AKP yarın CHP, MHP, BDP'ye gidiyor

AKP yarın CHP, MHP, BDP'ye gidiyor
T24 - AKP Grup Başkanvekili ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, "Yarın CHP, MHP, BDP'ye gideceğiz. Gidişimizin temel amacı, üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik olacaktır" dedi.Nurettin Canikli, üniversitelerdeki başörtüsü sorunuyla ilgili bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatından sonra grup başkanvekilleri olarak Kızılcahamam’da yol haritalarını belirlemek üzere toplandıklarını hatırlattı."Dün gerçekleşen MYK toplantısında konuyu gündemine getirerek, daha detaylı istişare etme kararı aldık. Orada alınan karar çerçevesinde konuyu tüm siyasi partilerle görüşme değerlendirme ve ondan sonra tekrar ona göre adım atma şeklinde bir kararımız oldu" diyen Canikli, şunları kaydetti: "Randevular da alındı. Yarın CHP, MHP ve BDP’ye gideceğiz. Şuandaki gidişimizin temel amacı, üniversitelerdeki başörtü yasağının kaldırılmasına yönelik olacaktır. Eğer hepsinin görüşü olumlu olursa bir komisyon oluşturulacak. Her siyasi partinin eşit sayıda üye verdiği ve komisyon marifetiyle hazırlanan çalışmayı komisyondan geçireceğiz. Eğer bir ya da birden fazlası katılmazsa, olumlu katkı vermezse, onun değerlendirmesini yapıp, atacağımız adımı ona görev belirleyeceğiz."Giresun'daki rektörlük kriziGiresun Üniversitesi’ndeki rektörlük seçimi ile ilgili bir soru üzerine ise Canikli, konuyu yakından takip ettiklerini ifade ederek, "21-22 Ekimde Giresun Üniversitesi rektör adayı seçimi yapılmasını YÖK kararlaştırmıştı. Daha sonra bir yargıya intikal söz konusu oldu ve mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Henüz bunun işleme konulup konulmadığını bilmiyorum. Ama YÖK’e karar bugün ulaştı. Şuan itibariyle yazı gelip gelmediği konusunda bilgi sahibi değilim. YÖK, bu konuda karar alacaksa bugün alacaktır" dedi. YÖK’ün yürütmeyi durdurma kararını işleme koyması halinde seçimin yapılamayacağına işaret eden Canikli, şöyle devam etti:"Ama mahkemeden nasıl bir karar çıkar bilemiyoruz. Bu yürütmeyi durdurma kararıdır. Mahkeme, süreçle ilgili savunmasını yapmak üzere YÖK’e 15 gün süre vermiştir. Ondan sonra mahkeme esasa ilişkin kararını vererek, gereğini yapacaktır. Bu süreç maalesef böyle oldu. Burada herhangi bir kurumu, kuruluşu suçlamak da mümkün değil. Bunların böyle bir seçim sisteminde ortaya çıkması muhtemel gelişmelerdir. Seçim sürecinin olduğu her yerde böyle şeyler karşımıza çıkabiliyor. Burada önemli olan eğer orada bir sıkıntı yaşanmışsa, süreçte karar verme yetkisinde olan insanlar açısından bazı tereddütler ortaya çıkmışsa, tekrar aynı iradeye başvurmaktır. Yapılması gereken seçimin yenilenmesidir. Çünkü Anayasa bu yetkiyi üniversiteye, YÖK’e ve sonra da Cumhurbaşkanına vermiş, süreç üçe bölünmüştür. Üçlü bir yapı söz konusu burada her bir aşamanın her bir kademenin her bir kurulun bir yetkisi vardır ve herkes de bu yetkiyi kullanır."