Muhalefeti FETÖ'nün ağzıyla konuşmak ve devletin mücadelesine engel olmakla itham eden AKP Sözcüsü Mahir Ünal, "Biz kimseye FETÖ'cü falan demiyoruz. FETÖ'nün dilini kullanmayın. Onların diline benzememesi konusunda hassasiyet gösterin. 20 Temmuz sivil darbe demeyin. 15 Temmuz'a kontrollü darbe demeyin" dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz'da ilan edilen OHAL hakkında sıklıkla, "Sivil darbe" ifadesini kullanıyor.
Habertürk TV'de gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Ünal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin af önerisiyle ilgili, "Sayın cumhurbaşkanımız ve başbakanımız gerekli açıklamaları yaptı" ifadesini kullandı.
İyi Partili Koray Aydın'ın, "Adil Öksüz'ü seçimden önce yakaladık diyecekler" açıklamalarına yanıt veren Ünal, "Toplumun merkezini oluşturan ana kitle takip ediyor, bakıyor. Böyle şeylere prim verir mi? Böyle komplo teorilerine prim verir mi? Abes ile iştigal" diye konuştu.
'Ünal'ın açıklamaları şöyle:
Şimdi öncelikli olarak her ilde temayüller gerçekleştirildi. Ve daha sonra 14 genel başkan yardımcısının başkanlığında 14 komisyon kuruldu. 7 bin 340 aday tek tek mülakata alındı, cv ve özgeçmişleri incelendi. 2.100 kişi üst kurula sevk edildi. Üst kurul nedir? Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımızın başında bulunduğu kurul. 600 aday listelere yerleştirilecek. 21 Mayıs'ta YSK'ya teslim edilecek. 25 Mayıs'ta aday tanıtım toplantımız gerçekleşecek. Seçim beyannamemiz, seçim müziklerimiz, sloganlarımız açıklanacak.
Manifesto işin daha çok ruhunu oluşturan kesimdi. Seçim beyannamesi ise somut olarak, neyi, nasıl yapacağımızı anlatacağımız metin olacak. Karşımıza bambaşka bir dünya çıkacak. Nasıl ki 100 yıl önce sanayi döneminin ortaya çıkmasının buhranı vardı, şimdi de yeni bir toplum biçimi, değişimi, yenileşme dalgası var. Altında iletişim, internet, teknoloji birçok şey var. Biz 10 yıl sonraki dünyanın hazırlığını şimdiden yapıyoruz.
Aday adayları başvuru sırasında gerekli evrakları sunarken, kişinin sunduğu evraklarından bir tanesi de FETÖ ya da benzeri yapı ile iltisakı olmadığına dair bildiri. Burada tamamen 2011'de, 2002'de hangi kriterler uygulandıysa elemede yine o kriterler uygulandı.
(Cumhurbaşkanının milletvekili listeleri ile ilgili açıklaması) 7 Haziran ve 1 Kasım'da 170 kişinin üstünde değişiklik oldu. Üst kurul temayül yoklamasına bakacak. Milletvekilinin Meclis performansına, komisyona katılımına, kendi ilindeki yerel siyasete katkısına bakacak. Kendi seçim bölgesinin memnuniyetine bakılacak. Hem mevcut vekiller, hem de aday adayları değerlendirilerek bir kan değişimi söz konusu. Bizim siyasetimiz biraz da bayrak yarışı.
(Kabine nasıl oluşturulacak) Bunlar şu ana dek konuşulmadı. Tüm istişareler sonucunda, sen başvur, sen başvurma gibi söylemlerin doğru olmadığına karar verildi. Üst kurul karar verecek. Artık yeni sistemde daha çok bakanlar işinin içinden gelen, iş dünyasının içerisinde işini en iyi yapan, konusuna hakim, yönetim konusunda sorun yaşamamış kişilerden de bakanlar olabilecek. O konuda bir sıkıntı görmüyorum. Meclis başkanı şu mu, bu mu olacak diye bir değerlendirme yapılmadı.
(Anketlerdeki son durum) Biz parti olarak her zaman sayısal olanla değil de, siyasal olanla ilgilendik. Siz sayılara takılı kalırsanız, siyaseti geri bırakırsınız. Biz öncelikli olarak anketlerde sorun alanlarını anlamaya çalıştık. Siyaset toplumsal sorunları ve ihtiyaçları yönetme sanatıdır. Biz kamuoyu araştırmalarında daha çok seçmen algı haritasını araştırıyoruz. Farklı kesimlerin talepleri, diğer kesim bu talepleri nasıl değerlendiriyor? Türkiye'de sessiz bir çoğunluk var, seçimi bunlar belirliyor. İzleyen, takip eden, sandıkta söz söyleyen bir kesim var. O kitlenin bunları nasıl okuduğu önemli. Farklı etnik kesimlerin algılayışı, bakışları, ihtiyaç görüp görmedikleri üzerinden araştırarak siyaset ve iletişim üretiyoruz.
Ben gülüyorum, cumhurbaşkanı adayı öyle şeyler söylüyor ki, kulaktan duyma, somut olmayan şeyleri yapacağız, edeceğiz. Her eve bir iş, her aileye bir ev falan, Türkiye burayı geçti. İnsanlar bundan hoşlanmıyor, boş vaatler olarak görüyorlar. Artık sorunları somut olarak tespit ederek, somut çözümler ortaya koymak gerekiyor.
(Türkiye düşmanı dili muhalefet kullanmamalı sözlerine açıklama) Bir konuda herkesi hassasiyete davet ediyorum. Bakın, bir insanın suçu sabit olduktan sonraki durumu mudur önemli olan, suçu sabit olmadan önceki durumu mudur? Bu yapı 40 yıldır sivil toplum adı altında, emniyet mensubu, öğretmen kılığında geziyorlardı değil mi? Dini grup görünümünde bir yapıydı. Gerçek yüzleri 7 Şubat 2012'de dışarıdan abilerinden emir alan yargı mensupları darbe yapmaya kalktı. Cumhurbaşkanımız bunların paralel yapı olduğunu, terörist olduğunu söyledi. Abartmayın dediler, delil var mı dediler. Bunların ağzı ile konuştular. Devletin bunlarla mücadelesine engel oldular. 17/25 Aralık'ta iddianamenin 30 sayfasına bakarsanız savcı nasıl engellendiğini yazıyor. 15 Temmuz yaşandı, hala aynı. Biz bir şey söylüyoruz, bu yapının ağzı ile konuşmayın. Muhalefet yapmak düşmanlık yapmak demek değildir. Dün sosyal medyada paylaştım, MİT TIR'ları davasında neler söylemişler, dershaneler kapatılırken neler söylemişler. Bunlara neden sahip çıkıyorsunuz? 15 Temmuz'dan sonra FETÖ tehdidini önemsizleştiriyorsunuz? Biz kimseye FETÖ'cü falan demiyoruz. FETÖ'nün dilini kullanmayın. Onların diline benzememesi konusunda hassasiyet gösterin. 20 Temmuz sivil darbe demeyin. 15 Temmuz'a kontrollü darbe demeyin. Şuna gelince, bizim 40 günlük seçim sürecinde bunların sabotajlarına karşı dikkat etmemiz gerekiyor. Bunların belli hesaplar üzerinden neler yaptıkları ortada. Anamuhalefeti, FETÖ ile aynı dili kullanmama konusunda hassasiyete davet ediyoruz.