AKP ve MHP'nin yüzde 10 olan seçim barajını yüzde 7'ye indirme konusunda vardığı uzlaşma, siyasi kulislerde seçim sistemine dönük yeni senaryoları da gündeme taşıdı. MHP'nin, "Ooyları yüzde 7'nin altına düştü" algısını kırmak için bu orana onay verdiği şeklinde yorumlar yapılıyor. Son dönemde öne çıkan iddia ise AKP ve MHP'nin genel seçime ittifak yaparak değil ayrı ayrı girmesi.
Siyasi kulisleri hareketlendiren bu senaryonun dayanağını iktidar bloğunun Millet İttifakı'nı dağıtma; AKP'nin, MHP'yle ittifak nedeniyle kendisine uzak duran Kürt seçmeni "yeniden kazanma", MHP'nin de tek başına seçime girme gücü olduğunu gösterme hesabının yattığı konuşuluyor.
Ayrıca, oylarının yüzde 7'nin altında kalacağı düşünülen DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi seçmenlerinin parlamento umudu kalmayacağı için AKP ve MHP'nin bu tabandan oy alabileceği, İYİ Parti'nin de tek başına seçime girmesiyle "Millet İttifakı'nın dağılabileceği" üzerinden hesap yapıldığı ifade ediliyor.
Peki, Cumhur İttifakı'nın başını çeken AKP'de bu senaryoların yaşama geçme şansı nasıl görülüyor, daha da önemlisi böyle bir niyet var mı?
AKP'de seçim ve siyasi partiler yasası değişikliği üzerinde çalışan ekip içinde yer alan bazı parti kurmaylarına göre, ittifaklara son verilmesi ya da ayrı seçime girme hedefine dönük bir çalışma bulunmuyor.İttifak sisteminde zaten siyasi partilerin kendi isim ve amblemleri ile seçime girdiği ve her partinin oy oranının da görülebildiğine işaret eden AKP kurmayları, bu anlamda ittifak içinde yer alan bir siyasi partinin de "rüştünü ispat etme" gibi bir durumunun olmadığına dikkat çekiyorlar.
Ayrıca, Cumhur İttifakı'nın temelinde 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşama geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin "devamlılığı" olduğuna işaret edilerek, "Partimiz ve MHP, 15 Temmuz gecesi ülkenin bekası üzerine Cumhur İttifakı'nı kurmuşlardır. Eğer ittifaksa beraber hareket edilmesi gerekir" görüşünü dile getiriyorlar.
"İttifak sistemine son verilebileceği ve AKP ve MHP'nin seçimlere ayrı girebileceği" senaryosunun temelini ise seçim barajında varılan "yüzde 7 uzlaşması" gösteriliyor.
Çünkü AKP'de ağırlıklı görüş, barajın yüzde 5 olması yönündeydi ve bu nedenle de birçok AKP yöneticisi için yüzde 7 üzerinde varılan uzlaşma "sürpriz" olarak da yorumlanıyor.
AKP kaynakları, ittifak sisteminde barajın çok da anlamı kalmadığını, ayrıca hala gündemlerinde olduğunu belirttikleri "daraltılmış bölge" sistemine daha uygun olduğu için yüzde 5 önerdiklerini belirterek, yüzde 7 uzlaşmasını şöyle açıklıyor:
"Yüzde 7 barajı, gerçekleştirilen seçim simülasyonları sonucu elde edilmiştir. Yeni barajın Türk siyasetine kazandıracağı ivme dikkate alınmıştır. Bu oran belirlenirken sadece AK Parti ve MHP değil, tüm Türk siyasetinin geleceği göz önünde bulundurulmuştur."
AKP, MHP'nin karşı çıkmasına karşın "daraltılmış bölge" sistemini de gündeminden çıkarmış değil. AKP'nin daha fazla milletvekili çıkarmasını sağlayacak sistemle ilgili çalışmaların sürdüğü ve henüz bu seçeneğin masadan kalkmadığı ifade ediliyor.
AKP'nin yaptığı çalışmada, her seçim bölgesinin 7 milletvekilinden oluşması önerisi yer alıyor ancak bu seçeneğe MHP'nin sıcak bakmadığı biliniyor.
Muhalefet kulislerinde ise "seçim barajı üzerinden ittifakı dağıtma" hesabının tutmayacağı ifade ediliyor.
İttifak sistemi kaldırılsa bile, barajın altında kalacak partilerin, büyük partilerin listelerinden seçime girmesinin önünde engel olmadığı, cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşma sağlanması halinde bu tür "yapay engellerin aşılabileceği" görüşü dile getiriliyor.