AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner, toplumun belirli kesimlerinden kendilerine yöneltilen tepkileri anlayıp anlamlandırmanın, yeni bir söylem ve pratikle ortaya koymakla mümkün olacağını savundu. "AK Parti, kendi içinde hiçbir zaman bu anlamda dogmatik bir inanışın ve hareket tarzının ortaya çıkmasına izin vermedi" diyen Metiner, "Ben yeni dönemde liderimizin bu gerçekliği görüp gerekli değişimi gerçekleştireceğine inandığımı söylüyorum" ifadesini kullandı.
Mehmet Metiner'in "Öküzün altında buzağı arayanlar" başlığıyla yayımlanan (27 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Bazı çevreler, her bir kelimemizin altında bir art niyet arama içerisindeler.
Bazı cümlelerimizi bağlamından kopartarak partimiz içinde sanki rahatsızlık varmış gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar.
Bu fitneci yaklaşımlar bize sökmez.
Malum çevrelerin kimi sözlerimizi hangi niyetlerle alıntılayarak kullandıklarının farkındayız.
Bilsinler ki bizim üzerimizden girişecekleri hiç bir fitne tutmayacaktır.
Ne malum çevrelerin pohpohlamasına geliriz, ne de oyunlarına.
Bizim yüzümüz yalnızca milletimize dönüktür.
Ve bizim tek amacımız, “partimizi/hareketimizi/ideallerimizi” çok daha güçlü kılmaktır.
Bu niyetle konuşur ve bu amaç doğrultusunda bir nefer gibi gece gündüz çalışırız.
***
Ben diyorum ki; "Referandum sonuçlarını doğru okuyamazsak ve kendimizi bu doğrultuda yeni bir pratiğe oturtamazsak, işimiz kolay olmayacak."
O birileri hemen bu sözümün üstüne atlayarak başkaca bir sonuç çıkartmaya çalışıyorlar.
Biz, hiçbir dönem işimizin kolay olduğuna inanarak rehavete kapılanlardan olmadık.
Biz, her daim işimizin çok daha zor olduğuna, çünkü sorumluluklarımızın giderek arttığına inandık.
Referandum sonuçları gösterdi ki bize yönelik çok ciddi önyargılar var.
Bu bizi tanımamaktan olabilir.
Kendimizi yeterince tanıtamamaktan olabilir.
Malum çevrelerin bizi bilerek yanlış tanıtmalarından olabilir.
Kendi hatalarımızdan ve yanlışlarımızdan kaynaklı olabilir.
Kimi söylemlerimizden ve pratiklerimizden dolayı olabilir.
İlahir...
O yüzden, başta kendimiz olmak üzere bütün nedenleri teşrih masasına koyarak kendimize yeni bir güzergâh çizmemiz gerektiğini söyledim.
Yeni bir söylem ve yeni bir pratik önerisi bununla alakalıdır.
Zaten liderimizin kongre konuşmasında değindiği ana eksen de bu olmuştur: “Kendi köklerimiz üzerinden kendimizi yenileyip değiştirerek herkesi kucaklayan bir yeni pratiğe yönelmek.”
Farklı bir AK Parti veya farklı AK Parti kadroları lafım, bütünüyle bu bağlamdaki değişimle/yenileşmeyle alakalıdır.
Her seferinde kullandığım pergel metaforuyla tekraren hatırlatayım ki bizim bir ayağımız sabitelerimizde kalmaya devam edecektir.
AK Partimizi bir dava partisi kılan sabitelerimizden en ufak bir sapma veya farklılaşma bizi bitirir.
"Farklı" lafım pergelin öteki ayağıyla alakalıdır asıl: “Her yeni güne yeni bir şey söyleyerek uyanmak, her dem kendimizi yenileyerek güçlü kılmak!”
Bize yönelik toplumun belirli kesimlerinden yönelik tepkileri anlayıp anlamlandırmak, yeni bir söylem ve pratik ortaya koymakla mümkündür.
AK Parti'yi AK Parti yapan özelliklerinin başında işte bu yenilikçi ve değişimci niteliği gelmektedir.
İşimiz hem kolay, hem zor.
Kolay, çünkü AK Parti'nin inancı bu kucaklayıcı değişim üzerine oturuyor.
Biz kolaylaştırmakla emrolunmuşuz, zorlaştırmakla değil.
Hep kendimizi en doğru yapan olarak görüp başkalarını yanlışta olmakla suçlarsak, kendimizi zehirlemiş oluruz.
AK Parti, kendi içinde hiçbir zaman bu anlamda dogmatik bir inanışın ve hareket tarzının ortaya çıkmasına izin vermedi.
Liderimiz, parti içinde siyasi bir oligarşinin oluşmasına izin vermediği gibi bürokratikleşme eğilimlerine de geçit vermedi.
Referandum sonuçlarını doğru okumazsak, yani bizden kaynaklı nedenleri ortadan kaldıran yeni bir söylem ve pratik inşasına yönelmezsek; hem inancımızın öngördüğünün dışına çıkmış oluruz, hem de kendi işimizi kendi elimizle zorlaştırmış oluruz.
Ben yeni dönemde liderimizin bu gerçekliği görüp gerekli değişimi gerçekleştireceğine inandığımı söylüyorum.
Öküzün altında buzağı arayanlara duyurulur.