AKP Sözcüsü Ömer Çelik: Kadınlar her incindiğinde insanlığın incindiğini hiçbir şekilde unutmamak gerekiyor

AKP Sözcüsü Ömer Çelik: Kadınlar her incindiğinde insanlığın incindiğini hiçbir şekilde unutmamak gerekiyor

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, kadına şiddetle mücadele çalışmalarına ilişkin; "Cumhurbaşkanımız kadın kolları kongresinde açıkladı, yeni bir komisyon kuruyoruz. Bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız." dedi. 

AKP'li Ömer Çelik, AKP MYK sonrası yaptığı açıklamada"Avrupa'nın demokrasisinin korunması, Türkiye'nin milli çıkarları açısından gereklidir. Avrupa için tehdit kendi içerisindeki sağcıların daha da ilerlemesine sebep olacak politikalardan karşılanıyor." ifadelerini konuştu. 

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Rasim Öztekin'i kaybettik. Allah'tan rahmet diliyoruz. Yarın rahmetlinin törenine Kültür Bakanımız, ben ve Numan Bey ile hep beraber katılacağız."

"Samsun'da Denizli'de ağır bir takım cinayetlerle, şiddet olaylarıyla sarsıldık. Bu şiddet olaylarıyla mücadele yasal olması gerektiği gibi ahlaki kültürel oranları daha yükseğe çıkarmamız gereken mücadeledir. Bir hakkın altının çizilmesi, mağdur edilmesi haklarının altının çizilmesi, herhangi bir şekilde insan haklarıyla niye çatıştırılsın?"

"Burada şunu unutmamak gerekir ki; kadına karşı olan şiddete karşı çıkmak insanlığa olan şiddete karşı çıkmaktır. Kadınların incinmesiyle mücadele ettiğimizde tüm insanların onurunu hassasiyetine karşı duruma mücadele vermiş oluyoruz."

"Kadınlar her incindiğinde insanlığın incindiğini hiçbir şekilde unutmamak gerekiyor. Kadınlara verilen destek, geleceğe verilen desteğin daha iyi olmasıdır. Cumhurbaşkanımız kadın kolları kongresinde açıkladı, yeni bir komisyon kuruyoruz. Bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız."

"Dünyanın gıpta ile baktığı aşılama sürecini devam ettiriyoruz. Bütün dünyadaki kurumlar, Türkiye'nin bu organizasyonunu tebrik ediyorlar. Ama hala muhalefet 3 maske dağıtamadınız gibi eleştiriler söylüyor. Daha çok vatandaşımızı aşılayacağız. Normalleşme ile birlikte temizlik, mesafe maskeyi unutmayalım."

"AB ile pozitif gündemi devam ettiriyoruz. Cumhurbaşkanımız, Macron ve Merkel ile video konferans gerçekleştirildi. Burada AB ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Frontex'in yaptığı faaliyetleri tekrar gündeme getirdik. Yunanistan'ın yaptığı zulmü söyledik. Avrupa'nın demokrasisinin korunması, Türkiye'nin milli çıkarları açısından gereklidir. Avrupa için tehdit kendi içerisindeki sağcıların daha da ilerlemesine sebep olacak politikalardan karşılanıyor. 

"Yunanistan yine Türkiye karşıtı politika yürütmeye başladı"

Türkiye her zaman Arap devletlerinin esenliğini toprak bütünlüğünü savunuyor. Türkiye'ye karşı yapılan bu saldırılara müdahale edilmiyorsa, mücadele kaçınılmazdır. Suriye'nin ne olacağıdır, Libya'nın ne olacağıdır, Filistinli kardeşlerimizin geleceğinin ne olacağıdır. Arap Birliklerini bu yönde düşünmeye davet ediyoruz. Mısır, Akdeniz'de hidrokarbon aramalarına izin verince Yunanistan yine Türkiye karşıtı politika yürütmeye başladı. Bunları not ediyoruz. Gerekli yerlerde karşılığını vereceğimize kimsenin kuşkusu olmasın. Yunanistan kendi taktikleri bakımında Türkiye'ye karşı politika gerçekleştiriyor. Bunlar, çıkarlarının bittiği yerde yine Yunanistan'ı terk edeceklerdir. 
 
AB ile pozitif gündemi devam ettiriyoruz. Cumhurbaşkanımız, Macron ve Merkel ile video konferans gerçekleştirildi. Burada AB ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Frontex'in yaptığı faaliyetleri tekrar gündeme getirdik. Yunanistan'ın yaptığı zulmü söyledik. Avrupa'nın demokrasisinin korunması, Türkiye'nin milli çıkarları açısından gereklidir. Avrupa için tehdit kendi içerisindeki sağcıların daha da ilerlemesine sebep olacak politikalardan karşılanıyor.
 
Mısır önemli bir ülke. Mısır devletiyle halkıyla geçmişten gelen ortak bağlarımız var. Mısırla olan süreç bu diplomatik ilişkilerin aksamasının nedeni bellidir. Akdeniz'de şimdi yeni bir durum var. Sadece gaz meselesi değil Suriye'deki durumda var. Libya meselesi olunca bu daha da arttı. Neredeyse Akdeniz'de savaş gemileri yüzünden balıkçı teknelerine yer kalmadı diye bir söz var. Türkiye geçmişteki ilkeli tutumundan tamamen vazgeçmiş değildir. Bölgedeki gelişmelerin konuşulması açısından mekanizmalar için gereklidir. 
 
ABD Dışişleri'nin mektubunu okuduk. Tabi Taliban'la olan aşamada pek çok süreç geçti. Afganistan'daki barışın istikrar açısından önemli olduğunu biliyoruz. Diplomatik ilişkilerimizin yüzüncü yılına girdik. Afganistan ayrıca Türkiye Cumhuriyeti kurulunca tanıyan 2. ülkedir. Bütün bu çatışma çözümlerinde Türkiye aranan bir ülke. Afganistan'a barış sağlayacak her türlü arabuluculuğun içinde oluruz.
 
Cumhurbaşkanımız bu konularla ilgili her konuşmasında antisemitizmi eleştirmektedir. Hatta New York'a gittiğinde çeşitli maksatlarla yapılan işler. Örneğin, Türkiye azınlıkların haklarını teslim eden ülkelerin başında geliyor. Türkiye ile ilgili bu yaklaşımlar bu uzmanların kendi ülkelerinde yaşadıklarını başka ülkelere yansıtmaklardır. Bu konuda son derece açık bir süreç yürüttüğümüzü ifade etmek isterim
 
Irak'la ilgili her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Papa'nın ziyaretini de yakından takip ettik. Hiçbir şekilde Türkiye'ye dönük olarak geçmişte Fransa'da da bir harita çıkmıştı. Bu bazı ülkelerin yaptığı işler. Irak mezhep savaşları, istikrarsız hükümet gibi sorunlarla karşı karşıya. Sistani önemli bir liderdir. Bir dini lider olmanın ötesinde siyasi güçtür. Orada yapılan görüşmede Cumhurbaşkanımız, bölgesel sorunlar açısından kapsamlı bir görüşme yapmıştı. Papa'nın orada kiliseler ve saldırıya uğrayan camilerle verdiği mesajın önemli olduğunu biliyoruz. Papa 84 yaşında, Covid süreci devam ediyor. Sistani 90 yaşında. 2 liderin bir araya gelmesi bölge açısından iyiye işaret ediyor.
 

İran, nükleer ve yaptırım konusu 

Daha önce İran'ın yaptığı anlaşmanın ne kadar önemli olduğunu söylemiştik. O zaman bu anlaşmaya imza atıldığında İran şunu söylemişti, İran'ın ilk uluslararası attığı anlaşma demişlerdi. P5'in attığı imza devam etseydi bu süreç yine yaşanmayacaktı. Burada bir kez daha görünüyor ki diploması ve müzakere çatışmaları önlemesi açısından çok önemli. Şimdi şöyle bir tablo çıktı. Denetleyemiyoruz deniyor. İkincisi yaptırım yanlış bir siyasettir. Bu İran halkını cezalandırmaktır. Biz İran'la çok uzun zamandır komşuluk ilişkilerine sahibiz. İran'ı en iyi biz tanırız. Atom enerjisi kurulumunu şeffaf bir şekilde denetleyebilirler. Ama tek taraflı bir yaptırımdan bahsediliyor.