Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma günü (yarın) AKP'nin "Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi"ni kamuoyuna açıklayacak. Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenecek etkinliğe sanatçılar, sporcular, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, sosyal medya fenomenleri gibi toplumun birçok kesiminden isim davet edildi. Yaklaşık 30 bin kişinin katılımının beklendiği toplantı için "muhalif" olarak nitelendirilen gazetecilere de davetiye gitti.
Etkinlik için toplam 11 siyasi partiye de davet gönderildi. MHP, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Hür Dava Partisi, BBP, DSP, Demokrat Parti, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Anavatan Partisi davet gönderilen partiler arasında bulunuyor.
Toplantıda tek konuşmacı olarak yer alması beklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılındaki vizyon ve hedeflerini anlatması bekleniyor. AKP'li kaynaklar, Vizyon Belgesi'ni seçim beyannamesine giden yolda önemli bir adım olarak değerlendiriyor. Aynı kaynaklar, Erdoğan'ın konuşmasında "kapsayıcı bir dil kullanacağını ve kendisine oy vermeyenlere de 'Gelin büyük Türkiye'yi birlikte inşa edelim' çağrısında bulunacağını" belirtiyor.
Erdoğan'ın bu kapsamda özellikle Alevi toplumu, Kürtler ve gençlere yönelik özel mesajlar vermesi ve yeni Anayasa için de muhalefete çağrıda bulunması bekleniyor. Diğer yandan Erdoğan'ın konuşmasında savunma sanayi için geniş bir yer ayırdığı, bugüne kadar yapılan yerli ve milli projelerle ilgili de detaylı bilgi vereceği kaydediliyor. Buna paralel olarak da salonda yerli ve milli projelerin maketlerinin yer alması bekleniyor.
Toplantı öncesinde "Türkiye Yüzyılı" için de logo çalışması yapıldı. Logo için Cumhurbaşkanlığı forsundaki görselden esinlenilirken, logoda 16 Türk devletine atıfla 16 yıldır ve hilal etrafından yayılan 100 adet güneş ışınına yer verildi. Güneş ışınlarının ise Cumhuriyet'in yüzüncü yılına gönderme yaptığı belirtiliyor.
Peki Erdoğan'ın bu çağrıları seçmende nasıl karşılık bulacak?
Siyaset bilimcilere göre, Erdoğan'ın mesajları AKP'den giden seçmeni tutmaya yönelik olacak.
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Berk Esen, AKP iktidarının Türkiye'yi otoriterleştirdiğini savunarak "Siyasetten ekonomiye, dış politikaya kadar Türkiye artık geriye gidiyor. Vadedecek pozitif somut bir programı yok" dedi. AKP'nin reform yapıyormuş havası vermek istediğini dile getiren Esen, "Ben bu adımı halkla ilişkiler faaliyeti olarak görüyorum. Otoriter rejimin ambalajını değiştirecekler, seçmene yeni şeyler söylüyormuş havası yaratacaklar" ifadesini kullandı.
İktisadi gerilemeyi çözecek yapısal bir adım atılması yönünde bir beklentisi olmadığını kaydeden Esen sözlerini "AKP, zaten demokratikleşme adımlarını atsa seçimi kazanamaz” iddiasında bulundu. İktidarın bu adımı, ekonomik hamlelerle desteklemesi durumunda kendi tabanında bir miktar heyecan yaratabileceğini ifade eden Esen, “Ancak, içi doldurulmamış soyut vaatler, kararsız seçmeni ne kadar geri çevirebilir bu da soru işareti" şeklinde sürdürdü.
Ege Üniversitesi'nden siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun da Erdoğan'ın Vizyon Belgesi'nde daha çok savunma sanayi ile ilgili çalışmalara yer verme ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. Tosun, "Anladığım kadarıyla savunma ve güvenlik üzerinden bugüne kadar üretmiş oldukları projelerinin takdimi olacak" görüşünü dile getirdi. İktidarın bu şekilde "güçlü Türkiye" mesajı vermek istediğini kaydeden Tosun, "Ancak bu mesajın yanına demokratik Türkiye vizyonu ile ilgili aksak demokrasi standartlarını dikkate aldığımızda ne koyabilecek?" sorusunu yöneltti.
"Dezenformasyon" yasası olarak da bilinen Basın Kanunu'nda değişiklik içeren ve "halkı yanıltıcı bilgiyi yayma" eylemine hapis cezası öngören kanunu hatırlatan Tosun, "Pragmatik yaklaşımla gitmeye hazırlanan seçmeni geri çağırmaya yönelik popülist birtakım sözün saltanatına dayalı vaatlerde bulunacaklar" ifadesini kullandı. Erdoğan'ın vereceği mesajların Kürt seçmen, Alevi toplumu açısından önemli olacağını da kaydeden Tosun, "Ancak orada da bir sahicilik sorunu olacaktır. Referanslara geri dönüp baktığımızda, seçmen açısından beklediği çıktıyı yaratmaz" tespitini yaptı.
Başkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek de Vizyon Belgesi'ni ekonomik açıdan değerlendirdi. İktidarın para politikasından vazgeçtiğini Merkez Bankası'nın özerkliğini ortadan kaldırdığını ve maliye politikasını da seçim bütçesine dayandırdığını öne süren Emek, "Bu belgede iktisat adına bir beklentim yok" dedi.
Kur Korumalı Mevduat programını da aslında beklemediklerini kaydeden Emek, "Ama öyle garip şeyler yaratabiliyorlar ki, ne derse şaşırmam. İktisadi olarak iktisadın genel kabul görmüş ilkelerini reddeden siyasi iktidardan net bir şey beklemiyorum" ifadelerini kullandı.