İstanbul Esenyurt Belediye Meclisi’nin aralık ayı toplantısı dün, Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt başkanlığında yapıldı. Belediye bünyesinde eşitlik birimi kurulması ile ilgili tartışmalar sırasında, AKP’li üye Fatih Taşdemir, “Kadın kadındır, erkek erkektir. İsmi Ayşe ise kadındır, Ahmet ise erkektir. ‘Bizim zihniyetimiz’ ne? Yok efendim, ‘Boşanma olayları en çok bu dönemde olmuş’ Bu ülkenin Cumhurbaşkanı mı diyor, gidin boşanın. Kusura bakmayın. Demokratik, laik bir hukuk devletinde yaşıyoruz ya bunlar bunun sonucudur. Bunlar aşırı istediğiniz özgürlüğün sonucudur” dedi.
İstanbul Esenyurt Belediye Meclisi’nin aralık ayı toplantısı dün, Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt başkanlığında yapıldı. Meclis Toplantısı’nın birinci birleşim, ikinci oturumunda CHP’li ve AKP’li Meclis üyeleri; belediye bünyesinde kurulması planlanan Psikolojik ve Sosyal Hizmetler Şefliği bünyesinde ‘Eşitlik Birimi’ni tartıştı.
AKP’li Meclis Üyesi Gazanfer Karakaş, şunları dedi:
Gündem aslında şu. Maalesef Türkiye genelinde CHP’li belediye başkanları, artık nereden, ne şekilde bir talimat geldi bilemiyorum. Yerelde, ilçelerde ve illerde belediye başkanlıkları kendilerinde olan yerlerde… Yönetmeliğe bir değişiklik teklifi getirip, Psikolojik ve Sosyal Hizmetler Şefliği bünyesinde Eşitlik Birimi diye bir birim kurduruyorlar. Ve bu birim müdürlüğü içinde, ‘toplumsal cinsiyet eşitliği, dezavantajlı gruplar’ kavramlarının arkasına sığınarak… Örnekleri var. Kadıköy ve Şişli gibi belediyelerde, maalesef, son yılların küresel anlamda aile değerlerini yok etme, ailenin vasfını ve tanımını, kadın ve erkekten oluşan tanımını değiştirme; bunun yerine sapkın, ahlak eksikliği anlayışlarını enjekte edebilme anlamında muazzam bir çalışma içerisine girmiş durumdalar.
Tam da şu anda yapılmaya çalışıldığı gibi; Kadıköy ve Şişli belediyelerinde LGBT üzerine seminerler yapılıyor, LGBT ile ilgili kaynaklar oluşturuluyor… Ve bu sanki iyiymiş gibi, gençlik içerisinde özendirilerek topluma dayatılıyor. Geçen Meclis’teki görüşmelerimizde, bu konu ile ilgili olarak önümüze, ‘sizin iktidarınız döneminde, kadın aile bakanınız etkinlikler yaptı…’ Bu konu ile ilgili olarak zannedersem, anlaşamadığımız husus şu: Biz toplumsal cinsiyet eşitliği noktasında, kadın ve aile noktasında olaya yaklaşırken; başta Genel Başkanınız olmak üzere, olayı LGBT eksenine indirgiyorsunuz. Bizzat Genel Başkanınızın billboardlara giydirdiği vaatler var. Ne diyor, Kılıçdaroğlu; ‘Eşcinseller için yasal düzenleme vaadinde bulunuyoruz.’ ‘LGBT’ye evlilik vaadi.’ ‘Etkin köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim; yasa ile dezavantaj olmaktan çıkarılacak.’ Bu ne demektir? Yani Genel Başkanınızın bu vaadinin yok mu olduğunu söylüyorsunuz?
Bu konu ile ilgili olarak, ‘cinsel yönelim, yasa ile dezavantaj olmaktan çıkarılacak’ diyen Genel Başkanınızın bu sözünden sonra, sizin bu konu ile ilgili olarak, getirmiş olduğunuz mevzunun masum olduğuna inanmamızı kimse bizden beklemesin. Buradan hareketle… hepimizin çoluğu çocuğu var. Kendi başınıza gelmesini istemediğiniz bir şeyi, başkalarının çocuklarına gelmesine müsaade etmememiz lazım. Siyasi saiklerle, ideolojik bakış açısı ile bu konu ile ilgili partizanca yaklaşımla savunmaya kalkarsınız, bu işin vebali ağırdır. Biz etmeyeceğiz. Ülkemizde aile değerlerinin yıkılması yerine sapkın bu tarz düşüncelerin oturtulması noktasında dayatma söz konusu. Buna müsaade etmeyeceğiz.
Şu an belediye başkanının yapmaya çalıştığı şeyi iyi görün. Nasıl bir bakış açısı ile kafa yapısı ile bu hamleyi yapıyor anlam veremiyorum. Çoluğumuza çocuğumuza yapılmaya çalışılan bu şeye… Biz bu konu ile ilgili yaklaşıma, dayatmaya müsaade etmiyoruz. Esenyurt’a LGBT’nin sokulmasına müsaade etmeyeceğiz.”
AKP’li Meclis Üyesi Fatih Taşdemir ise şu konuşmayı yaptı:
“Toplumsal eşitlik adı altında alt birimlerde kurulması istenen bir şeflik söz konusu. Bir kere Esenyurt Belediye’sinde böyle bir şeye neden ihtiyaç var? Bir kere Esenyurt Belediyesi’nin Sosyal İşler Müdürlüğü var mı, var... Kadın Aile Müdürlüğü var mı, var… Peki burada ne ayırt edilebiliyor? Kadın kadındır, erkek erkektir. Anlamayanlara anlatalım; ismi Ayşe ise kadındır, Ahmet ise erkektir. Yani kadın geldi, sizden yardım istedi siz Sosyal İşler Müdürlüğü’nde neyine yardımcı olamıyorsunuz veya diğer Sosyal İşler Müdürlüğü’nüzde hangi çalışmayı yapamıyorsunuz? Biz neden bunu söylüyoruz biliyor musunuz arkadaşlar… Çünkü benzer çalışmaları Kadıköy Belediyesi’nde, Şişli Belediyesi’nde, CHP’nin genelinde bunlar yapılıyor.
Bakın biz burada ortak paydada buluşan insanlarız. Hepimiz Anadolu insanıyız, burada Kemal Bey de aynı bölgenin insanıdır, biz de, Ali Bey’de… Burada farklı olan kimse yok. Herkesin ailesinin seviyesi, terbiyesi, geleneği göreneği, din, kültür, ahlak kardeşliği hepsi aynıdır. Ama Ali Bey burada bir zihniyettir tutturmuş… Nasıl bir zihniyet ya? Aynı gemideyken, ayrı bir zihniyette değiliz.
Aile kurumunu yer altına alan sizsiniz, CHP zihniyetidir. Erkekle kadını çırılçıplak havuzlara koyan bir zihniyet, sizsiniz. Bunu nereden anlatıyorsunuz. Kime anlatıyorsunuz? Olayı bir müdürlüğün alt çalışması, strateji geliştirilmesi ile alakalı bir yönetmeliğin dışına taşırdınız. Bu aslında sizin, bir zihniyet tasavvuru yapıyorsunuz ya burada siz toplumu zaten ayırıyorsunuz. Bizim zihniyetimiz ne? Yok efendim, ‘Boşanma olayları en çok bu dönemde olmuş’ Bu ülkenin Cumhurbaşkanı mı diyor, gidin boşanın.
Kusura bakmayın. Demokratik, laik bir hukuk devletinde yaşıyoruz ya bunlar bunun sonucudur. Bunlar aşırı istediğiniz özgürlüğün sonucudur, bu. Yanlış algılıyorsunuz. Toplumsal cinsiyet eşitliği diyorsunuz ya, toplumsal haklar anlamında… Beş tane bayan Meclis üyemiz var, sizde iki tane. Mademki kadın hakları, eşitliği savunuyorsunuz. Kalkıp bizim zihniyetimize laf edecek, son söz söyleyecek kişi sizsiniz. Her seferinde zihniyet ayrıştırması, toplumu ayrıştırıyorsunuz.”
CHP’li Meclis Üyesi Dilek Şimşir ise Meclis görüşmesinde şunları dedi:
“AKP’li ve MHP’li Meclis üyesi arkadaşlarımızın kadınlara yönelik eşitlik ilkesini hayata geçirmek adına kurmaya çalıştığımız birim için ortayı nasıl ayağa kaldırdığına şahit olduk. Bu arkadaşlar, demeçlerinde ‘toplumun ahlakını bozuyorlar, insanları sapkınlığa sürüklüyorlar’ gibi akıl almaz açıklamalarda bulundular. Kadının toplumsal hayat katılması kadar, kadının özgürce kendini ifade etmesi kadar sizi korkutan önemli bir şey yok? Bu korkunuzun sebebini çok iyi anlıyorum. Çünkü kadınlar kendilerini katleden canileri kravat taktı diye iyi hal zihniyetini unutmaz. Çünkü kadınlar çocuklarına tecavüz edenleri ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyen zihniyeti de unutmaz. Çünkü kadınlar aynı emeği vermelerine rağmen daha ucuza çalıştırılmalarına, kahkahalarından rahatsız olanları, onları durmadan nasıl giyinir diye emreden bu zihniyeti unutmaz. İşte bu yüzden kadın eşitliğine karşı yapılan her çalışmada ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz. Herkes dil, din, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, mezhep vb. sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitsizliğin yaşama geçmesini, sağlamakta yükümlüdür. Kadın kelimesini gördüğünüz her yerde lütfen ürpermekten, korkmaktan vazgeçin.” (ANKA)