AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, "Vekil dokunulmazlıklarının kaldırılmasına hepten karşıyım. Çünkü yasama görevini yürütürken vekiller hiçbir şekilde kaygı, korku, endişe içinde olmaması gerekir, kendilerini özgür hissetmeleri gerekir" dedi.
Hakkâri’de yol kesen PKK’lılarla kucaklaşan dokuzu BDP’li, biri bağımsız toplam 10 vekille ilgili dokunulmazlık dosyalarının Başbakanlık tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi, Ankara’nın gündem maddesi olmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 1994’teki DEP’li vekillerin Meclis’ten atılmasını hatırlatıp, “kendimizi çıkmaz sokaklara itmeyelim” eleştirisi, AKP içinde de yankı buldu.
Taraf’ın edindiği bilgilere göre parti içinde 25’i Doğu ve Güneydoğu’dan, yaklaşık 35’i de batıdan olmak üzere toplam 60 vekil, Gül’le aynı kaygıları taşıyor. Her ne kadar açık bir şekilde dillendirilmese de bu 60 vekil, şu an Adalet Komisyonu’na havale edilen dokunulmazlık fezlekeleriyle ilgili oylama yapıldığında “hayır” oyu kullanacak.
Bu vekillerden biri de Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu. Taraf gazetesinden Veysi Polat'a konuşan Ensarioğlu’na göre, 1994’teki DEP olayının görüntüleri hafızalardayken böyle bir olayı tekrarlamak Türkiye’ye prestij kaybettirir. Ensarioğlu’nun düşünceleri özetle şöyle:
"BDP, gerçekten Türkiye’de çözüm üretmek yerine gerginliği körükleyen bir siyaset yapıyor. Ama bunlara rağmen dokunulmazlıkların kaldırılmaması gerekir. 94’teki dokunulmazlıkların kaldırılmasının tahribatı henüz hafızalardan silinmiş değil. Yaka paça o insanların götürülmesi bölgede, etnik kimliklerine yönelik bir hareket olarak algılandı. Bu algı hafızalarda iken dokunulmazlıkların kaldırılması, bu algının pekişmesine sebep olur. Ayrışma körüklenir. BDP’ye güç verir. PKK’ye de, şiddetine her daim gerekçe olarak gösterdiği ‘siyaset yapma olanağı tanınmıyor, o yüzden ben silahı yöntem olarak tutuyorum’ gerekçesini de besler.
Vekil dokunulmazlıklarının kaldırılmasına hepten karşıyım. Çünkü yasama görevini yürütürken vekiller hiçbir şekilde kaygı, korku, endişe içinde olmaması gerekir, kendilerini özgür hissetmeleri gerekir. Dönemi bittikten sonra da zaten hesabını verir. Ancak vekil dönemi içinde işlenen suçlardan savcılara değil millete hesap vermek ve sandıkta hesaplaşmak asıl olandır."