AKP Sözcüsü'nden 'Adalet Yürüyüşü' yorumu: Yürümeleriyle bir derdimiz yok

AKP Sözcüsü'nden 'Adalet Yürüyüşü' yorumu: Yürümeleriyle bir derdimiz yok

AKP Sözcüsü Mahir Ünal CHP'nin, "Türkiye’ye yönelik kara propaganda dilini kullandığını" öne sürdü. "'Korkmadan yürüyoruz’ diyorlar ama asıl cesaret 15 Temmuz’da tankların karşısında durabilmekti" diyen Ünal, "Bizim yürümeleriyle bir derdimiz yok. Biz bu yürüyüşün neye alet olduğu, gerçekte neyi amaçladığı ile ilgileniyoruz. Adalet talebini kirletip kirletmemeleri ile ilgileniyoruz" ifadesini kullandı. 

Sabah'ta İsa Tatlıcan'ın sorularını yanıtlayan Ünal'ın verdiği yanıtların bir bölümü şöyle:

Mahir Bey, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü CHP tabanından çok FETÖ ve PKK'nın gündeminde. Kılıçdaroğlu ve arkadaşları sizce nereye yürüyor?

2013 yılından bugüne kadar Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarını siyasal söylem analizini yaptığımızda, ortaya ilginç bir durum çıkıyor. Uluslararası alanda Türkiye'ye yönelik gerçekleştirilen kara propaganda dilinin aynısını CHP kullanıyor. Özellikle belli dönemlerde belli temalar etrafında Türkiye'ye yönelik kara propagandanın bir taşıyıcısı olarak hareket ettiler. İlginç olan şey şu ki, bu tür temaları öne çıkartan isimler, CHP'de yeni ruh gibi vurgularla hareket eden, hatta ve hatta CHP'nin geleneksel çizgisiyle bile sorun yaşayan isimler. O açıdan aslında bizim birçok zaman eleştirdiğimiz geleneksel CHP zihniyetinden bile uzak hatta ona düşman olan bir çizgi hâkim oldu CHP'ye. -Yürüyüş bildiğiniz gibi MİT tırları ile ilgili devlet sırlarının CHP tarafından FETÖ'ye sızdırılmasıyla başladı. FETÖ ile CHP arasında nasıl bir ilişki var? 

Özellikle FETÖ organizasyonu ile Türkiye'yi uluslararası mahkemelerde yargılatmaya çalışan çabaya baktığımızda, CHP'nin bu grupların içerideki sözcüsü olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin kendi vatandaşlarını ve sınırlarını korumak için yaptıklarını bir savaş suçu gibi gösteren, Türkiye ve Erdoğan düşmanı çevrelerin bilinçli bir şekilde yaydığı yalan yanlış iftiraları ülkemizin politikasıymış gibi anlatan çevrelerin sözcülüğünü de yine Kemal Kılıçdaroğlu'nun üstlendiğine şahit oluyoruz. -FETÖ ve Kılıçdaroğlu arasındaki bu gizli ittifak ne zaman başladı? 17/25 Aralık'tan sonra FETÖ'yü sahiplenme sürecine bir bakın. Yasal sınırlar çerçevesinde terör örgütü FETÖ'nün uzantılarına devletin yaptığı her müdahalede Kılıçdaroğlu ve CHP bir kalkan vazifesi görmüştür. FETÖ'nün yayın organlarına yapılan her operasyonu, CHP lideri basın özgürlüğüne bir müdahale gibi göstermiştir. 15 Temmuz'dan sonra bile bir TV programında FETÖ'nün kitaplarının ve televizyonlarının yayın hakkını alenen savunmuştur. Aynı şekilde PKK'nın yayın organlarına da birçok kez sahip çıktığını biliyoruz. -Geçmişte CHP denildiğinde akıllara laiklik tartışmaları gelirdi. Kılıçdaroğlu ile birlikte bu hassasiyetin yerini FETÖ, PKK ve DHKP-C aldı. Siz buna bir anlam verebiliyor musunuz?

"PYD /YPG terör örgütü değildir" diyen Kemal Kılıçdaroğlu. PKK'lılara "arkadaşlar" diye hitap eden Kemal Kılıçdaroğlu. Şehit savcımızın değil onu şehit eden teröristlerin avukatlığına soyunan bir CHP görüyoruz. Zoraki bir süreçle genel başkan yaptırılmasının bir bedeli varmış demek ki. O günden bu yana geçen süre içerisinde Kılıçdaroğlu'nun bu lobilerin sözcülüğünü üstlendiğini görüyoruz. Karşı karşıya olduğumuz durum, basitçe bir hükümet veya iktidar eleştirisi değil. Ülkemize yönelik saldırıların arka planını oluşturan zihniyetin ülkemizdeki yansıması haline gelmiştir. Kılıçdaroğlu'nun CHP'si böyle bir CHP'dir.

Söyleşinin tamamı için tıklayın