"AKP türbülansa girse gemiyi ilk Yüce Divan'da ihanet eden 'barkodlu sıçanlar' terk edecek"

"AKP türbülansa girse gemiyi ilk Yüce Divan'da ihanet eden 'barkodlu sıçanlar' terk edecek"

Yeni Akit yazarı Mehtap Yılmaz, eski dört bakan hakkındaki yosuzluk iddilarıyla ilgili yapılan Yüce Divan oylamasında AKP'nin 48 fire vermesine ilişkin olarak, "Vallahi de, Billahi de, AK Parti iktidarı bugün türbülansa girse, gemiyi ilkin bu 'barkodlu sıçanların' terk edeceğinden şüphe duymuyorum" dedi. Yüce Divan'a evet oyu veren AKP'li vekiller hakkında ağır hakaretlerde bulunan Yılmaz, "Bunlarda siyaset ahlakı, fikir namusu, adam kalitesi, karakter, bireysel irade, omurga, duruş, istikamet yok; sadece kabuk!" ifadelerini kullandı.

Mehtap Yılmaz'ın Akit'te "Yüce Divan ve çukur insanlar!" başlığıyla yayımlanan (22 Ocak 2015) yazısından ilgili bölümler şöyle:

 

Yüce Divan ve çukur insanlar!

 

Bunlarda siyaset namusu yok!

Vefadan vazgeçtik, asgari adamlık yok!

Soruyorum!

17 Aralık ve öncesinde, Paralel Yapı’ya karşı üç-beş inanmış insandan başka kim; Erdoğan’ın yanında durdu?

Kim; Ahmet Davutoğlu’nu “yemeye” kalktıklarında, namusluca taraf oldu?

Kim; İsrail, Hakan Fidan’ı çizdiği o tekinsiz zamanlarda “ben varım” diye arkasında durdu?

17 Aralık, Gezi İşgali…

“Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluk”  değil mi?

Kim “darbecilere” karşı namusluca taraf oldu?

Kim yazdı?

Kim çizdi?

Kim konuştu?

Kim Paralel Yapı’ya karşı tavır koydu?

Şimdi ekranlarda aslan kesilenlerin, köşelerinde mangalda kül koymayanların, o dönemdeki yazdıklarına, konuştuklarına bakın… 

Yazamadıklarına, konuşamadıklarına, tavır koyamadıklarına…

Ne kadar adam olduklarına…

AK Parti’de, bürokraside, hatta medyada çoğunluk sinsi sinsi susup, sonucun nereye varacağını beklemiyor muydu?

Şimdi soruyorum adamlık bu mu?

Dava ruhu bu mu?

Vatan, millet sevgisi bu mu?

Halka ve adalete saygı bu mu?

Müslümanlık güce karşı rüku mu?

Bu yüzden, gerek AK Parti içerisinde, gerek bürokraside yuvalanmış kripto paralelcileri ve paralel yandaşlarını, açıkça Paralel Yapı’yı savunanlardan çok daha tehlikeli buluyorum.

Vallahi de, Billahi de, AK Parti iktidarı bugün türbülansa girse, gemiyi ilkin bu “barkodlu sıçanların” terk edeceğinden,  yine o günlerde olduğu gibi üç beş inanmış insanla kavganın orta yerinde bir başımıza kalacağımızdan zerreyi miskal kuşku duymuyorum.

Çünkü adım gibi biliyorum ki, Yüce Divan’da ihanet eden AK Parti içerisindeki şu Brütüs’lerde, zerreyi miskal şahsiyet yok!

Siyaset ahlakı yok!

Fikir namusu yok!

Adam kalitesi yok!

Karakter yok!

Bireysel irade yok!

Omurga yok!

Duruş yok!

İstikamet yok!

Sadece kabuk…

Ve eldeki mevcut malzeme bu!

Bu durumda Başbakan Davutoğlu ne yapacak?

Bunlarla mı aynı yolda yürüyecek?

Bunlarla mı seçime gidecek?

Bunlarla mı Paralel Yapı terörüne karşı mücadele edilecek?

Bunlarla mı Yeni Türkiye inşa edilecek?

Her fırsatta, Paralel Yapı’nın tetikçiliğini yapanlarla mı?

Her fırsatta, davayı sırtından bıçaklayanlarla mı?

Her fırsatta, Davutoğlu’na ve Erdoğan’a tuzak kuranlarla mı?