AKP Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, 2008 yılında AKP'ye açılan kaptma davasına ilişkin "Partimizin kapatılması durumunda yeni parti kuracaktık. Ben de genel başkan sıfatı ile, başbakan olarak hükümeti kurmakla görevlendirilecektim. Gerekli tüm planlamalarımızı bu şekilde tamamlamıştık” dedi.
Akit Ankara Temsilcisi Hacı Yakışık'lıya konuşan Mehmet Ali Şahin, “AK Parti kuruldu ama güllük gülistanlık bir yolda devam etmedi. Engeller, keskin virajlar, birtakım tümsekler hep karşımızdaydı...” ifadelrini kullandı.
Hacı Yakışıklı'ın haberi şöyle:
"Ak Parti ismini Erol Olçok sundu"
14 Ağustos 2001 günü resmiyet kazanan ‘AK Parti’ isminin belirlenmesine ilişkin süreci de özetleyen Şahin, şunları dile getirdi: “Henüz resmen partimiz kurulmamıştı. Ancak kurulma aşamalarında bu çalışmaları yürütmeküzere Cumhurbaşkanımız o sırada hâlâ siyasi yasaklıydı.
Ama onun önderliğinde bir parti kuruluş çalışmaları başlamıştı. Biz zaman zaman bir araya geliyorduk. Zannediyorum isim konusunu görüşmek üzere şimdiki Meclis Başkanımız İsmail Kahraman’ı hatırlıyorum kurucular arasında olan daha sonra önemli sorumluluklar üstlenmiş olan birçok arkadaşımız daha vardı. 50 kişiye yakın bir heyetti.
Ancak daha önce birtakım hazırlıklar yapılmıştı. Rahmetli Erol Olçok bu konuları teknik olarak yürüten kafa yoran bu konulardan anlayan birtakım kişilerle görüşen ve fikir alan bir çalışmayı da yürütüyordu. Oraya birtakım alternatifler geldi. Birtakım isimler zikredildi. Önce Adalet ve Kalkınma Partisi zikredilmeden önce bir ‘AK Parti’ ifadesi geçince oradaki arkadaşlarımız hemen irkildiler ve bu isme hemen sıcak bakmaya başladılar. Peki, bu AK Parti neyin kısaltılmasıydı? Bunun çalışması orada yapıldı. Büyük bir çoğunlukla da bu ismin partimiz için çok uygun olacağı kararlaştırıldı.”
AK Parti’nin kuruluşunda Tayyip Erdoğan’ın önünün kesilmesi için dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun aktif rol oynadığını belirten Mehmet Ali Şahin, o süreci de şöyle anlattı:
“Kanadoğlu, Sayın Erdoğan’ın aday olmamasıyla ilgili çok aktif bir rol oynadı.
3 Kasım 2002 Erken Seçimleri’ne doğru giderken YSK’ya vermiş olduğumuz milletvekili listesinde Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın de ismi vardı. Geçici Aday Listesi’nde de Erdoğan’ın ismi açıklandı. Ama dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu hemen harekete geçerek Diyarbakır DGM’nin vermiş olduğu ve Erdoğan’ın siyasete girmesinin yolunu açan memnu hakların iadesi kararına itiraz etti. Nitekim bunu da başardı. YSK da maalesef Erdoğan’ın ismini milletvekili aday listesinden çıkardı.”
Şahin, “3 Kasım Seçimlerine genel başkanının milletvekili olamayacağı bir tabloyla girmek durumunda kaldık.
Tabii vatandaş nezdinde bu durum oy kaybettirir diye düşündüler. Ancak bu hesap ters tepti. İstanbul 2. Bölge milletvekili adayıydım... Özellikle Fatih caddelerinde elimde telsiz mikrofon arkamda araç arkadaşlarla cadde cadde, sokak sokak dolaşırken ‘Erdoğan’ın sizlere selamlarını getirdim. Kendisiyle ilgili yasağı içinize sindiremediğinizi biliyorum ama siz bunu 3 Kasım’da kaldırabilirsiniz. 3 Kasım’da AK Parti’yi iktidara getirerek ve anayasayı değiştirecek sayıyla AK Parti’yi Meclis’e sokarak Tayyip Erdoğan’ı en kısa sürede milletvekili yaparak parlamentoya sokarız. Siz bunu sağlayabilirsiniz’ anonsu geçiyordum. Nitekim halkımız AK Parti’yi 363 milletvekiliyle iktidara getirdi” dedi.
Mehmet Ali Şahin'in açıklamalarının devamı şöyle:
“AK Parti kuruldu ama güllük gülistanlık bir yolda devam etmedi. Engeller, keskin virajlar, birtakım tümsekler hep karşımızdaydı...” ifadelerini kullanan Mehmet Ali Şahin, partilerinin kapatılma riskine karşı aldıkları tedbirleri şöyle anlattı: “Zaten bunları bilerek yola çıkmıştık. İşin kolay olmayacağını biliyorduk. İş partimizin kapatılması riskine kadar gitti. Ahmet Necdet Beyin Cumhurbaşkanlığı görev süresi dolmak üzereydi.
TBMM’de seçim yapılacak biz de aday belirleyecektik. İstişareler yapıldı. Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ‘Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül kardeşimiz’ diye açıklama yaptı. Bunun üzerine vesayet odakları yeniden harekete geçtiler. ‘Eşi başörtülü bir cumhurbaşkanı istemeyiz’ gibi birtakım yazılar yazdılar.
Nihayetinde bu süreçlerde AK Parti hakkında kapatılma davası açıldı. Bu tür durumlarda soğukkanlı tavır sergilemek her babayiğidin harcı değil. Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan çok basiretli bir tavır sergiledi. Ben çok yakınındaydım. Bu davayı bir an önce bitirelim diye karar verdi. Nitekim süreçler önemli ölçüde kısaldı.
O sıra başbakan yardımcısıyım. Sayın Erdoğan eski başbakanlığa beni çağırdı dedi ki; ‘Her şeye hazırlıklı olmalıyız. Yeni bir parti kuruluşuyla ilgili tüzüğü filan hemen hazırlayalım. Zaten yasaklı olacak kişiler bellidir. Onun dışındaki arkadaşlarımız bu partinin mensupları olur. Zaten biz parlamentoda yeni parti olarak da çoğunluk olacağımız için iktidar olmaya devam edeceğiz..’ Bana bir talimatı daha oldu. Eğer parti kapatılırsa pazartesi günü yeni hükümeti kurma konusunda hazırlık yapmamı istedi. Yani Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan her türlü karara karşı hazırlıklı bir pozisyondaydı.”