AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin, 3 Kasım 2019'dan 24 Haziran 2018'e çekilen cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçimlerine ilişkin olarak "Seçime katılım konusunda bir zafiyet yaşanırsa, hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Bunun için bu konuda çok titiz ve dikkatli çalışıyoruz" dedi.
Şahin, sözlerine "10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde isteğimiz oy oranını yakalayamadık. Biraz da, ‘nasıl olsa seçiliyor’ rehaveti oluştu" diye devam etti.
Milliyet'ten Didem Özel Tümer'e konuşan Şahin'in açıklamalarının ilgili bölümü şöyle:
Partiniz 24 Haziran seçimi için, “Güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye” vurgusu yapıyor. Güçlü Meclis’in Ak Parti açısından sayısal karşılığı nedir? Hangi sayının altı AK Parti için güçsüzlük anlamına gelir?
Güçlü Meclis’ten kastımız iki türlü. Birincisi Meclis’in fonksiyonu itibarıyla güçlü olması. Yani milletvekillerinin yasama tekeline sahip olması, Meclis’in denetim yetkisinin daha güçlü olması gibi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi içerisinde parlamentonun ve milletvekillerinin sahip olduğu güç. İkincisi de parlamentoda AK Parti grubunun sahip olacağı sayısal güç. Yeni hükümet sisteminin iki önemli sac ayağından birincisi güçlü Meclis, bunda da yarıdan fazlasına ulaştığımızda bunu elde etmiş olacağız. Güçlü hükümeti de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki yürütmenin ülkeye hizmeti ile sağlayacağız.
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, 340 milletvekilini hedef olarak ortaya koydu. Siz yarıdan fazlası diyerek 301 milletvekilini kast etmiyorsunuz herhalde?
Burada rakam telaffuz etmek çok doğru bir şey değil. Kanunların ve bütçenin kabul edilmesi için anayasal sınır olduğu için bunu önemsiyoruz. Ama üzerine ne kadar çıkabilirsek kendimizi o kadar başarılı addedeceğiz. Çok sınırda bir rakam da beklemiyoruz. Sınırın üzerine çıkacağımızı düşünüyoruz. 24 Haziran’da hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimi açısından belirleyici noktalardan biri bizim Ak Parti olarak seçmenimizi sandığa götürme oranımız olacak. Eğer katılım oranını biz ne kadar yukarı çekersek, parlamentodaki sandalye sayımız o kadar yüksek olacak. Cumhurbaşkanımızın seçilme oranı da o kadar yüksek olacak. Bunu çok önemsiyoruz.
Seçime katılım konusunda bir zafiyet yaşanırsa, hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Bunun için bu konuda çok titiz ve dikkatli çalışıyoruz. Bu sistemde, Cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sisteminin dünyadaki demokratik örneklerinde, hiçbir zaman geniş farklar oluşmuyor. Yüzde 45 ile 55 arasında bir yerde sonuçlanıyor. Biz iyi bir yerde tamamlayacağımızı biliyoruz. Ama öyle çok açık farkların olmayacağının da farkındayız. Bunun için katılım çok önemli.
Katılım oranının az olacağına dair bir tespitiniz mi var?
Okullar tatile girdi, önümüzdeki hafta da bir bayram tatili söz konusu. İnsanlar oy kullanacakları yerlerden, memleketlerine, tatile gidebilirler. Oy kullanacakları yerlere dönüşlerini önemsediğimiz için bunun altını çiziyorum. 16 Nisan referandumunda hayır tercihini kullanan vatandaşlarımızın sandığa gitme oranının, evet tercihini kullanan vatandaşlarımızın sandığa gitme oranından daha yüksek olduğunu gördük. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde isteğimiz oy oranını yakalayamadık. O da yaz tatiline denk gelmesinden kaynaklandı. Biraz da, ‘nasıl olsa seçiliyor’ rehaveti oluştu.
Af konusu gözlerin ittifak yaptığınız MHP ile ilişkinize çevrilmesine neden oldu. MHP’nin konuyu gündemde tutmasının AK Parti üzerinde baskı yaratmayı amaçladığı yorumları için ne dersiniz?
Af konusu, AK Parti ve MHP’nin bir ittifakın parçası olmakla birlikte iki ayrı siyasi parti oldukları gerçeğinin tam da ortaya çıktığı bir nokta oldu. Evet birlikte bir ittifak oluşturduk. Birçok ortak hedefe sahibiz. Ama biz iki ayrı siyasi partiyiz. Ayrı politikalarımız, ayrı yaklaşımlarımız var. Yaklaşım farklılıkları bu ittifaka zarar verecek olsaydı çoktan verirdi. Bu noktaya zaten gelemezdik. Çünkü af yeni bir konu değil. İttifakın hukukuna zarar vermeyecek şekilde partiler siyaset yapmaya, kampanyalarını yürütmeye devam ediyorlar.
Zor dönemde görüş farklılıkları ittifaka zarar vermemişse bundan sonra da zarar vermeyecektir. İttifakın zarar görmemesi için, MHP’nin sayın genel başkanı da, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da çok yüksek bir hassasiyete sahipler. Bu yalnızca seçimlere özgü bir ittifak değil. 15 Temmuz gecesi ortaya çıkmış. 16 Nisan’da sonuç ortaya çıkarmış, bu seçimde de ittifakla şekle bürünmüş bir birliktelik bu. Ülkenin menfaatleri doğrultusunda, ülkenin karşı karşıya kaldığı tehditlere karşı bir dayanışma şeklinde bundan sonra da devam edecektir.
Ama partiniz içerisinde ittifakın seçime kadar geçerli olduğu görüşünde olanlar…
Kişisel yaklaşımlar, görüşler olabilir. Bizim ittifaka bakış açımız bunun seçimlere özgü değil, yıllara sari, uzun vadeli bir birliktelik olacağı şeklinde.
Bahçeli’nin AK Parti vekillerine uyarısı için ne diyorsunuz?
Sayın Bahçeli’nin yaptığı açıklamanın spesifik bir konuya istinaden olduğunu düşünüyorum. İfadesi Ak Parti milletvekili adaylarının hepsini kapsayacak şekilde anlaşılmaya müsaitse de kastının özel bir şey olduğunu düşünüyorum.