi Parti’nin ‘evet’ oyu vermesi çok önemli olmuştur. Diğer siyasi parti gruplarına da destekleri için teşekkür ediyoruz. Ancak önemli olan, kapalı kapılar arkasında ittifak yapıp vatandaşımızın önünde sözüm ona kavga ediyormuş gibi izlenim vermek suretiyle milletin iradesiyle arkadan dolanmaya çalışmak da siyasetin şeffaflığı açısından üzüntü vericidir” diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu’nda bugün Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesine ilişkin kapalı oturum yapılacağını ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Meclis'i bilgilendireceğini aktaran Cahit Özkan, “Bugüne kadar bütün küresel, ulusal, bölgesel ve stratejik konularda hükümetimiz, yapmış olduğu çalışmalarda nasıl parlamentomuzu bilgilendirmiş ise bugün de aynı şekilde bilgilendirecektir” dedi.
Altı partinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnine de değinen Özkan, şöyle konuştu:
“Aslında CHP’nin kurmay zekasıyla ve onun masasına meze olan diğer yeni yetme siyasi partiler ve yolunu kaybetmişleri görüyoruz. Orada, bir siyasi parti olarak vatandaşla gönül köprüsü kurmuş başka siyasi partiden bahsetmek mümkün değil. Bir tarafta başbakanlık yapmış olmasına rağmen, tebrik etmek lazım, yani bir ülkede başbakanlık yapacaksın, sözüm ona ‘ben bütün siyasi hayatımı CHP’ye karşı mücadele vererek geçirdim’ diyeceksin, sonra da CHP’nin kurmay aklıyla kurulmuş olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a düşmanlıktan beslenen bir masanın üzerinde meze olacaksın. Sözümüz Ahmet Davutoğlu’na. Yine aynı şekilde yolunu kaybeden diğer siyasi partiler de CHP’nin masasında meze olmuştur.”
Özkan, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de cumhurbaşkanının nasıl seçileceği sorusunu tekrarladı.
Meral Akşener’in bugünkü grup toplantısında Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinde hükümetin çekimser kaldığı yönündeki eleştirisi ve “Denge politikası yapalım derken Türkiye ve dış ilişkilerini dengesizliğe ittiler” sözlerinin anımsatılması üzerine Cahit Özkan, şu yanıtı verdi:
“Aslında bu benzemezler ittifakının arka planında kurmay akılları onu emrediyor. Türkiye geçmişte olduğu gibi birilerinin payandası olacak, ABD bir taraftan PKK terör örgütüne silah gönderecek ve Türkiye’ye hava savunma sistemleri verilmeyecek ve Türkiye her türlü saldırıya açık olacak ve biz de S-400’leri iade edecekmişiz, Rusya ile ilişkileri bozacakmışız. Hayır. Biz, ülkesel meselelere bakmıyoruz. Meselelere bakışımız ülkesel değil. Evet, Ukrayna bizim ittifak içinde olduğumuz ülke ancak diğer tarafta Rusya ile de pek çok hem enerji hem savunma ve askeri politikalar açısından karşılıklı ilişkilerimiz olduğu iki ülke. Bizim bakışımız ülkesel değil ilkeseldir. Yani meseleye ‘dünya beşten büyüktür’ anlayışıyla bakıyoruz. Bugün Rusya ile ilgili bütün ilişkilerimizi askıya almasını isteyenler, Meral Akşener, ‘beşten büyüktür’ anlayışına ne diyor? Bizim bakışımız ilkeseldir. Bu çatışmanın, bu savaşın, bu işgal girişiminin bir an önce barışçıl anlayışla sonuçlanması yönündedir. Onun için burada, bir devlete yaptırım uygulamakla meselenin içinden çıkılacak durum çoktan geride kalmıştır. Bu anlamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, sürekli iki tarafla arabuluculuk rolü üstlenmek üzere diplomatik girişimler gerçekleştirmiştir. Her şeyden önce bu işgal girişimin bölge ülkeleri açısından en çok Türkiye’yi etkileyeceği, bunun pek çok sonucunun olacağı ortadadır. Bu meseleyi pansuman yaparak kapatma yerine meselenin büyüğünü görmek, yani ‘dünya beşten büyüktür’ anlayışı ile BM nezdinde beş güvenlik konseyi üyenin iki dudağı arasından çıkacak beyanlarla bütün uluslararası politikaların şekillendirildiği bir anlayışın insanlığa huzur, barış ve adalet getirebilmesi mümkün değil. Özellikle BM’nin yapısı, iş görmezliği, NATO’nun adeta beyin ölümünün gerçekleşmesi, AB’nin yeniden genişleme anlayışı ile insanlığa umut koyamaması, genişlemeyi bırakın yeniden küçülme sürecine girmiş olması ve yaşlı Avrupa’nın enerjisini tüketmiş olması, insanlığın yeniden ‘dünya beşten büyüktür’ anlayışıyla inşasını istiyor.”