AKP Sözcüsü ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik Ömer Çelik, AKP'nin önde gelen isimlerinden Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç, Nihat Ergün, Sadullah Ergin gibi isimlerin biraraya gelerek yeni bir parti kuracakları iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Parti içinde yeni bir siyasi oluşum hazırlığı yok" dedi.
Gündeme ilişkin Ankara'da açıklamalarda bulunan Çelik, parti içindemuhalefet geleneğinin olmadığını ama eleştiri geleneği olduğunu söyleyerek, "Hepimiz pek çok toplantıya katılıyoruz. Bu toplantılarda çeşitli arkadaşlarımızın zıt görüşleri ortaya çıkabiliyor. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra 'Ben o toplantıda şöyle demiştim' denilmesini de doğru bulmuyoruz" ifadelerini kullandı.
ABD'nin PYD'yi terör örgütü olarak görmediğine ilişkin açıklamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çelik, "Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımladığı yapılara müttefiğimizin terör örgütü olarak görmemesi tamamen hayal kırıklığıdır" dedi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Yeni anayasa meselesi Türkiye'nin en önemli meselesi. Türkiye'nin yeni bir anayasaya kavuşmasını çok arzuluyoruz. Başkanlığını benim yapacağım mekanizma süreci izleyecek. Biz de çalışmalarımıza parti içindeki heyet olarak en yakın zamanda başlayacağız.
Basında HDP'nin sözcülerinin sürekli olarak gündeme getirdikleri Cizre hassasiyetini sizinle paylaştım. Bize hangi ihbar gelirse gereken hassasiyetleri gösteriyoruz. Yaralılar varsa kimliğini ne olursa olsun girişimlerde bulunuyoruz. Fakat HDP'nin yaralılardan bahsedip o binadan yaralılar çıkmamasına karşın katliam dilini kullanmalarının duyarlılıkla ilgisi olmadığını düşünüyoruz.
Cenazelerle ilgili duyarlılığımız en üst noktadadır. Bütün yaralıların sağlık hizmeti alması için elimizden gelen herşeyi yapıyoruz. HDP'nin görüldüğü gibi cenaze siyasetini teröriste kordon açmak gibi bir amacı olduğunu görüyoruz. Bunu şiddetle kınıyoruz. Terör örgütünü direniş olarak niteleyerek, bu katliamı direniş olarak adlandırmaya çalışanları kınıyoruz.
Bugünlerin en yoğun konulardan bir tanesi sınırlarımızda olan mülteci akınıdır. Kuşkusuz Türkiye insanlık tarihine not olarak düşecek duyarlılık göstermektedir. Vatandaşlarımızın ekmeğini bölüşmeyi büyük bir mutlulukla kabul etmektedir. Şu ana kadar 10 milyar dolara kadar para harcanmıştır. Maalesef bu duyarlılıklarımız, karşılık bulmadı.
Suriye meselesi, Türkiye ile Suriye arasındaki ikili bir mesele değildir. Suriye meselesi bütün ülkelerin meselesidir. Oradan yayılan terör halkası, Avrupa başkentlerine sıçramıştır. Avrupa gösterdiği bu sorumsuzluğun bedeliyle karşı karşıya kalacaktır. Türkiye tüm yükü insanlık adına kabul etmiştir.
Türkiye bugünlerde karşı karşıya kaldığı Suriye kaynaklı sorunlarda müttefiklerinden destek istemesi çok normaldir. Bu bahsedilen PYD-YPG'nin Türkiye'ye dönük düşmanca tutumları mevcuttur. Bunlar uyarılmışlardır ancak buna rağmen tutumlarını değiştirmemişlerdir. Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımladığı yapılara müttefiğimizin terör örgütü olarak görmemesi tamamen hayal kırıklığıdır. Bu konudaki hassasiyetimizin başta ABD ve diğer müttefiklerimiz de bilmelidir.
Soru-Cevap
AB yetkilileriyle görüşmede Cumhurbaşkanı’nın “Mültecileri otobüslere doldurur, göndeririz” açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Enteresan olan, o konuşmanın özellikle paralel örgütün yayın organlarında büyük bir skandal olarak sunulması. Bu konuşmanın tamamı teyit edilirse, şu haliyle bile Cumhurbaşkanımıza atfedilen sözlerin insanlık vicdanına sahip çıkan, Suriye hassasiyetini gözeten, vicdani olarak en önemli gerçekleri dile getiren, ortaya koyan sözler olduğunu görüyoruz. Orada sadece gurur duyulacak sözler var. Birilerinin bunu diplomatik skandal diye yayımlaması onların zihniyet çarpıklığı olarak tarihe geçmiştir.
İki eski bakan, Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik eleştiriler yaptı. Cumhurbaşkanı ve eski Cumhurbaşkanı’nın dahil olduğu trafiği nasıl yorumlarsınız?
Bizde parti içi muhalefet geleneği yok ama eleştiri geleneği var. Aktif siyasetin içinde ya da dışında olan arkadaşlar paylaşıyor. Bu tip açıklamalarda yol yürüdüğümüz, yürüyeceğimiz arkadaşlarımızdan geliyor. Katılmadığımız nokta, Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsı hakkındaki yorumları kabul etmeyiz. Şüphesiz politikalar tartışılabilir. İkinci husus da şudur; hepimiz pek çok toplantıya katılıyoruz, görüş bildiriyoruz. Zıt görüşler ortaya çıkabiliyor. Orada bir karar alındıktan sonra hepimiz kenetleniriz. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra, “Ben orada öyle bir tavır almıştım” dendiğinde AK Parti geleneğine uygun olduğunu düşünmüyoruz. AK Parti’ye karşı siyasi bir tutum olarak değerlendiremeyiz. Bu arkadaşlar, çok önemli hizmetleri bulunmuş arkadaşlar. Bu eleştirileri AK Parti’nin daha verimli siyaset üretmesi için yapılan eleştiriler olarak alırız. Bu arkadaşlar yeni bir oluşum içinde mi, AK Parti’de böyle bir gelenek yok. Böyle bir hazırlık içinde değiller.
Lavrov'un açıklamaları artık son kullanma tarihi geçmiş açıklamalardır. Türkiye'yi Ortadoğu'da belli bir eksene sıkıştırmak isteyenler, DAEŞ meselesini göz önüne getiriyorlar. Lavrov'un ülkesi şimdiye kadar DAEŞ'e 1 tane bomba bile atmadı. Suriye'ye DAEŞ ile mücadele diye girip muhaliflere saldırılar yaptılar. Bir ülkeyi DAEŞ ile işbirliği yapmakla suçlamak için Rusya en son ülkedir. Rusya orada terörle mücadele için bulunmuyor.
PYD, Türkiye'de terör faaliyetleri yapan bir örgüt olarak Fırat'ın batısına geçtiğinde Türkiye'nin nasıl tepki vereceğini biliyor. Türkiye'nin bununla ilgili hazırlıkları da vardır. Bölgede etki yarattıklarını düşünmeleri sadece bir hayaldir. Sadece sahada yuvarlanan bir futbol topu gibi yönlendirilmektedir.
Daha önce de söylediğimiz gibi İsrail Gazze'ye olan tutumunu değiştirir, ablukayı kaldırır, özür ve tazminat şartlarını yerine getirirse ilişkilerimiz normalleşecektir. Batı Şeria'daki, Gazze'deki yasa dışı faaliyetleri kınamıştık yine kınıyoruz. Domates ulaştırılamıyor Gazze'ye.
CHP Milletvekili Türkiye'nin PYD'ye neden düşmanlık yaptığını anlamıyoruz diyor. Sayın Kılıçdaroğlu da PYD terör örgütüdür ve Türkiye neden PYD'ye yardım ediyor diyor. Açıkçası ilkokul seviyesinde bir diplomasi dersi almaları gerekiyor."