AKP Ankara Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak "15 Temmuz milletin devrimiydi; ama tarihin değişmeyen kurallarındandır: Devrim, önce kendi çocuklarını yer" dedi. “Reis'ten çok Reisçi' olup önüne geleni FETÖ'cü, Paralel, şucu, bucu diye itham edenlerin, Allah korusun, 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, herkesten önce sokağa çıkacaklarına, herkesten çok Fetullahçı, hatta “Fetullah'tan çok Fetullahçı” olacaklarına hiç şüphe yok" ifadesini kullanan Ünal, "Dünya yıkılsa, bunlar enkazını satar, yine kazanırlar" diye yazdı.
Mahallede 'gizli hayırcı' kavgası sürüyor; kimler suçlandı, ne yazıldı, ne cevap verildi?
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin yüzde 51.4 "evet" oyuyla kabul edildiğinin açıklanmasıyla sona eren halk oylamasına giden süreçte "gizli hayırcı" olmakla suçlanan Ünal, "Fetullahçı yöntemleri kullanmak, Fetullahçılar gibi yalan söylemek, iftira atmak, itibar suikastleri yapmak, FETÖ ile mücadeleyi sulandırır" ifadesini kullandı.
AKP mahallesindeki tartışma sürüyor; kim ne dedi, kim ne cevap verdi, Erdoğan ne yaptı?
Aydın Ünal'ın "Devrim çocuklarını yer" başlığıyla yayımlanan (8 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
15 Temmuz'da bombalanan kurumlarımızdan birinin özel kalem müdürü azılı Fetullahçıydı. 3 hafta görevinden alınamadı. Birilerinin yakını; eniştesi mi, damadı mı neymiş. Görevinden alındıktan sonra da izinli olarak, yani yasal yollardan yurtdışına gitti. *** 15 Temmuz'da bombalanan bir başka kurumda, FETÖ ile mücadele etsin diye, güvenilir bir şahıs terfi ettirildi ve üst düzey göreve getirildi. Hemen 17 Temmuz'da, kurumda FETÖ ile irtibatı olmayan 3 kişi görevden uzaklaştırıldı. “Güvenilir” şahıs, Fetullahçıları tasfiye ederken, araya kendi şahsi hesaplarını da eklemiş, kin duyduğu 3 kişiyi FETÖ'cü torbasına koyup uzaklaştırmıştı. *** Skor kaygısı, bazı kurumlarda adaletin, samimiyetin, dürüstlüğün önüne geçti. *** Anadolu'nun birçok yerinde, dikkatsizlik, tembellik, skor kaygısı, asılsız ihbar, şahsi hesaplar, husumetler nedeniyle masum insanlar mağdur edildi. Fetullahçıların, kendilerini gizlemek adına ahlaksızca masumları suçlaması da mağdur üretti. *** 16 Temmuz akşamı Demokrasi Mitingleri'nin yapıldığı her meydanda millet vardı; 17 Temmuz ve sonrasında lüks arabalarıyla müteahhitler geldiler, ikbal arayışındaki bürokratlar geldiler, kamufle olmaya çalışan soysuz Fetullahçılar geldiler. Meydanlarda millete yer kalmadı. *** 15 Temmuz'dan önce, yalan söyleyen, iftira atan, algı operasyonu yapan “Fuatavni” derler bir Fetullahçı sosyal medya hesabı vardı. 15 Temmuz'da o hesap kapandı. Şimdi artık “Fuatavni” hesabına benzeyen onlarca hesap var. Fetullah karşıtı gibi görünüyor, Fetullahçı tüm ahlaksız yöntemleri pervasızca kullanıyorlar. Yalan, iftira, algı operasyonu, ahlaksızlık, itibar suikastleri sınır tanımıyor. *** Üstün manevra kabiliyeti her zaman kazandırır. Dün “Hocaefendilerine” abartılı mı abartılı övgüler düzenlerin, bugün “Reis'ten çok Reisçi” olup önüne geleni FETÖ'cü, Paralel, şucu, bucu diye itham edenlerin, Allah korusun, 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, herkesten önce sokağa çıkacaklarına, herkesten çok Fetullahçı, hatta “Fetullah'tan çok Fetullahçı” olacaklarına hiç şüphe yok. Dünya yıkılsa, bunlar enkazını satar, yine kazanırlar. *** Adaletsizlik ve haksızlık FETÖ ile mücadeleye zarar verir. Fırsatı heba eder. Fetullahçı yöntemleri kullanmak, Fetullahçılar gibi yalan söylemek, iftira atmak, itibar suikastleri yapmak, FETÖ ile mücadeleyi sulandırır. *** 15 Temmuz milletin devrimiydi; ama tarihin değişmeyen kurallarındandır: Devrim, önce kendi çocuklarını yer. *** Ah be Halil Kantarcı… Yarası ne de derindir. Gönüle saplanmış kurşun yarası tahliye için geçer sebep midir acaba Hakim Bey?