Hasan Cemal, Milliyet gazetesindeki köşesinde AKP'nin Güneydoğu bölgesinden seçilen bir milletvekilinin söylediklerini isim vermeden yayımladı. "Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Kürt sorununda bölge milletvekillerini muhatap almadığını" söyleyen vekil, Cemal'e "(Erdoğan) Kürt meselesinde devlet memurlarıyla, danışmanlarıyla, çok yakın çevresiyle hareket ediyor" dedi. Hasan Cemal'in Milliyet gazetesinde ""Erdoğan’la farklı sesler, uyarılar..." başlığıyla yayımlanan (7 Kasım 2012) yazısının ilgili kısmı şöyle:
"İsmi bende saklı Ak Partili bir Kürt siyasetçi ile dün sabah sohbet ederken özetle şunları söyledi:
"Eskiden böyle değildi Tayyip Erdoğan. Artık kapalı devre çalışıyor. Bölgenin siyasetçilerini muhatap almıyor. Devlet memurlarıyla, danışmanlarıyla, çok yakın çevresiyle hareket ediyor Kürt meselesinde... Kıymetli insanlar olabilir onlar da... Ama bölgenin gerçekleriyle bizim kadar içli dışlı değiller. Devletin raporlarıyla bölgenin gerçeklerine nüfuz etmek uzak ihtimaldir. Mesela Sayın Erdoğan bir Kürt raporu hazırlatıyor. Kime hazırlatıyor? Batı illerinden birinin milletvekiline, milliyetçi birine... Güneydoğu’yu doğru dürüst tanımayan bir partili milletvekiline Kürt raporu hazırlatıyor. Ama bir kere olsun bizi dinlemiyor, dinlemek istemiyor. Hiç olur mu böyle şey? Ben inanıyorum, Sayın Erdoğan iyi niyetli. İyi niyetinden kuşku duymuyorum. Yanlış yaparken de iyi niyetiyle, bilmediği için hata yapıyor. Bizleri, bölgenin temsilcilerini muhatap almıyor. Endişelerimiz var. Bölgenin içinden gelen kendi resmi temsilcileriyle istişare istemiyor Sayın Başbakan. Yani kapalı devre çalışıyor. Tamam, Türkiye sadece Güneydoğu’dan ibaret değil. Batı da var, Batı’nın oyları da var. Ama Güneydoğu sadece yüzde beş, on oy değil ki. Bugüne kadar Ak Parti’yi desteklemiş, Tayyip Erdoğan’a inanmış Kürtlerin Ak Parti’ye sırtını çevirmeye başlaması, Ankara’ya daha beter yabancılaşması, Türkiye’nin huzuru ve istikrarı açısından hiç de iyi olmaz. Sayın Erdoğan’ın bu hususa dikkat etmesi lazım. Siz yazmıştınız bir seferinde, Ankaralılaşma, bürokratlaşma diye... Sayın Başbakan da size, ‘Ankaralılaşmıyorum, Türkiyelileşiyorum’ demişti. Pek öyle değil. Eğer dikkat edilmezse, Türkiye’nin dünyaya açılması, bölgesel nüfuzunun yaygınlaşması da olumsuz etkilenir. Dışarıda daha etkili olunmak isteniyorsa, içeriyi derleyip toplamak şart."