AKP Sözcüsü Mahir Ünal, OHAL uygulaması kapsamında çıkarılan 696 sayılı kanun hükmünde kararnameyle (KHK) "darbe girişimi ve terör eylemlerinin bastırılması için hareket ettiği" ileri sürülen sivillere cezai sorumsuzluk getirilmesine ilişkin olarak "kaygı verici" nitelendirmesinde bulunan ve "Gözden geçirileceğini ümit ediyorum" diyen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e tepki gösterdi.
"Sayın Abdullah Gül, Ak Parti’de milletvekilliği, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış ve AK Parti’li olduğunu düşündüğümüz bir kişidir" ifadelerini kullanan Ünal, "Medya üzerinden konuşuyor olması üzücüdür. Bir ahlak olarak AK Partili olmak birbiriyle medya üzerinden konuşmamaktır. İstişare ile yürütmektir" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki MKYK toplantısının ardından konuşan Ünal'ın açıklamasının satır başları şöyle:
-Finansal piyasalarda zaman zaman dalgalanmalar olsa da Türkiye istikrarına devam ediyor.
-Sayın Cumhurbaşkanımızın çok büyük katkısı, emeği ve çalışması var. 22 ülkeye gitmiş, yurtiçi ve yurt dışında 42 programda katılımcılara hitap etmiştir. Aynı zamanda dış politikada Kudüs konusunda da tarihi bir sonuç alınmıştır. Fırat Kalkanıyla Kilis'ten Şanlıurfa'ya kadar bölgenin güvenliği sağlanmış,Soçi Zirvesi ile siyasi çözüm gerçekleştirilebilir noktaya gelmiştir.
-Sayın Cumhurbaşkanımızın Sudan, Çad ve Tunus ziyaretleriyle Türkiye Afrika'da da önemli adımlar atmış ve FETÖ ile ilgili önemli adımlar atılmıştır. Suudi Arabistan Kralı ile yapılan görüşmeler olumlu geçmiştir.
-Bizim MKYK'da yaptığımız 2017 yılına dönük değerlendirmelerden bir tanesi de Kars Demir Yolu'nun hizmete açılması olmuştur.
-Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyaset biçimi adeta bir ihanet haline gelmiş halde. Kullandığı ifade şu; köprüde askerler linç edildi. Hepimiz askerliğin kurallarını biliyoruz. Herkesin gözü önünde cereyan etti. Asker kanunsuz emre asla riayet etmez. O gece ordumuzun içerisinde kanunsuz emre riayet etmeyen askerlerimiz vardı. Kemal Kılıçdaroğlu bal gibi biliyor ki, o gece köprüde milletin üzerine tanklarla ateş açanların, FETÖ'cü olduğu ve bunu bir emirle değil gönüllü olarak yapıldığını herkes gördü. FETÖ'cülerin haklarını savunmaya dönük söylemler, gerçekleştiren Kemal Kılıçdaroğlu bilmeli ki o FETÖ’cü askerlere bu millet dokunmadı. Onları yargıya teslim etti. O gece bir yağma yaşanmadı. O gecenin bir ahlakı vardı.
-Kemal Kılıçdaroğlu şuna karar vermelidir. 15 Temmuz’da bu milletin gösterdiği kahramanlıktan rahatsızlık duymuş olabilir. Açıkça çıksın desin ki, “ben darbecilerin yanındayım” desin.
PKK ne diyorsa maalesef CHP de aynı şeyi söylüyor. O gece darbe suçundan suçüstü yakalananların yani teröristlerin tek tip kıyafet içinde olacaklarına dair bir düzenleme yapıldı. Buna kimlerin itiraz ettiğine lütfen iyi bakın. 250 şehidimizin o gün insan hakları ihlal edilmedi mi?
-Eski Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül, Ak Parti’de milletvekilliği, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış ve AK Parti’li olduğunu düşündüğümüz bir kişidir, dolayısıyla bizim bir ilkemiz vardır. Dostlarımızın bizimle medya üzerinden konuşmasını doğru bulmayız ve bu bizi üzer. Eğer gördükleri bir eksiklik varsa, biz işlerimizi istişareyle yaparız, dolayısıyla istişare ederiz. Cumhurbaşkanımızın "üzüldüm" ifadesinin nedeni budur. Eksik gördüğü bir şey varsa, cumhurbaşkanı ve başbakanımızla istişare edebilecekken medya üzerinden konuşuyor olması üzücüdür. Bir ahlak olarak AK Partili olmak birbiriyle medya üzerinden konuşmamaktır. İstişare ile yürütmektir. Cumhurbaşkanımızın da Abdullah Gül’le bir teması olmamıştır.