Cumhurbaşkanı seçilmek için gerekli olan yüzde 50+1 tartışmaları iktidar içindeki tansiyonu artırırken partide AKP Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, YİK üyesi Cemil Çiçek, Faruk Çelik, Bülent Arınç ve Devlet Bahçeli'nin birbirine zıt açıklamaları iktidarda çatlağın büyüdüğü yönünde yorumlara sebep oldu.
BirGün'ün aktardığına göre iktidara yakın isimlerin arasındaki kavganın dozu son dönemlerde arttı. AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi Şamil Tayyar, yüzde 50+1 kuralı ile ilgili “Erdoğan’a kurulan tuzak" yorumunu yaptı. Bu değerlendirmeye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan, "Türkiye’yi değil kendilerini düşünenler, ülke karşıtlığını iş edinenler, hakkımda ‘Sorosçuluk yalanı’ yayma peşindeler. Ne yaparsanız yapın 2007 ve 2017’de iki kez halk tarafından kabul edilmiş Türkiye’nin sosyolojik ve siyasi istikrarının güvencesi 50+1 kuralından halk vazgeçmez" cevabını verdi.
Tayyar, Uçum’a “Hodri meydan” diyerek şu yanıtı verdi:
"Uçum, devlet memurudur. Bir devlet memuru, siyasete racon kesemez. Siyaset yapacaksa, verir istifasını, çıkar er meydanına. Hodri meydan. ’Soros’ dedik, ses Uçum’dan geldi. Hak etmediği koltuktan, koltuk sahibi olmayanları ‘kendini düşünmekle’ suçluyor. Cüretkâra bak. ‘Asla değişmez’ diyerek Cumhurbaşkanımızı da tehdit ediyor. Hadsiz, kimsin sen!”
Tartışmaya eski AKP’li vekil Mehmet Metiner de dâhil oldu. Tayyar’a destek veren Metiner, isim vermeden Uçum’a şu sözlerle yüklendi:
"Görünen o ki Soros’un her yerde her kesimde adamları var. Hep içimizden vurulduk. Başımıza geçirdiklerimizin ihanetine uğradık. Gerekli dersi almadığımızı görmek üzüyor bizi. Şimdilik bu kadar diyeyim."
AKP’nin eski topları da son dönemlerde eleştirilerini yüksek sesle dillendiriyorlar. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek, seçilme şartları ile ilgili "Anayasa toplantısında 50 +1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yine söylüyorum. 50+1 ciddi problem çıkarıyor" dedi.
AKP’nin kurucularından Faruk Çelik de söz konusu kuralla ilgili “Türkiye sosyolojisinin buna hazır olmadığını savundum" ifadelerini kullandı.
Geçen yıl Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden istifa eden AKP’nin bir diğer kurucusu Bülent Arınç ise YouTube’da katıldığı bir programda partinin çöküşünü adeta itiraf etti. Arınç, şunları söyledi:
“Ben hep zaferleri AK Parti’de gördüm. Milli Selamet, Fazilet, Refah dönemlerimiz çileli dönemlerimizdi. Dört ellimizle sarılır ve siyaset yapardık. İğne ile kuyu kaza kaza biz sadece iktidar ortağı olabildik. AK Parti’de bütün kapılar açıldı. Millet gürül gürül AK Parti’ye geldi. Ekonomi müthiş, 6 sıfırı atacak durumdayız... AB sürecinde başarılıyız, istihdam almış başını gitmiş. Meclis Başkanı olarak gidilmeyen ülkelere gittim, muhteşem karşılamalar... Ben bunları gördükten sonra yine AK Parti’nin başarılı olmasını isteyeceğim, bu işin sonu böyle olmamalı, böyle bitmemeli. Bizi biz yapan değerlerimizle, ölçülerimizle biz bunu yapabiliriz. Sayın Erdoğan bunu yapabilir ve yapacak buna inanıyorum. Başkaları ümitlerini kesmiş olabilir ama biz nice ümit kesilmiş zamanlarda bu işleri rayına sokmasını, yine en üst noktaya çıkmasını da bileceğiz."
Kendisini AKP’den ve Erdoğan’dan uzaklaştırmaya çalıştıklarını öne süren Arınç, “Yalnızlaştırmak istediler ama ben de kurt bir siyasetçiyim, nerede ne yapacağımı bilirim. Bunların hepsi perişan ama ben milletin kalbinde yer attım yer attım, Türkiye’nin neresine gitsem bana vicdanlısın diyorlar, bu bana yeter" dedi.
Kavganın odak noktalarından birisi de MHP ile kurulan ittifaka dair. Saray rejiminin politikalarının belirlenmesinde MHP’nin esaretinde olduğu sıkça dillendiriliyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da aynı şekilde tepkilerin odağında. Arınç, katıldığı programda Soylu’nun “Sedat Peker bir siyasetçiye ayda 10 bin dolar veriyor” sözlerine de göndermede bulundu.
Şu anda partide hiçbir resmi sıfatı olmadığını belirten Arınç, “Fiilen yaptığım iş arabuluculuk. İhtiyari ve resmi arabuluculuk yapıyorum, paramı oradan kazanıyorum. Benim hanlarım, hamamların yok. Birileri cebime ayda 10 bin dolar koymuyor. Biz böyle siyaset yaptık. Bu yüzden hamdolsun emekli maaşımızla geçiniyoruz, o da bize bal gibi yetiyor” diye konuştu.
Kavga sadece merkezde sürmüyor. Yerel yönetimlerde iktidar üyeleri birbirleriyle küfürleşirken, Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, partisinden istifa ettiğini, ancak daha sonra ikna edilerek kararından döndüğünü duyurdu. "Urfa’nın kimyası değişti. Partide doku uyuşmazlığı olanlar var” diyen Fakıbaba, Erdoğan’a ültimatom vererek, “2014 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızı yanılttıkları gibi yine yanıltabilirler. Böyle olursa siyasete devam, yoksa köyümde dinlenirim. Sıkıntının temelini biliyorum. Lider eksikliği var. Teşkilat başkanımız benden çok iyi mi biliyor Şanlıurfa’yı? Kaç kere gelmiş, kaç elemanını göndermiş? Bundan sonra olacak olursam, listeyi ben yapacağım. Fakıbaba kararlı bir adamdır, kararını verdiği zaman yapar" açıklamasını yaptı.
Fakıbaba, bu açıklamalarının ardından tehdit edildiğini açıklayarak, "Baskılarına asla boyun eğecek bir insan değilim. Suç duyurusunda bulundum ve konunun takipçisi olacağım. Haksızlığa karşı durmaktan ve adaleti savunmaktan asla geri durmayacağım" ifadelerini kullandı.