AKP, YSK'ya başvurarak KHK'lıların oy kullanamayacağını savundu, hukukçular tepkili: Başvuru, hukuksuzluğa çağrıdır

AKP, YSK'ya başvurarak KHK'lıların oy kullanamayacağını savundu, hukukçular tepkili: Başvuru, hukuksuzluğa çağrıdır

T24 Haber MerkeziDerleme: Damla Uğantaş

AKP, İstanbul seçiminin iptali için YSK'ya, KHK ile kamu hizmetinden çıkarılan seçmenlerin bulunduğu listeyi içerir ek dilekçe sundu. KHK ile kamu görevine son verilenlerin oy kullanamayacağını iddia eden AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için KHK ile kamu hizmetinden çıkarılmış 14 bin 712 kişinin oy kullandığını tespit ettiklerini söyledi. Diğer illere yönelik böyle bir itirazda bulunmayan AKP’nin yalnızca İstanbul için bu konuda bir dilekçe sunması dikkat çekti.

TIKLAYIN - AKP, KHK ile kamudan atılan kişilerin oy kullanmasını YSK'ya şikâyet etti!

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen ve iki yıl süren OHAL boyunca 125 bin 806 kişinin kamu görevine son verildi. Haklarında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan, idari bir kararla işine son verilen bu kişiler 2016 yılından bu yana gerçekleşen anayasa referandumu ve 24 Haziran genel seçimlerinde oy kullanabildi. Yine 24 Haziran seçimlerinde KHK ile görevine son verilen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Gülüstan Koçyiğit, Salihe Aydeniz, Muazzez Oran, Semra Güzel, Sait Dede ve Habip Eksik HDP listesinden, İbrahim Kaboğlu ve Cihangir İslam CHP listesinden seçilerek milletvekili oldu.

Ancak 31 Mart yerel seçilerin KHK ile görevine son verilen kişilerin seçme ve seçilme hakkına sahip olup olmadığı tartışma konusu oldu. İlk olarak YSK, seçime girmesine engel bulunmadığına hükmettiği KHK’lılara mazbata verilemeyeceği yönünde bir karar aldı. Karar ile HDP’nin Diyarbakır’da en güçlü olduğu yerlerden birisi olan Bağlar’da Zeyyat Ceylan, Van Tuşba’da Yılmaz Berki, Edremit’te Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Çaldıran’da Leyla Atsak’ın ayrıca Kars'ın Digor ilçesi Dağpınar Beldesi'nde Abubekir Erkmen’in mazbataları seçimi ikinci tamamlayan AKP’li adaylara verildi.

KHK’lıların oy kullanması ise, AKP’nin, usulsüzlük yapıldığını iddia ettiği İstanbul’da seçimlerin iptal edilmesi için yaptığı başvuru ile tartışma konusu haline geldi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, 17 Nisan’da seçim itirazlarına ilişkin yaptığı açıklamada “ KHK ile ihraç edilmiş kişinin, hatta kamu görevlisi KHK ile ihraç edilmesi sebebiyle mazbatası iptal edilenler oldu. Hatta diyor ki, ben burada bir tartışma daha başlatayım. 298’nci yasanın 8’inci maddesi, kamu hizmetinden yasaklı olanlar seçme hakkına da sahip değildirler diyor kanun. İlk kez bir şey söylüyorum; bir, kısıtlı olanlar. İki, kamu hizmetinden yasaklı olanlar. Az önce kısıtlı olanlar listede var dedim. Cezaevinde olanlara şerh düşülmemiş dedim. İki, kamu hizmetinden yasaklı olanlar… Peki kamu hizmetinden yasaklı olanlar için illa mahkeme kararı gerekir mi? Bence hayır.  Önümüzdeki günlerde konuşacağız.  Kanun çerçeveyi çizmiş, uluslararası sözleşmelerde de aynı şeyler var. İlla mahkeme kararına bağlı olması gerekmiyor diyor” açıklamasında bulundu.

AKP bu açıklamanın ardından 20 Nisan günü İstanbul’da seçimlerin iptal edilmesi için YSK’ya yaptığı başvuruya ek bir dilekçe sundu. KHK ile işten atılan ve İstanbul’da yaşayan seçmenlerin listesinin yer aldığı dilekçede “KHK ile kamu hizmetinden çıkarılmış 14 bin 712 kişinin oy kullandığını tespit edildiği” ifade edildi.

AKP'nin ek dilekçesi ile ilgili katıldığı televizyon programında değerlendirmelerde bulunan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, "Daha önce KHK'lilerin akrabaları bile oy kullanamaz denmişti. Çok vahim bir durum. Kimlerin oy kullanamayacağı madde 8'de açıkça belirtiliyor. KHK ile atılanların oy kullanamaması gibi bir durum yok. Akıllarına estiği gibi farazi şeylerle başvurular yapıyorlar, bu mümkün olmaz. KHK ile attığınız kişileri seçimi kaybettikten sonra oy kullanamaz denmesi hukuki değil. Kendileri de biliyor. Kaybettiklerini görünce hukuksuz bir şekilde geçersiz oyları saydırdılar. Bununla da yetinmediler, tüm oylar sayılsın diye dilekçeler verdiler" dedi.

AKP’nin başvurusuna çok sayıda hukukçu da tepki gösterdi. İşte hukukçuların konuya ilişkin açıklamaları ile Anayasa ve kanunda yer alan maddeler:

Turgut Kazan: Bugün yargı margı kalmamıştır

AKP’nin başvurusunu Cumhuriyet’e değerlendiren eski İstanbul Baro Başkanı, hukukçu Turgut Kazan, “Bu tam anlamıyla ilkel, çağdışı, insan hakları ve demokrasiyle bağdaşmayan akıl almaz bir istektir. Hukuk içinde değerlendirilemez. Bu da AKP’nin nasıl bir parti olduğunu gösterir” dedi. AKP’nin KHK’lerle tüm muhaliflerini OHAL’de listelere koyduğunu anımsatan Kazan, “Böyle demokrasi mi olur? Bu durumda AKP kendi kendini seçmiş olur” diye konuştu. Bunun ilk adımının, YSK’nin KHK’lilerin belediye başkanı olamayacağı kararıyla atıldığını ifade eden Kazan, “YSK’nin kararı hukukla ve yasayla bağdaşmayan bir yaklaşımdı. O da kabul edilemez. Ama AKP’nin bu başvurusu hepten ilkelliktir” dedi. Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 1989’da verdiği kararla ihraç edilenlerin görevlerine dönmesinin yolunu açtığına dikkat çeken Kazan, “YSK’nin Danıştay kökenli üyelerinin hiç değilse bu kararı bilmelerini beklerdim. Türkiye’de iyi kötü 30 yıl önce yargı buydu. Bugün yargı margı kalmamıştır” değerlendirmesini yaptı. 

Prof. Adem Sözüer: Vatandaş suçlu gibi gösterilip seçme hakkına dokunulamaz

İ.Ü Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Adem Sözüer, bir kişinin seçme hakkından mahrum bırakılabilmesi için kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunması gerektiğine dikkat çekti. Twitter hesabından bir paylaşımda bulunan Sözüer şu ifadeleri kullandı:

“Anayasa, Türk Ceza Kanunu, seçim mevzuatı, YSK içtihadı geçerli olduğu sürece ve ceza yargılaması ile verilip kesinleşmiş bir mahkumiyet olmadıkça; vatandaş suçlu gibi gösterilip seçme hakkına dokunulamaz, verdiği oyun geçerliliği tartışılamaz. Hakimiyet bilâ kaydu şart milletindir!”

“AKP’nin başvurusu hukuksuzluğa çağrıdır”

Avukat Aslı Kazan, İnsan Hakları Beyannamesi’ne atıfta bulunduğu mesajında şunları kaydetti:

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 21/3. Maddesi:

“Halkın iradesi hükümet otoritesinin temelidir. Bu irade, gizli veya serbestliği sağlayacak benzeri bir yöntemle genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak ve belirli aralıklarla tekrarlanacak dürüst seçimlerle belirlenir.”

KHK’lilerin oy kullanma meselesi daha açık göstermiştir ki AKP’nin İstanbul seçimlerinin yenilenmesi talebiyle YSK’ya yaptığı başvuru, ‘hukuksal başvurusu’ adı altında ‘hukuksuzluğa’ çağrıdır. KHK ve KHK uyarınca ihraçların kendisi hukuka aykırıyken, bu aykırılığı yeni alanlara taşıma gayreti, demokrasimize kalıcı hasarlar verecektir. AKP’nin İstanbul seçimlerinin yenilenmesine yönelik talebinin yeni gerekçesi, kadınların oy kullanması, olursa şaşırmamak gerekir.,

Prof. Osman Can: Başvurunun anayasal temeli yok

Eski AKP MKYK üyesi ve eski AYM raportörü Prof. Osman Can başvurunun anayasal temeli olmadığını vurguladı. Osman Can şu ifadeleri kullandı:

“Anayasa 67. Madde kamu hizmetlerinden yasaklı olmayı yasak kapsamında saymıyor. Seçim Kanunu’ndaki ibare ise “Mahkeme kararı” ile verilen yasaklılık kararına işaret ediyor. İhraçlar hem OHAL süresiyle sınırlı, hem de mahkeme kararına dayanmıyor. Başvurunun anayasal temeli yok.”

Osman Can ayrıca, YSK'nın kararını paylaştı ve şu notu düştü:

"Bu karar seçilme hakkına ilişkindir. Seçme hakkında bu tartışmayı yapmak dahi abestir, zira seçmen olmak kamu görevi yani memuriyet değil."

Anayasa ne diyor?

MADDE 67- Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.(Değişik: 23/7/1995-4121/5 md.) Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.(Değişik: 17/5/1987-3361/1 md.; 23/7/1995-4121/5 md.) Ons ekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.(Değişik: 23/7/1995-4121/5 md.; 3/10/2001-4709/24 md.) Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.(Ek fıkra: 23/7/1995-4121/5 md.) Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/24 md.) Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun 

Seçmen:

Madde 6 – (Değişik: 27/10/1995-4125/1 md.) On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.

Oy kullanamayacak olanlar:

Madde 7 – Aşağıda yazılı olanlar oy kullanamazlar:

1. Silah altında bulunan erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Her ne sebeple olursa olsun, izinli bulunanlar da bu hükme tabidir), 2. Askeri öğrenciler. 3. (Ek: 10/6/1983-2839/44 md.; Değişik: 27/10/1995-4125/2 md.) Ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunanlar.

Seçmen olamayanlar:

Madde 8 – Aşağıdaki kimseler seçmen olamazlar: 1. Kısıtlı olanlar, 2. Kamu hizmetinden yasaklı olanlar.