AKP Sözcüsü Mahir Ünal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek dahil bazı belediye başkanlarının istifasının istendiği iddiasıyla ilgili, "Biz kendi arkadaşlarımızla pazarlık yapmayız, tehdit etmeyiz" dedi. Ünal, "İstanbul ve Ankara'da 2019 seçimlerinde herhangi bir sorun yaşamak istemiyoruz. Bizim yerel yönetimlerde yaşanacak bir başarısızlığa asla tahammülümüz olamaz" diye konuştu.
İktidara yakınlığıyla bilinen bazı gazeteciler, Gökçek'le ilgili sürecin düğmesine bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bastığını ve istifası alınacak belediye başkanı sayısının beklenenden fazla olacağını yazarken, Ünal değişim sürecini yılbaşına kadar tamamlamayı planladıklarını söyledi.
Habertürk TV’de, istifa tartışmalarına ilişkin soruları yanıtlayan Ünal'ın açıklamaları şöyle:
"İstifa talebi yok ama..."
Şu anda genel merkezin herhangi bir belediye başkanından istifa talebi olmadı ama bundan sonra böyle bir durum söz konusu olmayacak anlamına gelmiyor. Biz kendi arkadaşlarımızla pazarlık yapmayız, tehdit etmeyiz. Burada kafaların karışık olmasını gerektiren bir durum söz konusu değil. Bu dezenformasyon ciddi anlamda herkesi rahatsız ediyor. Biz AK Parti olarak yapmak istediğimiz her şeyi net bir dille kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bazı iletişim kazaları dünyanın her yerinde olabilir.
Cumhurbaşkanımız dedi ki; 1. Teşkilatlarımızı yeniden değerlendireceğiz. 2. Belediyelerimizi gözden geçireceğiz. 3. Hükümete de ‘180 günlük eylem planınızı hazırlayın, bize getirin. Ne yapacaksınız bizimle paylaşın’… Yüzde 50+1 almak kolay değil. Bu çerçevede biz teşkilatlarımızla ilgili şu ana kadar ciddi değişiklikler yaptık. En son 4 il başkanımız değişti. Bunu kamuoyu ile paylaştık.
Belediyelerimizle ilgili de yerel yönetimler başkanlığımızın bizzat, belediye başkanlarımızın kendilerinin talep ettiği, 'Kendi performanslarınızı bizimle paylaşın' dedik. Borçlarından, ihtiyaç ve taleplerinden seçim öncesi vaatlerine kadar, bunların ne kadarını gerçekleştirmiş, gerçekleştirmemiş, bunlar düzenli olarak zaten yerel yönetimler başkanlığımız ile paylaşılıyor. Biz İstanbul ve Ankara'da 2019 seçimlerinde herhangi bir sorun yaşamak istemiyoruz. Bizim yerel yönetimlerde yaşanacak bir başarısızlığa asla tahammülümüz olamaz. Bu çerçevede yaptığımız değerlendirmelerle de belediye başkanlarımızla görüşüyoruz. (CHP lideri Kemal) Kılıçdaroğlu çıkmış, 'İstifa eden ya yolsuzluk yapmış ya ByLock'çudur' diyor.
Sandıkla seçilenin sandıkla gitmesi gerekir evet, bizim en çok mücadelesini verdiğimiz konu budur. Bir ille ilgili karar verilirken oturulup 2 kişinin istişaresi değildir. O ilin milletvekilleriyle, ilçe, il belediye başkanlarıyla istişare edilir. İl başkanımız, milletvekilimiz, teşkilatlarımız, kadın, gençlik kollarımızın hepsi bir takım mantığıyla çalışırlar. Bir sorun çıktığında bu il başkanından kaynaklanıyorsa biz il başkanımızı çağırırız. ‘Bazı aksamalar var, sen buraya uyum sağlayamadın, seni başka bir yerde değerlendirelim’ deriz. İl başkanımıza diyoruz ki; teşekkür ediyoruz.
Belediye başkanlarımız ile ilgili değerlendirmelerimiz devam ediyor bu çerçevede. Şu anda genel merkezin herhangi bir belediye başkanından istifa talebi olmadı ama bundan sonra böyle bir durum söz konusu olmayacak anlamına gelmiyor. Biz kendi arkadaşlarımızla pazarlık yapmayız, tehdit etmeyiz.
Herhangi bir gelişme olduğunda zaten doğrudan biz bunu kamuoyu ile paylaşırız. Bu yıl sonuna kadar çalışmalarımız tamamlayıp kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz. Olağan kongre sürecini erkene çekmekten ziyade, biz bir an önce bu meseleleri bitirmek istiyoruz. Türkiye’nin aşması gereken bir sürü sorun var.
Bizim şu anda hiçbir şekilde gündemimizde bir erken seçim söz konusu değil. Türkiye’yi böyle bir ortamda bir de erken seçimle meşgul etmek çok büyük bir haksızlık olur.
Suriye’deki Kürtlerin vatandaş olarak kabul edilmesi ve vatandaş olarak tanınmasıydı ilk tavsiyemiz. Bizim Kuzey Irak ile kurduğumuz ilişkinin altında da bu yatıyor. PKK’nın Kürt vatandaşlarımıza dönük saldırları, haklarının kazanılmasının önündeki en büyük engel olmuştur. Biz bir imparatorluk bakiyesiyiz. Düne kadar bu konuştuğumuz şehirlerin, kimliklerin hepsi Osmanlı vatandaşıydı. Diyoruz ki vakit geçmiş değil. Bölgedeki ülkelerin tavrı ortada. Sen tekrar elini uzatırsan bu konuda biz de sana elimizi uzatırız. Gel yol yakınken, bundan vazgeç diyoruz.
(Bahçeli’nin 82 Kerkük, 83 Musul açıklaması): AK Parti olarak bizim bir siyasetimiz var, MHP’nin, CHP’nin bir siyaseti var. HDP’nin bir siyasetinin olduğunu söyleyemem. Dolayısıyla MHP böyle bir dil ve üslup kullanabilir. Bizim siyasetimiz daha merkezde, daha kucaklayıcı.
Zam üstünden bir indirim beklemiyoruz. Sadece şunu söyleyebilirim; açıklanan oranın tekrardan bir değerlendirilmesi ve bunun yeniden sınıflandırılıp makul bir çerçeveye getirilmesi konuşulan. Tabii ki biz hava savunma sistemimizi kuracağız, ülkemizin güvenliği açısından füze sisteminden tutun da kendi tankımızı, bunların hepsini üretiyoruz. Biz savunma sanayine ağırlık vereceğiz. Maliye Bakanımız ‘Buranın geliri tamamen savunma sanayine aktarılacak’ dedi. Başka kaynaklar oluşturulduğunda da MTV’den planlanan rakamı aşağı çekeceğiz. Yeni kaynaklar oluşturduğunuz zaman, buna bakacağız, bu kaynaklar oranında da oradan gelmesi düşünülen kaynak revize edilecek.
Bizim istişare toplantımıza kimlerin katıldığı bellidir. Burada yeni bir durum söz konusu değil. Zaten Cumhurbaşkanlığı döneminde Abdullah Gül cumhurbaşkanı olduğu için davet edilmiyordu. Daha sonraki süreçlerimizde bütün etkinliklerimize davet ettik. Burada yeni bir durum söz konusu değil. Gelmeme kararı tamamen sayın Abdullah Gül’ün kendi kişisel kararı. Bizim bir takım afaki açıklamalar yapmamız da gerçeği yansıtmaz. Kendisi açıklamadığı sürece buna dair bizim bir şey söylememiz doğru olmaz.