24 Haziran'a çekilen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerine sayılı günler kala kulislerde AKP'nin, kendisine oy veren ‘ak kurtlar’ seçmeninin yeniden MHP’ye dönmesi ve MHP’ye oy verip Erdoğan’a oy vermeyecek kitlenin varlığı nedeniyle, ittifakın durumunu ölçmeye başladığı konuşuluyor. AKP'nin Erdoğan'a oy vermeyecek MHP'li sayısı için harekete geçtiği; AKP'nin özellikle seçimlerin ikinci tura kalması durumunda B planı olarak yeni hamle hazırlıklarının değerlendirmelerini yapmak amacıyla MHP’den gelebilecek oyların durumuna ilişkin çalışma yürüteceği ifade ediliyor.
Cumhuriyet'ten Erdem Gül'ün kulis haberine göre seçim için son 19 güne girilirken, cumhur ittifakını oluşturan AKP - MHP ortaklığında, “İkinci tura hazırlık” olarak da yorumlanabilecek yeni bir gelişme yaşanıyor. AKP, henüz kampanyasını başlatmayan MHP’den ittifaka ve Tayyip Erdoğan’a ne kadar oy geldiğini ölçmeye başladı.
MHP’de, seçim dönemleri de dahil oy oranlarıyla ilgili anket yapma geleneği bulunmuyor. MHP Lideri Devlet Bahçeli de anket yöntemine öteden beri sıcak bakmıyor. AKP ise tam tersine tüm adımların yaptırdığı anket sonuçlarına göre atmayı tercih ediyor. Üstelik AKP , yalnızca seçim dönemlerinde değil, seçim olmayan zamanlarda da sürekli anket yaptırıyor. AKP , sonuçları bıçak sırtı ve ikinci tur olasılığını yüksek gösteren anketlere karşı, “Erdoğan’ın ilk turda kazandığı, parlamento seçimlerinde de kendi oyunun yüzde 46 bandında olduğu” açıklamalarını yaptı. Ancak AKP sözcülerinin açıklamalarında ittifak ortağı MHP’nin durumuna ilişkin bilgi bulunmaması dikkatleri çekti. Bu sırada yaşanan iki önemli gelişme, AKP’nin ittifak ortağı hakkında bir tür “yoklama” denebilecek anketler ve ölçümler yapmasına neden oldu.
AKP ve MHP kulislerine göre 24 Haziran’da erken seçim kararı alınmadan hemen önce MHP’de başlangıçtaki büyük oy kaybı belli bir noktada durdu. Meral Akşener’in İyi Partisi’ne partinin neredeyse yarısı oranındaki gidişten sonra MHP , az az olsa da oylarını artırmaya başladı. Ancak araştırma kuruluşlarından bu oy artışının, muhalefetten değil bizzat AKP’den geldiği bilgileri geldi. Sahadaki gözlemler de 1 Kasım seçimlerinde MHP’den AKP’ye giden ve “Ak kurtlar” diye nitelenen oylarda belli oranlarda geri dönüş olduğu bilgisini doğruladı. Dışarıdan yeni oy gelmeyip, ittifakın kendi içinde yer değiştiren oylar, AKP’de durumu anlama ihtiyacı doğurdu. Parlamentoda çıtayı, sadece kendisi için yarıdan bir fazlası olan 301 olarak belirleyen AKP, MHP’ye gidebilecek oylarla bu hedefin altında kalıp kalmadığını ölçme ihtiyacı duydu.
Erdoğan, erken seçim kararının alındığı ilk günlerde AKP içinde cumhurbaşkanı seçiminde kendisine oy verip, partiye oy vermeyecek seçmen sorunuyla karşılaştı.
Erdoğan, bu sorunun varlığını, “Birileri bir fitne fesat kaynatıyor. ‘Oyumu cumhurbaşkanına vereceğim ama parlamentoda AKP’ye vermeyeceğim.’ Bu oyun, bu tezgah… Kimlerin olduğunu anlıyorsunuz. İnşallah bu münafıklar çetesini 24 Haziran’da hep birlikte yere gömeceğiz” diyerek ifade etti.
Ancak Erdoğan’ın kendi partisi için ifade ettiği sorunun tam tersi MHP’de yaşandı. AKP’yi “ittifak içi muhasebe” yapmaya iten bu ikinci gelişme ise bazı MHP’lilerin başlattığı, “Kendi partimize oy veririz ama Erdoğan’a vermeyiz” kampanyası oldu. Bu kampanya MHP içinde önce sessiz ve derinden yürüdü. Daha sonra MHP’de yeniden aday olmayan bazı milletvekillerince de açıklanan bu kampanyanın MHP seçmeninin yarısına yakını tarafından benimsendiği bilgileri de AKP’yi kaygılandırdı. AKP, partisine oy verip Erdoğan’a oy vermeyecek MHP’li sayısını da öğrenmek için harekete geçti.
Bahçeli’nin, AKP’nin olur vermediği afla ilgili ısrarını sürdürürken, seçim için henüz kampanyayı başlatmamış olması ve MHP’lilerin de sahada haraketli olmaması, AKP’yi ortağının durumunu ölçmeye iten bir başka neden oldu. Ancak, siyasi kulislerde ortağının performansına ilişkin ölçüm ve değerlendirme ihtiyacı duyması ilk turu riskli görmesine de bağlanıyor. Buna göre AKP, B planı olarak ikinci tur için yeni hamle hazırlıklarının değerlendirmelerini yapmak için MHP’nin durumunu yokluyor.