AKP’li Metiner: HDP, Kürt halkına JİTEM'den daha fazla zulmeden bir terör örgütünün sözcülüğünü yapıyor

AKP’li Metiner: HDP, Kürt halkına JİTEM'den daha fazla zulmeden bir terör örgütünün sözcülüğünü yapıyor

TBMM Genel Kurulu’nun dünkü oturumunda HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ile AKP’liler sert atışmalarla karşı karşıya geldi. Sancar ile tartışan AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner,  “Bugün Kürt halkına JİTEM'den bin kat daha fazla zulmeden bir terör örgütünün siyaseten sözcülüğünü yapmak Kürt halkına ihanettir” dedi.

Sancar’ın, 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin dönemin özel harekat polisi Ayhan Çarkın’ın açıklamalarına yer vermesi ve Batı Çalışma Grubu ile Türkiye’nin terörle mücadelesini İsrail’e benzeterek anlatmasına AKP sıralarından sert tepki geldi.

Mehmet Metiner, HDP’li Sancar’a, “Bugün Kürt halkına JİTEM'den bin kat daha fazla zulmeden bir terör örgütünün siyaseten sözcülüğünü yapmak Kürt halkına ihanettir” dedi.  Bölgede PKK zulmü olduğunu söyleyen Metiner, “Silahlı bir kalkışma vardır, mahalleler işgal altındadır, hendek terörizmine siyasi kılıf giydirilemez. Bizim bir cürmümüz yok. Silahları bırakın” diye konuştu.

TBMM tutanaklarına Mithat Sancar ile Mehmet Metiner tartışması şöyle yansıdı:

MİTHAT SANCAR (Devamla) - … Öldürülen her sivile öyle yada böyle teröristle ilişkili derseniz İsrail'i asla kınayamazsınız. Neden? İsrail Gazze'yi niye abluka altına alıyor? Bu benzetmeyi de yapmayı tercih etmezdim ama mecbur kalınca daha iyi anlatmak için söylemek zorundayız. Niye ablukaya alıyor?

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Şimdi, dün Sayın Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor "Bütün kamu kurumları temizlenecek." diyor. Aklıma Batı Çalışma Grubu geliyor, aklıma Batı Harekât Konsepti geliyor. Bunları yaşamış insanlarsınız siz, nasıl bu kadar çabuk unutabiliyorsunuz? Devlet koltuğuna oturmak insanı birdenbire nasıl daha önce karşı çıktığını iddia ettiği bir zihniyetin diline, yöntemine, içine çekebiliyor. Şunu söylüyoruz: Tansu Çiller bütün bu suçları işledi, o Hükûmet bütün bu suçları işledi, bu suçların hesabını veremeyeceğini gördüğü anda günah keçisi aradı, günah keçisi yaratıp kamuoyunu bununla oyalamak istedi. O günah keçisi de o zamanlar burada oturan bizim milletvekillerimizdi, DEP'in milletvekilleriydi. O milletvekilleri yaka paça alındı buradan, götürüldü. Daha sonra serbest bırakıldıklarında, büyük bir haksızlığa uğradıklarını Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül de teslim etti; kendileriyle görüştü, o dönemi lanetledi, mahkûm etti.

O dönemde yapılanların bu ülkede yarayı derinleştirdiğini pek çok insan gördü, toplumun büyük bir kısmı gördü. Sizin içinizden de çok insan o dönemde bunu basında da, Mecliste de dile getirdi, söyledi. Şimdi, bütün bunları yaşamış ve bütün bunların içinde bulunmuş insanlar olarak nasıl içiniz elveriyor bugün? Bu kadar rahat aynaya nasıl bakacaksınız?

MEHMET METİNER (İstanbul) - Siz aynaya nasıl bakacaksınız Mithat Hoca?

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Sıkıştığınızda, dokunulmazlıkları gündeme getirmekle olmaz, buradan gidemezsiniz arkadaşlar. Eğer 28 Şubat bir darbe idiyse, bir cinayet rejimi idiyse, o Sincan'da yürüyen tank halkı ezmek için yürüdüyse sizler aynı yöntemleri kabul edemezsiniz, etmemelisiniz. Vicdan bunu emrediyor.

MEHMET METİNER (İstanbul) - O yöntemleri siz uyguluyorsunuz.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Vicdan bunu emrediyor.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Sizden farklı düşünenlere siz uyguluyorsunuz.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Eğer bunları tartışmasız, sorunsuz kabul ediyorsanız sizi tarihe ve Allah'a havale ederim.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Aynaya bakacak yüzünüz var mı ya!

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Sevgili sürekli laf atan arkadaşımız kim, bilmiyorum ama Mehmet Metiner bu konuda en son konuşacak insan.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Mithat Hocam, aynaya bakacak yüzünüz var mı?

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Şunu söyleyeyim arkadaşlar: Bunun çözümü bellidir.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Yavuz hırsız misalisiniz ya!

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Eğer bu çözümü istiyorsanız yöntemi denedik. Evet, çeşitli eksiklikler nedeniyle…

MEHMET METİNER (İstanbul) - Niye ısrar ediyorsunuz çözümsüzlükte?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen müdahale etmeyelim.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - … yürümeyen bir süreç sadece…

MEHMET METİNER (İstanbul) - Niye silahları bırakmıyorsunuz?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… Sayın Metiner, hatibe müdahale etmeyelim.

Buyurun Sayın Sancar, siz Genel Kurula hitap edin.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Büyük bir suçluluk itirafı içinde bağırıyorsun.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Çözümsüzlükte niye ısrar ediyorsunuz?

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Söylediğin her söz suçluluğunu ele veriyor.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Silahları niye bırakmıyorsunuz?

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Kendi içinde taşıdığın büyük suçluluğu burada bağırarak dışarı vuruyorsun.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Silahları niye bırakmıyorsunuz?

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Tek yön…

MEHMET METİNER (İstanbul) - Bölgeyi siz cehenneme çeviriyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Metiner, lütfen…

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Onun da nasıl bırakılacağını konuşuyorduk bu masada.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Hadi oradan ya!

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Onun nasıl bırakılacağı biliniyordu.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Karşınızda çocuk var sanki.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Şimdi, Sayın Metiner'i, tabii susturamazsınız, biliyorum.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Siz susturamazsınız.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Çünkü içinde çok büyük suçlar biriktiği için bunları burada bize aktararak rahatlamaya çalışıyor.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Yüreğin yetiyorsa her yerde konuşuruz.

MİTHAT SANCAR (Devamla) - Konuşun her yerde ama bırakın biz de konuşalım.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Her yerde konuşuruz.

BAŞKAN - Sayın Sancar, Genel Kurula hitap edin.

Sayın Metiner, lütfen…

MEHMET METİNER (İstanbul) - Sürekli hakaret, sürekli taciz ya.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Cürüm işleyenlerin bize cürüm atfetmeleri büyük bir haksızlıktır.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önderleri olarak kabul ettikleri şahıs "İnkâr biterse isyan biter." diyordu. Biz inkârı bitirdik, asimilasyonu bitirdik. Biz Kürt halkı üzerindeki baskıyı ortadan kaldırdık. Bugün Kürt halkına JİTEM'den bin kat daha fazla zulmeden bir terör örgütünün siyaseten sözcülüğünü yapmak Kürt halkına ihanettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Siz deminden beri burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin, AK PARTİ Hükûmetinin Kürt halkına karşı bir savaş içinde olduğunu söylüyorsunuz. Bu büyük bir yalandır. Yüz binlerce Kürt sizin zulmünüzden kaçıyor. Rojava'da da on binlerce Kürt yerleştiğiniz yerden kaçtı. Siz Kürtlerin hakkını savunuyorsanız, Kürt milliyetçiliği yapacaksanız kendinizden farklı Kürtlere kendinize tanıdığınız hakları tanıyacaksınız. Bölgede PKK zulmü vardır, silahlı bir kalkışma vardır, mahalleler işgal altındadır, hendek terörizmine siyasi kılıf giydirilemez. Bizim bir cürmümüz yok. Silahları bırakın. Bu ülke çatısı içinde, bu Meclis çatısı içinde her şey özgürce konuşulabiliyor. Ama hem silahla bölgeyi elinize geçirmeye çalışacaksınız, sizden farklı düşünen Kürtleri imha edilmesi gereken bir düşman gibi göreceksiniz, bir de kalkıp burada demokrasiden bahsedeceksiniz, AK PARTİ'nin cürmünden bahsedeceksiniz. O mahalleleri siz yakıp yıkıyorsunuz, Kürtleri bu kar, kış kıyamette siz göçe zorluyorsunuz. Asıl hesabı siz vereceksiniz. Kürt halkına ihanet içindesiniz. Bunun hesabını da er geç Kürt halkının yiğit evlatları sizden soracaktır.

Şimdi, sırtınızı yasladığınız o terör örgütünün elindeki silahlara güveniyorsunuz. Demin bir milletvekiliniz şunu söyledi: "Sözün gücüne güveniyoruz." Sözün gücüne güveniyorsanız hodri meydan, silahları bırakın gelin, dağları boşaltın gelin