AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Beyaz TV’de katıldığı bir televizyon programında Yüce Divan oylamasının ardından bir seçmenin kendisini telefonla aradığını söyleyerek ağladı. “Gezi’ci çapulculara da paralelci çakallara da eyvallah etmeyiz. Ama dostumuzdan gelince çok ağırıma gidiyor” dedi.
AKP’li milletvekilleri Şamil Tayyar ve Mehmet Metiner'in AKP grubunun dört eski bakanın Yüce Divan oylamalarında fire vermesine ilişkin yaptığı açıklamalar tartışma konusu olurken, Tayyar ve Metiner için AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş 'Hadlerini aştılar' demişti.
Metiner, Elitaş'ın bu açıklaması sonrası Beyaz Tv canlı yayınında ağlayarak artık konuşmama kararı aldığını söyledi.
Yüce Divan oylamalarında Ak Parti'nin fire vermesine ilişkin bundan sonra konuşmayacağını söyleyen Metiner ' Mahallenin delisi biz değiliz. Biz partimizin ve davamızın emrinde olan insanlarız. Partimizin kamuoyu karşısında polemik konusu edilmesi beni son derece rahatsız eder.' dedi.
Bir partilinin kendisine aradığını ve ağladığını ifade eden Metiner 'Bugün bir amca beni aradı. Bana ağlayarak dedi ki 'Reise ve size bu yapılmamalıydı.' Ağladı ve ağlarken 'Yazıklar olsun sizi böyle ağlatan insanlara' dedi. Bize yazıklar olsun ki, ibadet aşkıyla bize oy veren bize destek veren insanları hüsrana uğratıyoruz. Ben amcanın ellerinden öpüyorum. Bundan sonra partimin iç meseleleriyle ilgili konuşmayacağım.' diye konuştu.
Metiner, canlı yayında şunları söyledi:
Yüreğimizin sesini dinledik. Hasbi davrandık, hata yaptık. Ama göreceksiniz 2015 seçimlerinden sonra bugün söylediklerimizin bin kat daha fazlasını, bize bugün karşı çıkanlar söyleyecek. Ama Anadolu'daki insanlar Ak Parti'nin içinin karıştırılmasından sonra gözyaşı döküyor. Bizim o gözyaşlarına ihanet etmeye hakkımız yok.
Mustafa Elitaş'ın 'Hadlerin aştılar' sözlerine de isim vermeden yanıt veren Metiner 'Çok rahatsızım. Birilerinin bize haddimizi bildireceğini asla beklemiyordum. Biz davamız söz konusu olduğunda boynumuzu kılıçlar altına alırız. İstifa etmemiz gerekirse, istifa ederiz. Biz haddimizi biliriz. Bundan sonra ne ileri, ne de geri laf ederiz' şeklinde konuştu.
Metiner, sözlerine şöyle devam etti:
Merak etme paralelciler de sevinsinler. Onları sevindiren açıklamalar bizim içimizden geldiği an. Ben davamızın selameti için yüreğime taş basarım. Ama oylamayla birlikte partim ne yazık ki, paralel çakalların ağzına sakız yapıldı. Ben buna üzülürüm.
2015 hesabı yapıyorsam, milletvekilliği hesabı yapıyorsam yarına çıkmayayım. Muhalefetin davranışlarını görecektiniz. Yüreğimiz paramparça oldu. Kimseye eyvallah etmedik! Paralel çakallara da eyvallah etmedik. Ama bundan sonra müsterih olsunlar. Herkes gibi akıllı uslu konuşacağız.
AKP’li Metiner’in Star gazetesinin bugünkü (25 Ocak 2015) nüshasında yayımlanan yazısının konusu da TBMM’de yapılan Yüce Divan oylamasıydı.
Metiner’in “Dostun gülü yaralar beni” başlıklı yazısı şöyle:
Hallac-ı Mansur’u darağacına götürüyorlar.
Yol boyu dizilenlerin ellerinde koca koca taşlar. Her biri bilge Mansur’un bir yerine değip yaralar açıyor. O sapkınlıkla suçlanan gönül insanının dört bir yanından kan akıyor. Bedeni pare pare...
Ama yüreği sapasağlam... Ak ve pak...
Darağacına doğru ilerlerken toplaşan halkın içinde bir dostunu görür.
O dostun kendisine bir gül attığını fark eder... İşte Hallac’ı yaralayan asıl o güldür...
Kafasını-gözünü yaran, vücudunu kanlar içinde bırakan o taşlar yüreğini zinhar incitmemiştir... O dostun gülü yüreğini acıtmıştır. Boydan boya kanatmıştır o gönül insanının yüreğini.
Pir Sultan Abdal o çağları aşan şiirinde ne güzel betimler bu durumu:
Şu Kanlı Zalımın Ettiyi İşler
Garip Bülbül Gibi Beni Zareyler
Yağmur Gibi Yağar Taşlar Başıma
İllede Dostun Bir Fiskesi Yaralar Beni Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni
Dar Günümde Dostum Düşmanım Beli Oldu
Bir Derdim Var İdi Şimdi El Oldu
Ecel Fermanı Boynuma Takıldı
Gerek Vura Gerek Asalar Beni Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni
Pir Sultan Abdalım Can Göye Almaz
Haktan Emir Olmasa Rahmet Yağmaz
Şu Ellerin Taşı Bana Hiç Degmez
İllede Dostun Bir Tek Gülü Yaralar Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni.
Paralelcilerin her gün her saat taşları yağıyor başıma. Yalanın ve iftiranın bini bir para. İtibarsızlaştırmak için ellerinden gelen alçaklığı sergiliyorlar. Başkaca çevrelerin güllelerine maruz kalıyorum her Allah’ın günü. Hiç umurumda bile olmuyor.
O paralelci alçakların da, başkaca namertlerin de taşlarından ve güllerinden korkmadım. Korkmuyorum.
Varsın yağdırmaya devam etsinler...
Şu paralelcilerin ve sair düşmanların taşları bana hiç değmiyor bile...
Çünkü yüreğim sapasağlam...
Onların beni övdüğünü görürsem kahrolurum... Onların benden rahatsızlık duymadıklarını görürsem kendimden kuşku duyarım. Sitemim onlara olmaz.
Onlar düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar. Mertçe yapmıyorlar biliyorum, ama sonuçta düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar. Onların taşlarından, toplarından, güllelerinden korkan namert olsun.
Şikayetçi olan da...
Ama dostun gülü yaralıyor...
İlla da dostun bir tek gülü yaralıyor yüreğimi... Paralelcileri sevindiren dost kılıklıların ihaneti yüreğimi paramparça ediyor.
Paralelci muhalefetin o arlanmaz dilini üstümüze çeviren ve o paralelci alçakların övgüsüne mazhar olan dost gülücüklü ihanetler yüreğimi dağlıyor.
İsyanım buna. İtirazım buna benim...
Onların taşları yaralamıyor beni.
Ama onların dostlarımın sözüyle beni vurmaya kalkışmaları yaralıyor yüreğimi, fena halde incitiyor gönlümü.
Sitemim dostlaradır... Sahiden dost olanlaradır... Dost kılıklılarla işim yok benim.
O paralelcileri sevindirenlerden esirgemediğiniz hoşgörüyü kendi hasbi kardeşlerinizden esirgemeye kalkışmayın...
Ölçüyü kaçıran laflar edilmişse bile bilesiniz ki hasbiliklerindendir...
Özür dilerler olur biter...
Ama sizin laflarınız bir ömür boyu unutulmaz... Sizin laflarınız üzerinden paralelci çakalların bize dil uzatmaları bir ömür boyu unutulmaz...
Tıpkı Hallac-ı Mansur’a gül atan o dostun davranışının unutulmadığı gibi...
Biliyorum bugün dediklerimizin aynısını yarın sizler diyeceksiniz... Bugün için deyin demiyoruz, ama hasbiliklerinden dolayı diyenleri o pusuda bekleyen sırtlanları sevindirecek laflarla yaralamayınız.
Bizim laflarımız paralelci ihanet şebekesinedir. Bizim sözlerimiz o ihanetçi çetesinin değirmenine su taşıyanlaradır.
Susuyorum
Bugüne kadar partimizi kamuoyu karşısında hiç tartıştırmadım.
Ama birileri partimizi o paralel çakalların ağzına sakız etti.
Paralel yapının siyasi uzantıları “sağlam irade paramparça oldu” gibi laflar ediyorlarsa bunun müsebbibi biz değiliz.
O lafları ettiğimiz için birileri bu tavrı koymadı.
Bu tavrı koydukları için bizim öfkemize muhatap oldular.
Bu kadar hakkı hiç kimse bize çok görmesin. Onların öyle bir hakkı var ise bizim de böyle deme hakkımız vardır.
Söyleyeceğimizi söyledik.
Partimizi polemik ortamına çekmek isteyenlerin tuzağına düşmeyeceğiz.
Bu mesele kapanmıştır.
Onların tuzaklarını başlarına geçirmek adına susmayı gerekli buluyorum.
Umarım dostlarımız artık gül atma gafletinde bulunmazlar.
Partimizi çok daha güçlü bir şekilde iktidarda tutmak için çalışmak, boynumuzun borcudur bizim.
Gerisi laf u güzaftan ibarettir, vesselam...