AKP sözcüsü Mahir Ünal, MKYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Balıkesir Belediye Başkanı'ndan çekilme adımını bekliyoruz" dedi. Belediye başkanlarının istifalarının istenmesinin demokratik meşruiyete uygun olduğunu savunan Ünal, gündemlerinde herhangi bir şekilde bir erken seçimin olmadığını söyledi.
Mahir Ünal'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Kasım ayı son haftasında il kongrelerine başlayacağız ve Mart sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Büyük Kongre için olağan tarih olarak da 12 Eylül gibi görüyoruz ama bu tarihte bir değişiklik olabilir.
Ak Parti kendi dönüşümünü gerçekleştiriyor. AK Parti kendisini 2019'a hazırlarken, Türkiye'yi de 2023'e hazırlıyor.
Büyük Kongre için olağan tarih olarak da 12 Eylül gibi görüyoruz ama bu tarihte bir değişiklik olabilir.
Kasım ayı son haftasında il kongrelerine başlayacağız ve Mart sonunda bitirmeyi hedefliyoruz.
Hiçbir makam hiç kimsenin ebedi mülkü de değildir, üzerine tapulu hiç değildir.
Biz şunu biliriz ki mahkeme kadıya mülk değildir. İstanbul, Bursa, Düzce ve Niğde belediye başkaları istifa etti. Ankara da yarın istifa edeceğini açıkladı. Balıkesir Belediye Başkanı'ndan da aynı adımları bekliyoruz. İstifa etmezse ne olur? Bunun sonuçları yine demokratik meşruiyet zemininde konuşulur, tartışılır, istişare edilir ve yeni kararlar verilir.
Kılıçdaroğlu'nun erken seçim çağrısı çok ucuz bir siyasi hamle. Bizim gündemimizde herhangi bir şekilde bir erken seçim yok. Bizim, milleti de bir seçim külfetine taşımak gibi bir niyetimiz yok. Bunu açık ve net bir şekilde ifade ediyorum, bizim gündemimizde bir erken seçim yok.
Ana muhalefet, AK Parti politikalarına antidemokratik diyemez. Kemal Kılıçdaroğlu, hakareti iftirayı çok güzel bir şekilde yapıyor ama siyaseti asla ve asla yapamıyor
Kemal Kılıçdaroğlu, müftülere verilen nikah yetkisinde bizim dediğimiz yere geldi.
(Büyükada'daki toplantıya ilişkin davadaki tahliyeler) Maalesef Alman Dışişleri Bakanı seçim öncesi sürdürdüğü hoş olmayan tavrını sürdürüyor. Kullandığı ifadeler öncelikli olarak bizim hakimlere, savcılara yani bu ülkenin hakimlerine, savcılarına, hukuk sistemine, yargısına hakarettir. Bu ülkede müzakereyle, uluslararası görüşmelerle yargı karar vermez. Yargı kendi tarafsızlığı ve bağımsızlığı gereği karar verir. Dışişleri Bakanının kullandığı, Schröder'in arabuluculuk yaptığı ve bu arabuluculuğun sonucunda da söz konusu tutukluların serbest bırakıldığı ifadesi son derece çirkin bir ifadedir.