AKP'li Mehmet Metiner: Bu zafer Erdoğan'ın zaferi

AKP'li Mehmet Metiner: Bu zafer Erdoğan'ın zaferi

1 Kasım seçimlerinde AKP’nin İstanbul 3. Bölge milletvekili seçilen ve AKP'den milletvekili seçilmeden önce Kürt siyasal hareketinin HDP kurulmadan önceki partilerinden olan HADEP'te Genel Başkan Yardımcılığı da yapan Mehmet Metiner, seçim sonuçları için “Bu zafer, Erdoğan’ın zaferidir” dedi.

“1 Kasım’da görülen o ki Erdoğan liderliği-Davutoğlu başkanlığı AK Parti’yi başarıya taşıyan en önemli faktör” diyen Metiner, “Erdoğan’ın siyasi öngörüsüyle AKP’nin koalisyon sürecinde siyaseten bitirilmesini önlediğini” ileri sürdü.

“Erdoğan’la sorunu olan veya Erdoğan liderliğini sonlandırmak isteyen herkes farklı bir kılıkla içimize oynamaya başlayacaklar” diyen Metiner, “Ama bilsinler ki bilge genel başkanımız ve başbakanımız Ahmet Davutoğlu onların kendilerine yönelik övücü sözlerindeki tuzağı görecek basirete sahiptir” ifadelerini kullandı.

Mehmet Metiner’in Star’da “Erdoğan liderliği sürecek” başlığıyla yayımlanan (5 Kasım 2015) yazısı şöyle:

Avrupa medyası Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan “Siyasetin sihirbazı ve mimarı” diye bahsetmeye başladı.

Övgü üstüne övgü...

Söyledikleri bir şey kesinlikle doğru: Bu zafer, Erdoğan’ın zaferidir.

Erdoğan herhangi bir lider değil.

Halkın yüreğine taht kurmuş bir lider.

Halk onu seviyor. Halk ona güveniyor. Erdoğan dünyada da karizmasıyla göz dolduran bir lider. Lider denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri.

***

Erdoğan denildiğinde akla özgüven geliyor. Erdoğan’ın Türkiye’de gerçekleştirdiği en büyük devrim nedir diye sorulursa benim vereceğim cevap şu olur: Özgüven devrimi... Erdoğan Türkiye’ye özgüven sağladı.

Türkiye bu özgüven sayesinde Erdoğan liderliğinde hem iç dönüşümünü gerçekleştirdi, hem de dışarıda itibarı olan bir büyük ülke oldu. Erdoğan liderliğiyle beraber Türkiye tarih sahnesine çıktı. Erdoğan liderliğini sonlandırmak istemelerinin sebebi bu işte...

Ama halkımız buna izin vermedi. Ne gezi sürecine, ne 17/25 Aralık darbe operasyonuna, ne de Kobane/PKK kalkışmasına geçit vermedi. Halk kendi liderinin arkasında sımsıkı durdu.

Mursi’yi Mısır’da darbeyle devirenler Erdoğan liderliğini sonlandırmaya muvaffak olamadılar. Şimdi 1 Kasım’da Erdoğan liderliği pekişti.

Bu bir “siyasi sihirbazlık” olayı değil. Gönül olayı... Erdoğan halkının gönlünde taht kurmamış olsaydı çoktan devrilirdi.

***

Erdoğan siyasetin dehasıdır. Siyasi öngörüsüyle ülkesini koalisyon üzerinden çekilmek istenen felaketin eşiğinden kurtardı. Kurucu lideri olduğu AK Parti’nin koalisyon sürecinde siyaseten bitirilmesini de önlemiş oldu.

Cumhurbaşkanının siyasi öngörüsü dolayısıyla AK Parti güçlü bir biçimde iktidara taşındı. AK Parti’nin içine 1 Kasım’dan sonra hamle yapmak için pusuda bekleyenlerin de elleri böğürlerinde kaldı. Erdoğan siyasetin dahisi ve halkının tartışmasız gönül kahramanı... Davutoğlu siyasetin bilgesi ve hocası...

AK Parti’nin içine oynayanlar hep lideriyle genel başkanı arasına fitne salmaya başladılar.

Ne Erdoğan buna izin verdi, ne de Davutoğlu...

1 Kasım’da görülen o ki Erdoğan liderliği-Davutoğlu başkanlığı AK Parti’yi başarıya taşıyan en önemli faktör. En önemlisi de AK Parti’nin bir bütün olarak liderliğine sahip çıkması bütün oyunları bozduğu gibi başarıyı da beraberinde getiriyor.

Ama söylemeye gerek yok: Bu fitne ateşini harlamak isteyenler hâlâ pusuda bekliyorlar. Uygun bir zaman bulduklarında bu kez farklı hamleler yapacaklardır.

Çok dikkatli olmamız lazım.

Paralel yapının farklı uzantıları, Doğan medyasının akıldâneleri veya malum başkaca güçler göreceksiniz uzlaşı söylemi üzerinden yeni hamleler yapacaklardır.

Erdoğan’la sorunu olan veya Erdoğan liderliğini sonlandırmak isteyen herkes farklı bir kılıkla içimize oynamaya başlayacaklar.

Ama bilsinler ki bilge genel başkanımız ve başbakanımız Ahmet Davutoğlu onların kendilerine yönelik övücü sözlerindeki tuzağı görecek basirete sahiptir.

***

Kutuplaşma söylemi üzerinden AK Parti’ye ve liderine yapılan haksızlıklar artık görülmeli.

AK Parti’nin yeni dönemde uzlaşı ve reform hükümeti anlayışıyla toplumun karşısına çıkması gerektiğini söyleyenler zımnen AK Parti liderliğine haksızlık ediyorlar.

Sanki kutuplaştıran Erdoğan’dı. Sanki çatışmaya sebebiyet veren Erdoğan’ın söylemiydi. Sanki AK Parti uzlaşmacı ve reformcu kimliğinden vazgeçmişti!

Yok böyle bir şey!

Erdoğan liderliğini bitirmeye yönelik alçak hamlelere karşı AK Parti doğru bir savunma hattı çizdi.

AK Parti hiçbir zaman ne uzlaşmacı, ne de reformcu kimliğinden uzaklaşmadı.

AK Parti bir tek zalimlerle ve darbecilerle uzlaşmadı.

AK Parti bir tek eski Türkiye’nin vesayetçi odaklarıyla ve çevreleriyle uzlaşmadı.

Onların kutuplaştıran ve çatıştıran söylemlerine hakaret ve aşağılama eklenince de gereken karşılığı vermekle yetindi.

 

***

1 Kasım’da AK Parti’yi iktidara taşıyan halkı nasıl aşağıladıklarını görüyoruz.

O kibir abidelerine karşı kibirli davranmak sadaka hükmündedir.

Hiç kimsenin halkımızı aşağılamasına ve halkımıza tepeden bakmasına izin vermeyiz.

Boynumuz bir tek halkımıza karşı kıldan incedir.

Ama zalimlere ve zalimlerin işbirlikçilerine, Türkiye düşmanı güçlere ve onların taşeronlarına karşı dik duruşumuzu ve cesaretimizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Kimin yeni dönemde hangi tuzaklar içinde olduklarının farkındayız elbette.

Kapımız Türkiye sevdası olan herkese açıktır.

Milli ve yerli olan herkese başımızın üstünde yer var.

Ama Mankurtlarla mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.