AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, sosyal medyada gelen eleştirilere ilişkin "2 aydır sistematik bir saldırıya uğruyorum. Hem PKK’lı hem FETÖ’cü kadın tutuklular üzerinden yürüyen bin kampanya var. Planlı olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin ilk başörtülü Grup Başkanvekili olduğum için diye düşünüyorum. Kafa aynı, hiç değişmiyor. Bu nefret öfke, bir hayat tarzına itiraz aslında, benim üzerimden bir hayat tarzına saldırı var" dedi.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin çıplak arama iddialarını reddederek kullandığı ifadelerle tepkilere neden olmuştu.
Zengin, herkese çıplak aranmanın mevzuattaki yerini okumalarını tavsiye ederek, şöyle konuştu:
"2 aydır sistematik bir saldırıya uğruyorum. Hem PKK’lı hem FETÖ’cü kadın tutuklular üzerinden yürüyen bin kampanya var. Kadınlar üzerinden yürüyor. Son dönemde FETÖ üzerinden yürüyor. Ben Genel Kurul'da muhalefetin bize yönelttiği her soruya gün içinde yanıt veririm. Ben devletin valisine, bakanlarına itimat etmeyecek miyim? Ben aldığım bilgilere dayanarak o olay ve o kişi için olmadığını söyledim. Ben Adalet Bakanımızla, İçişleri Bakanımızla konuştum onlara itimat etmeyecek miyim? Söylediğim tek şey; bu aldığım bilgilere dayanarak, o olay için o kişi için olmadığını söyledim. Belki 60 yıldır bu arama var. Avrupa'da, ABD'de, İsrail'de var. Havaalanlarına gittiğinizdeki aramalardan bir farkı yok. Benim söylediğim iddia bir kişi, bir olay, bir şehirle ilgilidir. Ama inanılmaz bir kampanyaya dönüştü, muazzam organize bir saldırı. Herkes, kadınlardan yurt dışından saldırı oldu" diye konuştu.
Zengin, burada tek amacın TBMM gündemini terörize etmek olduğunu belirterek şöyle dedi:
"TBMM’nin gündemini terörize eden bir grup milletvekili var. Bu meseleler hararetle anlatılıyor. ‘4 kişi evinin önden kaçırılmış’ diye günlerce anlattılar. Daha sonra ortaya çıktı ki aslında bu kişiler hücre evinde kalıyorlarmış, aileleri anlattı. Bir ajandaları var. Ellerine gelen mektuplar var. Bunları Genel Kurul’da okuyorlar. TBMM terör örgütlerinin evraklarını ifşa etme, onların kampanyasını yapma yeri değildir. Ben bir hukukçu olarak, bazen hata yapan insanları, soruşturma gereken insanların hepsinin savunucusu olamam. Benim söylediğim, bir gün, bir iddia ve bir şehirle alakalıdır. 60 saniye bile olmayan bir görüntüden inanılmaz saldırılar çıktı. Aklınıza gelebilecek herkes yazdı çizdi. Özellikle de kadınlardan saldırılar. Ben Genel Kurul’da sorulan sorulara, bakanlardan, ilgili ve yetkili kişilerden aldığım taze cevapları veriyorum. Ben soruyu önemsiyorum. O an alınmış, bakanından öğrenilmiş cevapları muhatabıma vermeyi önemsiyorum."
Özlem Zengin, kendisine yönelik saldırılara ilişkin, "Planlı olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin ilk başörtülü Grup Başkanvekili olduğum için diye düşünüyorum. Kafa aynı, hiç değişmiyor. Bu nefret öfke, bir hayat tarzına bir itiraz aslında; toplumda bir bölünmeye neden olmak istiyorlar. Başörtülü olmam nedeniyle. Benim üzerimden bir hayat tarzına saldırı var. 28 Şubat yaklaşıyor. Buradaki nefret ve öfke sadece bana değil, bütün AK Partili kadınlara ya da bu tarzı olan kadınlara. Ben gerçeği söylemekle mükellefim. 'Bu yoktur' dediğinizde kelimelerinizin hiçbir anlamı kalmıyor. Kapaklar yapılıyor, karikatür dergilerinde. 'İğrenç' diyeceğim kapaklar. Ben bir insanım, tabii ki inciniyorum. Biz Genel Kurulda 12 saat kalmışız. 12 saatlik konuşmada, günün son konuşması, size saldırı ve tahrikler var. Burada bence merhametle meselelere yaklaşmaya ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
Zengin, hakaret içerikli paylaşımın ardından farklı çevrelerden destek aldığını da kaydederek, "Lütfü Türkkan'a teşekkür etmek isterim. Beni aradı 'yanındayız merak etme' dedi. Benim için kıymetli bir şey bunu yapmış olması. Bu sabah Emine Erdoğan aradı, uzunca konuştuk. O da çok rahatsız olduğunu, kadınların bu konularda birleşmesi gerektiğini anlattı. Adalet Bakanımız, İçişleri Bakanımız konuyla yakından ilgilendiler. Ben zaten şikayetçi oldum, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı zaten harekete geçti. Fahrettin Altun Bey, Ömer Çelik bey bütün arkadaşlarımız hepsi bu konuya çok büyük alaka gösterdiler" dedi.
Kadın hakları savunucusu olduğunu ifade eden Zengin, "Ben bunu sadece belli hayat tarzındaki insanlar için de yapmıyorum. Benim gördüğüm şey şu; yere düşseniz 'acaba hangi partiden' diye bakıyorlar. Biz bunu yapmıyoruz. Ben bunu muhalefetten göremiyorum. En üzüldüğüm şey bu terör örgütlerinin önce Meclis'i terörize ederek, sonra Türkiye kamuoyunu manipüle ederek ortaya koyduğu tezlerini gerçekmiş gibi ele alıp bunları işleyen bir muhalefet görüyorum. Özellikle CHP açısından, buna hakikaten hüzünleniyorum. Ben arzu ediyorum ki bize muhalefet edenler Türkiye'nin kendi değerleri içerisinde, kendi fikirleri ile bizlere muhalefet etsinler. Bir yerde kurgulanmış, terör örgütleri tarafından pişirilmiş, hapishanelerde görev dağılımı yapılmış işler ile bizim karşımıza gelmesinler" ifadelerini kullandı.
Gara operasyonunun da bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Zengin, "Gara bir dönüm noktası diye düşünüyorum. Onu görüp de itiraz etmemek mümkün değil. HDP grubu bunlar olurken Meclis'te çok sessizdi. Geçtiğimiz hafta da TSK ile ilgili kanun düzenlemesi yaptık; hemen bitsin istiyorlardı. Çünkü burada bunları konuşurken hedef onlar; çünkü asıl fail ile teması olan onlar. 'Misafir edip geleceğiz' diyen bir Pervin Buldan var. Bunları kamufle etmek için yine her zamanki aktörler ortaya çıkıyor, terör örgütlerinin pişirdiği kampanyaların yüzleri var. Bir de bunlara bir kılıf bulmuşlar 'insan hakları savunucusu' oluyorlar. Vicdanı olan herkes insan hakları savunucusudur. Evet bence de Gara ile alakalı meselenin hızlıca üstünün örtülmesi için, 'fail kim' sorusunun üstünün örtmek için, CHP de bunu yaptı, Sayın Kılıçdaroğlu da bunu yaptı, fail olarak ne alaka Sayın Cumhurbaşkanımızı gösteriyor? Bu aslında bir şaşırtmaca. Gerçek faili öğrenmeye sormaya dair olan heyecanın üstünü örtmek. Bir hedef şaşırtma olarak görüyorum" dedi. (DHA)