Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından önceki gün gerçekleştirilen kabine revizyonunu değerlendiren AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Başbakan, bana göre hayırlı, dengeleri gözeten, kuyumcu terazisi özeniyle değişiklik yaptı" dedi. Gazeteci Hrant Dink cinayetinde ihmalkârlıkla suçlanan yeni İçişleri Bakanı Muammer Güler’e, bu anlamda haksızlık edildiğini belirten Çelik, yerel seçimler öncesi yeni bir kabine revizyonu olabileceğini de kaydetti.
Parti Sözcüsü Çelik, CHP’de, Birgül Ayman Güler’in, Kürtleri aşağılayıcı ifadeleriyle yeniden gün yüzüne çıkan çatlağın ise bu partinin, devletin İmralı ile barış sürecine desteğini önemseyen AKP açısından hoş bir gelişme olmadığını söyledi.
Taraf Gazetesi Ankara Temsilcisi Lale Kemal'e konuşan Çelik özetle şunları söyledi:
Başbakanın, kabine revizyonu yaparken, öncelikle “hangi işi kim yapabilir” diyerek düşündüğünü belirten Çelik, sol eğilimden gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yerine atanan Ömer Çelik’in, AKP’nin kuruluşunda yer alan ve parti programını yazan birkaç kişiden biri olduğuna dikkat çekerek, twitter’dan kendisi için "benim kankam" tanımlaması yapmış olmasının özellikle gençlerin hoşuna gittiğini ve 300-500 retweet yaptıklarını söyledi.
Çelik, "AK Parti döneminde, mesela, Adana’dan hiç bakan olmadı. Ömer başından beri oranın milletvekili ama Ömer’e partide görev vermeyi tercih etti Sayın Başbakan. Bakanlığı, Adana için avantaj olur. Zaten şurada 2,5 yıl sonra milletvekili olamayacak. İdris Bey, bu malûm sıkıntılar olmasaydı, herhalde hassaten Mardin’in bir bakanı olsun diye değişiklik yapılmazdı" şeklinde konuştu.
Ertuğrul Günay’ın bakanlıktan alınmasıyla ilgili yazdığı tweet’lerde hizmetlerinden övgüyle söz ettiğini belirten Çelik, geçmişte CHP’de yöneticilik yapmış bir kişi olmasına rağmen CHP’nin onu milletvekili bile yapmadığını anımsatarak şunları söyledi:
"Bugüne kadar, 800’e yakın AK Parti milletvekili olmuş. Bunların içinden topu topu 57 kişi bakan olmuş bugüne kadar. Bunlardan biri Ertuğrul Bey’dir, 5.5 yıldır bakanlık yapıyordu. Dolayısıyla, solcu olduğu için olsaydı, hiç bu göreve getirilmezdi. Ama işte bazı meselelerden dolayı onun değiştirilmesi gündemdeydi."
"Sonuçta, orkestra şefi Başbakan’dır" diyen Çelik sözlerine, "Şimdi bir sazdan, eğer aykırı bir ses çıkarsa onu uyarır, bir daha uyarır. Sonuçta, netice itibariyle, eğer orkestranın şefi oysa, o değişikliği yapma hakkına da o sahiptir. Ertuğrul Bey, ‘kakafoni çıkardı onun için alındı’ demiyorum" diyerek devam etti.
Çelik’in, attığı tweet’lerde, kamuoyunun tartışmalı isimleri Ömer Dinçer ve İdris Naim Şahin’in bakanlık görevlerinden alınmaları hakkında yorum yapmaması ise dikkat çekti.
Sağlık Bakanlığı görevinden alınan Recep Akdağ’ın, 10 yıldır bu görevi yürüttüğünü anımsatan Çelik, "Gerçekten Recep Bey maksimum düzeye çıkardı kamuoyu memnuniyetini ama sonuçta bu görevlere kaydı hayat şartı ile gelinmiyor. Cumhurbaşkanı olsan 7 yıl sürüyor" şeklinde konuştu.
Ömer Dinçer’in yerine Milli Eğitim Bakanlığı’na atanan Başbakan’ın eski başdanışmanlarından Milletvekili Nabi Avcı’yı bilge bir insan olarak tanımlayan Çelik, "Sonuç itibariyle, Başbakan bana göre, çok hayırlı, dengeli, adeta kuyumcu terazisi ile tartılan bir değişiklik yapmıştır" dedi.
Çelik, 2014 yerel seçimler nedeniyle ikinci bir kabine revizyonuna ihtiyaç olabileceğini şu sözlerle dile getirdi:
"Zaten belediye başkanı adayı olacakların bakanlıktan istifa etmeleri lazım. Bunun için revizyona ihtiyaç var. Bu şu demektir: Ben, filan yerin belediye başkanlığına talibim, aday adayıyım. Aday olduğu gün bakanlıktan istifa etmesi lazım. Diyelim ki, böyle üç kişi çıktı. O zaman bunların yerine, bir başka atama yapılacak."
Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya gidecek kişiler arasında yer alması ihtimali azalan Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk’e yönelik Başbakan Erdoğan’ın tepkisine açıklık getiren Çelik, "Türk, ‘Kürtlerin üzerine bomba yağdırılıyor’ dediği için Başbakan tepkili, Başbakan da, haklı olarak dedi ki ‘Biz teröristlerin üzerine bomba yağdırıyoruz, Kürtlerin üzerine değil.’ ‘Kürtlerin üzerine,’ derseniz işin şekli değişir" dedi.
Çelik, İmralı sürecinin tıkanması, rafa kalkmasının söz konusu olmadığını belirtirken, "BDP’lilerin de, herkesin de, eğer hakikaten bu sürece katkıda bulunmak istiyorlarsa sağduyulu hareket etmesi gerekiyor" dedi.
Çelik, İçişleri Bakanlığı görevine atanan Muammer Güler’in, İstanbul Valisi olduğu dönemde işlenen Hrant Dink cinayeti ile ilişkilendirilerek kendisine kesinlikle haksızlık edildiğini belirtirken şöyle dedi:
"Kiminle ilgili inceleme ve soruşturma izni istenmişse, Muammer Bey vermiştir, yargı bunu reddetmiş, iptal etmiş. Daha önce de ben bunu savundum. Muammer Güler’i, Hrant Dink’in katili gibi göstermeye çabalayan adamlar var, kesinlikle haksızlık yapıyorlar. Hrant Dink’in katledilmesi kesinlikle bizi çok üzen bir meseledir. Ve sonra, savcı ve hâkimin birbirine ters düşerek verdikleri cezalar kamu vicdanını asla tatmin etmemiştir. AİHM’e ailesi müracaat etti, Türkiye mahkûm edildi, hükümetimiz savunma bile yapmadı. Ve savunma yapmayacağımızı söyledik. Sonra, ‘örgüt vardır,’ denmesi bizi memnun etti. Sonra Muammer Bey’e ve Ramazan Akyürek’e meseleyi yıkmaya çalışıyorlar, ikisinin de bu işte en ufak bir dahli yoktur. Bütün belgeleriyle bunu herkese ispatlamaya ben hazırım."