AKP ve MHP seçmeni gençler Cumhur İttifakı'nı nasıl değerlendiriyor?

AKP ve MHP seçmeni gençler Cumhur İttifakı'nı nasıl değerlendiriyor?

16 Nisan 2017 Anayasa değişikliği referandumunda 'Evet' bloğunu oluşturan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken de 'Cumhur İttifakı' ismiyle eylem birliğinde olacaklarını açıkladı.

Seçimlerde farklı partilerin ittifak yapabilmesi için yasal zemin sağlayan Cumhur İttifakı teklifi Çarşamba günü Meclis'e sunuldu ve teklifin detayları açıklandı.

Teklife göre seçimde ittifaka verilen oylar esas alınacak ve milletvekili sayısı buna göre belirlenecek.

Dolayısıyla ittifakın içinde yer alan partiler için seçim barajı da ittifakın oy oranı üzerinden değerlendirilecek.

Bu sebeple MHP'nin yüzde 10 seçim barajının altında kalma tehlikesini bertaraf etmek için ittifak girişiminde bulunduğunu düşünenlerin yanı sıra, Cumhur ittifakı hem MHP hem de AKP'nin genç seçmeninde heyecan yaratmış görünüyor.

BBC Türkçe'nin başkentte konuştuğu MHP seçmeni gençler, Devlet Bahçeli sayesinde AKP hükümetinin iç ve dış politikada MHP çizgisine yaklaştığını ve bu nedenle iki partinin kurduğu Cumhur İttifakı'nı desteklediklerini ifade ediyor.

Kızılay'da çoğunlukla milliyetçi gençlerin vakit geçirdiği bir kafede çalışan 23 yaşındaki Fatih Kanık, ittifaktan memnuniyet duyduğunu ifade ediyor:

"Artık hükümetin aldığı kararlarda liderimizin direkt etkin rol oynadığını düşünüyorum ve bu yüzden aldığı tüm kararları destekliyorum. Devletimiz milliyetçi bir yapıya bürünüyor."

"Bu zamana dek cemaat gibi yanlış insanlarla iş birliği yapıldı, Cumhurbaşkanı da bunu kabul etti. Ama şu anda bizimle doğru işler yapılacağını düşündüğü için siyasi ortaklık güdüyor. Burada taviz veren AKP oldu çünkü onlar bize geldi, biz onlara gitmedik."

Kanık, Suriye'nin Afrin bölgesinde süren Zeytin Dalı Harekatı'ndan ve darbe girişimi sonra Gülen cemaatiyle mücadele politikalarından örneklerle açıklıyor:

"Cumhurbaşkanımızın söylemleri liderimizin yıllar öncesinde söylediği şeyler. Biz açılım sürecinin yanlış olduğunu söylüyorduk, PKK'yla direkt olarak mücadeleye girilmesi gerektiğini söylüyorduk, aynısını Cumhurbaşkanı şimdi söylüyor."

"Afrin harekatı da buna örnek. Beş yıl öncesine kadar liderimiz oradaki Türkmen soydaşlarımızın durumuyla ilgili sıkıntılı durumla olduğunu söylüyordu, şu an Afrin'de güvenli bölge yaratmak en çok Türkmenlerin işine yarayacak."

Kanık, Anayasa referandumuna dek MHP'nin hükümete yönelttiği sert muhalefetinin şimdiyle tutarsız olmadığı görüşünde.

Türkiye'nin iki parti arasında sıkı bir ittifak gerektiren zorlu bir dönemden geçtiğini düşünüyor:

"FETÖ süreci, bilinmedik cemaatler, ülkeyi ele almaya çalışan dış güçler… Bu süreçte güvenebilecek tek parti MHP'dir. Liderimiz elbet söylenen ağır lafları unutmamıştır ama şu an için devletimiz sıkıntılı bir süreçte. Biz de arkamızı dönemezdik çünkü devletçi bir politika izliyoruz."

Kanık, en çok da Milliyetçi politikaları devlet yönetimine hakim kılmak için ittifaka destek verdiğini anlatıyor:

"Bizim aldığımız oy oranıyla ülke yönetimine katılma imkanımız çok düşük olur ama biz bu süreçte iş birliği yaparak ülke yönetiminde etkin rol oynayabiliriz, kendi düşüncelerimizi ülke yönetimine yansıtabiliriz."

"Ayrıca AKP, içindeki FETÖ sempatizanlarını kenara atıp bizim kadrolarımızı yavaş yavaş ülke yönetimine sokuyor. Bu ittifak sayesinde ileride de böyle olacağını düşünüyorum. Devlet Bahçeli'nin izlediği politikayla ülke vatansever kişiler tarafından yönetilmeye başlayacak."

19 yaşındaki Oğuzhan Özcimbit de Kanık ile benzer düşüncelere sahip. 2019 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak olan Özcimbit, 'Memleketin şu anki halinde CHP'yle ittifak olamazdık' diyor:

"Kılıçdaroğlu'nun terörist cenazelerine gittiğini biliyoruz, Adalet Yürüyüşü'nde yanında olan HDP'li kişiler de ortada. Halk büyük oranda bizim AKP çizgisine kaydığımızı düşünüyor ama biz AKP'yi kendi çizgimize getirdik. Devlet beyin öngörülerine güveniyoruz."

"Çünkü önceden Cumhuriyeti ve laikliği sevmeyen ya da savunmayan AKP seçmenlerine ve yöneticilerine 'Cumhur İttifakı' ismini koydurabildiysek, bu bizim için büyük bir başarıdır."

Üniversitede iki yıllık adalet önlisansı yapan Özcimbit, "Devlet beyin hükümetin kararlarında bu kadar etkili olması bir genç olarak geleceğe umutla bakmamı sağlıyor" diyor.

Aynı kafede üniversiteli genç kadınlarla da bir araya geliyoruz. Haberde soy isimlerinin yer almasını isteyen Fatma ve Büşra, kendilerini sağ görüşlü olarak tanımlıyor.

Cumhur İttifakı'nı desteklemekle birlikte, ittifak içerisinde kendi siyasi politikalarından taviz veren tarafın MHP olduğunu düşünüyorlar.

MHP'nin 'daha ılımlı' ve kapsayıcı bir tutum izlediğini düşünen Fatma şöyle söylüyor:

"Daha önce çok sert bir MHP vardı ama güç kaybetmeye başladığını gördükten sonra iktidarla ittifak arayışına girdi ve söylemlerini değiştirdi. MHP'nin içinden İyi Parti ayrıldığı için ittifak yapmadığı takdirde güç kaybecekti."

"O nedenle MHP'de AKP politikalarına bürünme görüyorum. Ama bu ittifaka milliyetçi seçmenin çok da destek verdiğini sanmıyorum. Çünkü referandumda gördük ki, MHP'nin içinde bir CHP'ye yakın kesim var, bir de AKP'ye yakın kesim var."

Büşra ise bu zamana dek birbirinin karşısında olan iki partinin şimdiki ittifakını 'omurgasızlık' olarak yorumluyor ancak ittifakı şu nedenlerle desteklediğini açıklıyor:

"Şu anda yürütülen Afrin harekatı, ekonomideki dengesizlik ve cemaatle mücadele nedeniyle iktidarın değişmemesi ve hatta güçlenmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu değerler özelinde ittifak kurulmasını olumlu buluyorum."

Ardından Hamamönü'ndeki bir çay bahçesinde vakit geçiren üniversite öğrencisi AKP'li kadınlarla konuşuyoruz.

Kadınlar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Gülen cemaatiyle mücadele politikalarında AKP hükümetine duydukları güvenin sarsıldığını ve bu nedenle MHP'yle ittifaka ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okuyan ve haberde isminin yer almasını istemeyen genç kadın şunları söylüyor:

"Şu an içinde bulunduğumuz durum ittifakı zorunlu kılıyor. Biz bunu 15 Temmuz sürecinde çok rahatlıkla okuyabildik. Zeytin Dalı harekatı da bu ittifakın gerekliliğini doğruladı."

"MHP barajı geçmek için böyle bir yol izlemiş olsa bile, önümüzdeki süreçte düşünülmesi gereken daha önemli şeyler var. Ayrıca AKP son seçimde beklediğinin çok altında bir oy aldı. Bir kere cemaat seçmen olarak partiden kaydı."

Aile ve Tüketici Bilimleri bölümünde okuyan başka bir öğrenci de aynı fikri paylaşıyor:

"Eğri oturup doğru konuşalım ki AKP'nin de risk almamak adına bu ittifaka ihtiyacı var. 15 Temmuz 2016'dan beri hala ihraçlar devam ediyor. Neden o yıl içerisinde çözümlenmedi. Hâlâ mı içimizdeler? Yanı başımızda çay içip sohbet ettiğimiz bir arkadaşımız bile şu an meslekten ihraç edilebiliyor."

"Ayrıca siyasilerden de hiçkimse mi cemaata bulaşmadı? Sürecin yavaş ilerlemesinden kaynaklı bir güven kaybı söz konusu. İttifakla birlikte özellikle MHP'nin muhafazakar seçmenleri bu mücadeleye büyük bir katkı sağlayacaktır."

Kadınlar, ittifak içerisinde yer alacak partiler için yüzde 10 barajını ortadan kaldıran bu sistemin demokrasiyle çelişmediğini, aksine "Ülkenin çıkarlarını ilgilendiren hassas konularda fikir ve eylem birliğine varılmasını" istediklerini vurguluyor.