MKYK toplantısı sonrası açıklama yapan Ömer Çelik, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında Yargıtay'ın verdiği karara ilişkin; "Daha karar yayınlanır yayınlanmaz partimizi suçlamaya çalıştılar. Dosyanın içeriğini bilmiyoruz, hemen bizi hedef aldılar. Hukukçuların değerlendireceği tartışma, dosyaya bakılmalı." ifadelerini kullandı.
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Göçmenler üzerinden bir takım provokasyonlara şahit oluyoruz. Turizm sezonunun yaklaştığı bu dönemde daha kışkırtıcı yaklaşımlar görüyoruz. Türkiye'nin içerisine tercüme ederek bir provokasyon unsuru haline getirmek isteyenleri görüyoruz. Türkiye'nin göç yönetimi konusunda bir politikası vardır. Düzensiz göçle etkin bir şekilde mücadele edilmektedir. Ülke içerisinde bazı illerde sığınmacı kaydı kapatıldı. Sığınmacılar kayıtlı bulundukları illerde kalmalıdır.
Bir hukuk devleti olarak sığınma talebi bulunanlara hukuk çerçevesinde izin verilmektedir. 2021-2025 yılları kapsayacak şekilde eylem planı hayata geçirilmiştir. Sorunun kaynağı ülkelere yönelik briket evler yapılarak bu göçün ülkemize daha fazla baskı yapmaması için çözümler üretilmektedir. 2 milyon 608 bin göçmenin ülkeye girişine izin verilmemiştir. Göçmenlerle ilgili asayiş sorunları olduğunda bunlara en etkili şekilde müdahale edilmektedir. Hiçbir zaman bir yanlış olduğunda vatandaşlarımız kendileri müdahale etmesinler. Doğru olan yöntem güvenlik güçlerine haber verilmesidir. Göndereceğiz, yollayacağız dendiğinde bunun bir yöntemi olmalıdır ya da karşıda katiller varken onları göndermemiz doğru değildir. Sonsuza kadar burada kalmayacaklar.
Katillerden korunmuş bölgeler ortaya çıktığında zaten gidecekler. O bölgelerde alt yapı kurulması bu geri dönüşleri sağlayacaktır. Vatandaşlarımız birçok yerden fotoğraf atıyorlar emin olsunlar ki bunlar gerekli makamlara iletiliyor.
Ülkemizde ilgisi olmayan başka ülkelerin sınırlarından geçişlerin videolarını yaymamak gerekir. Birilerinin bizi zayıflatmak için kullandığı yöntemlerdir. Bu yöntemleri kullananlara karşı gerekli duyarlılık gösterilmelidir.
Suriye rejimi normalleşsin, kendi vatandaşlarına siyasi haklar versin diye uğraşan Türkiye'ydi. Ne zaman katliamlar başladı o zaman Türkiye tepki gösterdi. Ukrayna'da bir kaç ayda yaptıklarını uluslararası güçler Suriye'de yıllardır uygulamadı.
Güvenli bölge kurulmadığı zaman Türkiye sınırını kapatsaydı Türkiye milyonlarca insanın ölümüne neden olacaktı. Kendimize yakışanı yaptık. İnsanları katillere teslim edecek bir tutum söz konusu değildir. Türkiye'nin demografik güvenliği konusunda hassasiyetimiz yüksektir. Hayali kışkırtıcı hesaplar doğru değildir.
Sayın valimizi tebrik ediyoruz, dünkü kararname ile yeni görevlerine atananları tebrik ediyoruz. Bütün bu atamaların Türkiye'de kadınlarla artık herhangi bir şekilde uğraşılmamasını gösteren bir atmosfere giderdiğimizi gösterir. Kadınlarımız artık daha çok yer alacak. Hiç kimse hiç kimseyi yargılamamalıdır, özellikle kadınların kılık ve kıyafetleriyle yargılamamalıdır.
Asgari ücret ya da başka konular tabi ki dar gelirli vatandaşlarımızı ekonomik anlamda korumak için her zaman gündemimizdedir. Fakat bir açıklama yapıldığında bunun hemen olacağını düşünmemek gerekir. Bakanlıklarımızın faaliyetlerini yakından takip ediyoruz.
Sığınmacılara yönelik nefret söylemi farklı yerlerden üretiliyor. Şu görülmüştür. Bunun arkasındaki siyasal motivasyona baktığımızda demokratik ortamı zehirleyen bir görüntü. Avrupa'da Türk, yabancı, müslüman düşmanlığı aynı kesimler tarafından provokatif zemin oluşturuluyor. Kes kopyala yapıştır şeklinde Türk siyasetine uyarlanmaya çalışıldığını görüyoruz.
İnsanları hedef gösteren söylemler tabi ki ırkçılık oluyor. Gerçekte olmayan bir şeyi söyleyip arkasına da yapamayacakları şeyleri ekliyorlar.
Bu dosyanın içini ne ben bilirim ne de CHP bilir. Karar yayınlanır yayınlanmaz hemen Cumhurbaşkanımıza saldırmaya başladılar. Cumhur İttifakı'nı hedef göstererek duruma sokuyorlar. Halbuki bazı davalardan beraat etmiş bazı davalardan suçlu bulunmuş.
Yargı kararını herkes kendi tarafından değerlendirecektir ama dosyayı biz de bilmiyoruz onlar da bilmiyor. Hukukçuların değerlendireceği tartışma, dosyaya bakılmalı."