AKP Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, FETÖ davası ile Cumhuriyet davasının birlikte anılmasını doğru bulmadığını söyledi.
Silivri'de bugün Cumhuriyet gazetesi davasıyla aynı anda görülen Tuzla Piyade Okulu'ndaki darbe girişimiyle ilgili davayı izleyen Avcı, şöyle konuştu:
"Aslında bu savunmaların metin çözümlemesi yapıldığı zaman nasıl bir örgütsel paylaşım olduğu da açıkça görülebilir. Ama bu metin çözümlemesini yapmak tabi ki mahkemenin işi değil ben ilgili kamuoyunun da bu konularda duyarlılığını uyandırmak adına da söylüyorum. Tuzla Piyade Okulu davası da diğer davalar gibi, diğer davalarda kullanılan argümanlar gibi ‘O gece bir terör saldırısı olacağı bilgisi geldi. Biz de depodan silahları aldık sivil araçlara bindik, yola çıktık. Hiç telefonlarımızı açmadık, internete bakmadık. Bir terör saldırısı olduğu üzerine harekete geçtik ama bu terör saldırısının mahiyeti neymiş, kim yapmış, bu konularda bilgi almak için dahi telefonlarımızı açmadık’ gibi bir mantık üzerinden yürüyor. Neticede mahkeme hepsini değerlendirecek."
Avcı, Cumhuriyet gazetesi davasıyla ilgili şunları söyledi:
"Cumhuriyet gazetesi davası ile bu davayı çok fazla birlikte anmak bana doğru gelmiyor. Zaten bu konuyla ilgili Cumhuriyet gazetesi ve gazetecilerle ilgili davalar konusunda da ben Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde geçen yıl TBMM’de görüşlerimi net bir şekilde ifade etmiştim. Gazetecilerle ilgili davanın terör olaylarına ve kalkışmaya karışmış kişilerle karıştırılmasını terör örgütü çok istiyor. O bakımdan buna da zemin hazırlamamak gerekir. Gazetecilerle ilgili davalarda da bütün gazeteciler, yazarlar için söylüyorum; tutukluluk zorunluluğu olmayan davalarda mahkemelerin bunu dikkate alması gerektiğini ve aldığını da görüyorum. Bir önceki Cumhuriyet gazetesi davasında bu hassasiyetin gösterildiğini, bundan sonra da aynı şekilde bu hassasiyetle davaların yürütülmesi gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz. Çünkü terör örgütünün bir amacı da kendileri ile doğrudan ilgisi olmayan birtakım davaları, kendilerinin sözde mağduriyetleri adına istismar etmeye kalkışmalarıdır. Buna fırsat vermemek gerekir. Dolayısıyla gazetecilerle ilgili davanın ve onlarla ilgili tutukluluk kararlarının bu ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini bugün söylüyor değiliz."