AKP'liler Akpınar ve Gezen'i savunan HDP'li Paylan'ı kıskaca aldı: Elinizde silah olsa darbeyi siz yapacaksınız

AKP'liler Akpınar ve Gezen'i savunan HDP'li Paylan'ı kıskaca aldı: Elinizde silah olsa darbeyi siz yapacaksınız

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda köprü geçiş cezalarına af getiren düzenlemenin de içinde olduğu kanun teklifi görüşmelerinde AKP milletvekilleri, tiyatro sanatçıları Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'i savunan HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ı, darbeyi savunmakla suçladı. AKP İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, “Senin darbeciden ne farkın var eğer onu savunuyorsan” dediği Paylan’a, “Elinizde silah olsa siz yapacaksınız darbeyi o zaman” sözlerini sarfetti. AKP’lilerin çok sert sözlerine rağmen Paylan, usta sanatçılarla ilgili sözlerinden geri adım atmadı ve “Metin Akpınar’ın konuşmasını bir dinleyin, bir demokrasi çağrısıdır, bu kadar net” diye konuştu. “Sanki bu ülkede hiç darbe olmamış, hiç darbe girişimi olmamış gibi konuşuyoruz. Lanet olsun darbelere. Metin Akpınar'ın konuşmasını dikkatle dinleyin" diyen Paylan,  AKP’lilere, “Ben darbe olacak derken siz gülüyordunuz. O darbe gece 3'te olsaydı hepimiz yan yana işkence görüyorduk. Bu bağırmakla darbe durdurulmaz" dedi.

Gerilim hattında görüşmelere verilen aranın ardından tekrar söz alan Paylan, “Bir sanatçı eleştiriyor, sabahında hapse götürülüyor, bir milletvekili eleştiriyor, alınıp hapse götürülüyor. Bu demokrasi değil arkadaşlar. Yapmayın lütfen ya. Nerelere savrulduk ya arkadaşlar” dedi.

Komisyonda CHP’li Mehmet Bekaroğlu, iki oyuncunun sözlerini kınadığını söyledi.

Bütçe görüşmelerinde yaşanan tartışma şöyle:

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Yani gerçekten bir yatırım yaparsınız karşılığını da 31 Martta almayı hedeflediğiniz bir seçim yatırımıyla karşı karşıyayız. Arkadaşlar, maddelere baktığımızda da hedef İstanb ul. Tekrar İstanbul’la ilgili gerçekten büyük bir korku var, anketlerde kim olursa olsun, aday Tayyip Erdoğan dahi olsa kaybedileceğine dair büyük bir korku var, anketler baş aşağı gösteriyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Yani 78 yaşındaki hepimizin tebessümü olan Metin Akpınar’ın apar topar dün Cumhurbaşkanının talimatıyla, net, Cumhurbaşkanının talimatıyla…

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Ne talimatı kardeşim ya?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Talimatı net: “Yargı gereğini yapacak. Yargıda hesabını vereceksin Metin Akpınar.” diyen Cumhurbaşkanının, sabahında… O konuşmayı, bakın, o videoyu dikkatle dinleyin, o vi deo bir demokrasi çağrısıdır.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Sizin demokrasideki samimiyetin göstergesi bu işte.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Bakın, darbeden önce ben buradan defalarca uyardım, “Darbe geliyor.” dedim. Neden? Çünkü siz gücü merkezileştirirseniz; denge, denetim ve kontrol mekanizmalarını devre dışı bırakırsanız, yani sistemi uyaran mekanizmalar devre dışıysa… Hani yangında bile şurada alarm, yangın dedektörü olmazsa duman bir yerde tütmeye başlar, o ilk anda dedektör varsa siz dumanı hissedersin iz ama etrafınızı dalkavuklar sarmışsa, darbeciler sarmışsa, FETÖ’cüler sarmışsa her gün herkes “Padişahım çok yaşa!” diyorsa, basın “Padişahım çok yaşa!” diyorsa, sizi uyaran mekanizmalar devre dışı kalmışsa darbeden uyanmazsınız. Metin Akpınar bir uyarı yapmıştır. Diyor ki: “Demokrasi olursa ancak sizin de benim de güvencem olur, yoksa birilerine şunlar bunlar olur.” Ne olmuş?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Uyarı yapıyor, uyarı mekanizmaları yoksa darbe de olur, her şey olur arkadaşlar.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Sayın Paylan, ben size cevap vereceğim ama sizi kınıyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Meclis devre dışıysa, yargı devre dışıysa, basın devre dışıysa, bütün bunlar devre dışıysa darbe de olur, her şey de olur.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Yazıklar olsun!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Bütün güçler tek adama bağlanmışsa, tek adamın iki dudağı arasında bir gazeteci “Enseni patlatırlar” diye tehdit ediliyorsa, bir sanatçı “Yargı gitsin, gereğini yapsın” diye alınıp 78 yaşında eğer ki adliyeye götürülüyorsa ki bu Metin Akpınar ise arkadaşlar, geçmiş olsun!

ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) – Herkes söylediklerine dikkat edecek.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Sayın Paylan, bir lideri bir kişiyi “ölüme götürülürsün” demek doğru bir şey mi? “Mahzenlerde ölür” demek doğru bir şey mi bu?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, bir müdahale eder misiniz ya, bir müdahale edin ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Doğru bir şey mi bu? Yazıklar olsun!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ya, arkadaşlar…

BAŞKAN – Arkadaşlar, “Mahzenlerde ölebilir.” demediler, “Mahzenlerde zehirlenir” dediler. Siz de bu konulara dikkat edin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – “Zehirlenebilir” dediler, bunu kınamamaya da yazıklar olsun!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sayın Başkan…

AŞKAN – Müsaade eder misiniz? Sayın Paylan’ın da lütfen insicamını bozmayın. Sayın Paylan, buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – O konuşmada, arkadaşlar, bir uyarı var.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Uyarı yok, uyarı yok, talep var.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Yazıklar olsun! Sizin demokrasi anlayışınıza yazıklar olsun!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Uyarı var, uyarı, uyarı var; hayır, uyarı var.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Erol Bey, dürtün de ne konuştuğunu bilsin.

NİLGÜN ÖK (Denizli) – Orada direkt tehdit var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Bakın, ben de uyardım, ben de uyardım, ben de uyardım. Ben sizi defalarca uyardım. Ben sizi defalarca uyardım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Erol Bey, dürtün de kendine gelsin.

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen sessiz olun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – “Darbe geliyor arkadaşlar” dedim, siz inanmadınız, “Darbe geliyor” diye defalarca uyardım. Siz güldünüz, çok güçlü zannettiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Bu Mecliste, bu çatı altında bu tarz konuşmayı esefle karşılıyorum. Kınıyorum sizi.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ya, arkadaşlar, birbirimize tahammül etmemiz lazım.

CAVİT ARI (Antalya) – Böyle tartışılmaz bunlar ya.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Neredeyiz biz Sayın Paylan, neredeyiz biz?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Meclisteyiz, Mecliste.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Nerede bu konuşmayı yapıyorsunuz siz? Bu konuşmayı nerede yapıyorsunuz siz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Düğmene bas, söz verir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Milletin Meclisinde, demokrasiyi savunacağın yerde konuştuğunuz cümlelere bakın ya! Ayıp! Ayıp!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Başkan, telefonla konuşmayın, bir karşıya bakın. Tamam, siz susun, ben konuşayım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Ayıp! Resmen konuşuyorsun, ayıp!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Siz konuşun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Demokrasiyi savunacağınız yerde…

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Darbeyi savunuyorsun sen ya!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Arkadaşlar, bakın, sanki bu ülkede hiç darbe olmamış gibi, hiç darbe girişimi olmamış gibi konuşuyoruz. Geçmiş Meclislerde de bakın, arkadaşlar…

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Darbeyi savunman normal mi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ya, arkadaşlar, lanet olsun darbelere. Ben burada niye sizi uyardım?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Niye uyardın?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Dedim ki: “Bakın bir darbe dinamiği devrededir arkadaşlar. Gelin buna uyanalım.” 2 polis şehit edildiğinde de öldürüldüğünde de diğer bütün olaylarda da dedim ki: “Bakın bunun altında bir darbe dinamiği var.” Siz dediniz ki: “Yok yok. O güvenlik mese lesidir.” Hâlbuki birileri başımıza çorap örüyordu. Metin Akpınar’ın konuşmasını dikkatle dinleyin. “Demokrasi olursa, kurumlar işlerse bunlar olmaz. Demokrasi olmazsa, kurumlar işlemezse bunlar olur. Bunlar da böyle olur” diyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Bir müsaade edin ya… Bir müsaade edin ya… Bir müsaade edin. Bir Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında mı olacağız arkadaşlar?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Sayın Paylan…

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ya, bakın, arkadaşlar, Amerika’da da Trump var.

BAŞKAN – Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında değilsiniz ya, rahat olun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ya, Trump her türlü eleştiriye tabidir. Her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Her birimizin yargıyı göreve çağırmamız lazım, her birimizin, 81 milyonun birden çağırması lazım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ya sus bir ya! Yeter artık ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Niye susacağım ya?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sus, söz bende ya!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Niye susacağım? Niye susacağım? Ne diye susacağım?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sus be! Al o zaman. Sayın Başkan, ver sözü ona ya.

BAŞKAN – Arkadaşlar, bir müsaade edin ya…

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Ya, Metin Akpınar, “İpe götüreceksin lideri.” diyor sen hâlâ Metin Akpınar’ı savunuyorsun burada.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Savunurum tabii, ifade özgürlüğünü savunuyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Bu çatı altında savunamazsın, bu çatı altında böyle konuşamazsın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Yaparım. Sen konuşmayı dinle.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Bu çatı altında böyle konuşamazsın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sen konuşmayı dinle, sen konuşmayı dinle.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Senin darbeciden ne farkın var eğer onu savunuyorsan?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Darbeyi savunamazsınız burada.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ya, Başkan, konuşabilecek miyim, yoksa susturacak mısınız? Bu nedir yani?

BAŞKAN – Arkadaşlar, müsaade eder misiniz...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) – Elinizde silah olsa siz yapacaksınız darbeyi o zaman.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Metin Akpınar’ın söylediklerini alkışlıyorsanız yazıklar olsun size ya!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Darbeyi siz yaptınız zaten, bütün kurumlara yaptınız darbeyi.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Ben sizden usul hakkında söze başlarken Metin Akpınar’ı kınamanızı beklerdim. Evet, kınamanızı beklerdim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Metin Akpınar’ın konuşmasını bir dinleyin, bir demokrasi çağrısıdır, bu kadar net.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) – Metin Akpınar’ı kınıyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Bunu beklerdik.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) – Metin Akpınar’ın sözlerine katılmıyorum ama onun ifadesinden dolayı mahkemeleri ertesi sabah Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra oraya gönderenleri de kınıyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – 81 milyon olarak yargıyı göreve çağırmamız lazım, sadece Cumhurbaşkanının çağırmaması lazım.

BAŞKAN – Arkadaşlar, müsaade eder misiniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) – İkisini de kınıyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – 81 milyonun görevi yargıyı görevi çağırmak.

BAŞKAN – Arkadaşlar… Arkadaşlar… Arkadaşlar, müsaade edin ya. Müsaade eder misiniz.

Sayın Paylan da kendi düşüncelerini ifade ediyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Provokatif konuşuyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Demokrasi burası.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) – Yarın Paylan’ın da ifadesini alırsınız.

BAŞKAN – Ne demek? Yani provokatif olup olmadığını biz mi tayin edeceğiz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Dem vuruyor ama darbeye sahip çıkıyor. Böyle bir şey olmaz ki.

BAŞKAN – Müsaade edin Sayın Güneş ya.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ne sahip çıkacağım ya.

BAŞKAN – Hepiniz söz alabilirsiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ben burada gece gündüz darbe karşıtı konuşmalar yapmış bir insanım. Neden bahsediyorsunuz arkadaşlar?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – 1960 darbesini meşru kılıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu ya.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ama sonuçta darbe oluyor arkadaşlar, on yılda bir, beş yılda bir darbe oluyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Darbeyi meşru kılıyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Metin Akpınar’ın söylediklerini savunuyorsunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ben “Darbe olacak” derken siz gülüyordunuz. O darbe gece üçte olsaydı hepimiz yan yana işkence görüyorduk. Neden bahsediyorsunuz?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Metin Akpınar’ın söylediklerine “doğru” mu diyorsun?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Burada bağırmakla darbe durdurulmaz. Darbe demokratik rejim kurarak engellenir. Bu kadar basit.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Metin Akpınar darbeyi savunuyor. Uyan artık, uyan.

BAŞKAN – Arkadaşlar, bir dakika, müsaade edin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Darbenin kime karşı yapıldığı önemli galiba.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Darbe bize karşı yapıldı, hepimize karşı yapılıyor. Ben sizi uyarırken uyarıma katılsaydınız darbe girişimi olmazdı.

BAŞKAN – Arkadaşlar, ne darbe dinamiklerini tartışıyoruz burada ne Müjdat Gezen’in söylediğini ne Metin Akpınar’ın söylediğini ne de yargının bununla ilgili açmış olduğu yargılama sürecini, kovuşturma sürecini konuşuyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Kurumların işlemesini konuşuyoruz ya.

BAŞKAN – Müsaade eder misiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – “Kurumlar işlesin arkadaşlar” Diyoruz ya.

BAŞKAN – Müsaade et, müsaade edin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – O zaman kanun maddelerine gelsin Başkanım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Metin Akpınar’ı savunacaksın, biz de susacak mıyız?

CAVİT ARI (Antalya) – Ya, bir susar mısın, çok uzattın Uğur.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Savunacağım tabii, ifade hakkını sonuna kadar savunacağım.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, bir şey söyleyeceğim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Fikirlere katılmıyor olabilirsiniz ama ifade hakkını sonuna kadar savunuruz.

BAŞKAN – Sayın Paylan, müsaade edin bir dakika. Arkadaşlar, birbirinizi dinlerken ya da ben sizleri dinlerken her söylediğinize sessiz kalmam katılıyor olduğum anlamına mı geliyor? Asla gelmiyor. Ama saygıyla dinlemek mecburiyetindeyim, söyleyeceğim bir şey varsa da söz alırım en sert şekliyle de üslubu içerisinde söylerim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Metin Akpınar’ı bu çatı altında kimse hoş göremez.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sana ne! Sana ne!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Dikkat et söylemlerine.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sana ne!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Ne demek sana ne!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ben sonuna kadar arkasındayım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Ne demek sana ne!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – İfade hakkının sonuna kadar arkasındayım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Kardeşim sizin gibiler yüzünden darbe oluyor zaten, sizin gibiler yüzünden darbe oluyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – İfade hakkının sonuna kadar arkasındayım. İfade özgürlüğü var.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Başkanım, böyle bir faşist düşünce olabilir mi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Ne demek faşist düşünce ya? “Adamı ipe götüreceksin” diyor ya.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bu faşist düşünceyi kınıyoruz, bu diktatör düşünceyi kınıyoruz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Biz sizi kınıyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) – Çok uzattın ha! Bugün sen mi üstlendin bu işleri?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Diktatörce bir düşünce ileri sürüyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Ne diktatörü?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Beyefendi, herkes sizinle aynı düşünmek zorunda değil. Farklı düşüncelere tahammül göstermek zorundasınız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Diktatör sizin gibi adamlara denir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) –Arkadaşlar, bakın, fikirlere katılmayabilirsiniz. Biz ayrı düşüncelerde olduğumuz için ayrı partilerdeyiz. Zaten eğer ki aynı düşüncede olsaydık aynı partilerde olurduk ve tek ses çıkardı. Demokrasi çok sesliliktir, farklı fikirlerin ortaya konulması, bunların tartışılması ve birbirine saygı duyulmasıdır. Ünlü sözdür arkadaşlar, bilirsiniz “Fikirlerinize asla katılmıyorum ama fikirlerinizi söyleme hürriyetinizi sonuna kadar, ölümüne destekleyeceğim” der ünlü düşünür. Budur demokrasi. Yoksa, arkadaşlar, milletvekili konuşmayacak, konuşursa alınıp hapse atılacak; efendim, sanatçılar konuşmayacak, konuşursa alınıp hapse atılacak; gazeteci konuşmayacak, eleştirmeyecek,  alınıp hapse atılacak. Arkadaşlar, o rejim demokrasi değildir. Bakın, demokrasi liginde hep sonlardayız.

BAŞKAN – Ama demokraside de bir eleştiri sınırı var tabii.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Arkadaşlar, elbette, bakın, eleştirilere eleştiriyle karşılık verilir, eleştiriye kınamayla karşılık verilir ama bunun karşılığı bir Cumhurbaşkanının talimat verip yargıya “Bedelini yargıda ödeyecek.” demesinin akşamının sabahında o sanatçının, 78 yaşındaki, hepimizin sembolü olan bir sanatçının yaka paça alınıp yargıya götürülmesi değildir demokrasi. Fikirler kınanabilir arkadaşlar, fikirlere karşı fikirlerle karşı çıkılır, toplum bunun takdirini verir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Yaka paça gittiği de yok ki Garo Bey.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Ya, arkadaşlar, yapmayın Allah’ınızı severseniz ya. Yok, yani bu olmaz. Metin Akpınar hepimizin tebessümünde olmuştur, hepimizin hayat hikâyesini anlatmıştır. Bakın, Metin Akpınar…

Evren dönemini hatırlayın ya, Evren döneminde “Yasaklar” diye bir oyun yaptı Devekuşu Kabare’de ben gittim, o zaman daha 13 yaşındaydım, Evren’i eleştiriyordu ya, Evren’i eleştiriyordu 1984 yılında, 1985 yılında; Evren’i, Özal’ı. Özal’ı “Tombulum” diye eleştiriyordu ya, eleştirebiliyordu ya, Evren eleştirilebiliyordu bu ülkede ya. Darbe yapmış bir lider eleştirilebiliyordu da şimdi niye eleştiremesin? Yasakları izleyin arkadaşlar. O dönemin bu döneme gelmesi… Yani, bir kelimeyi söyleyemezsin diye “Yasaklar” oyunu oynadı Metin Akpınar, Evren’e karşı oynadı. Şimdi ne noktaya geldik ya? Bir darbe döneminin, darbeci bir cuntanın başını eleştirebilen bir Metin Akpınar’dan şimdi bir eleştiri sunamayan bir Metin Akpınar’a geldik. Nereye savrulduk arkadaşlar?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Bakın, hukukun üstünlüğünde son sıralara geldik, demokrasi liginde son sıralara geldik. Konuşamazsak arkadaşlar onu o zaman düşünün. Bakın, bir mizahçı… “Gırgır” dergisi 500 bin satıyordu o zamanlar. Şimdi, mizah kalmadı ya. Evren’le ilgili karikatür yapılabiliyordu, Tayyip Erdoğan’la ilgili karikatür yapılamıyor ya. Bir karikatür yapılıyor, kedi diye çizmiş, alınıp hapse götürülüyor ya. Cumhurbaşkanı na hakaretten binlerce dosya, insanlar içerde bir “tweet” attı diye. Gidin, bakın Trump’a. Ya, Trump’la ilgili, geçen gün Sayın Bekaroğlu paylaştı, Trump’ın bir heykelini yapmış, gidip tekmeliyorlar insanlar, eleştiriyorlar Trump’ı. Orada Trump’a her türlü laf edebilirsin. Başkanlık sistemi bu değil ya. Başkan oldum deyince her şeyi yaparım, her konuşanı sustururum diyemezsiniz ya, olmaz bu. Her konuşan susturulursa orada diktatörlük olur, başka bir şey olmaz.

Bırakın, eleştirin. Bakın, ben Cumhurbaşkanı olsam herkes beni eleştirsin isterim. Eleştirileyim ki hatalarımı göreyim. Ama basına bakın ya, her gün “Padişahım çok yaşa!” basını, başka bir şey yok “Padişahım çok ya!” dışında bir kelime söyleyene ne deniyor? “Enseni patlatır toplum” deniyor, Fatih Portakal’a. Bir sanatçı eleştiriyor, sabahında hapse götürülüyor, bir milletvekili eleştiriyor, alınıp hapse götürülüyor. Bu demokrasi değil arkadaşlar. Yapmayın lütfen ya. Nerelere savrulduk ya, nerelere savrulduk arkadaşlar.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Eleştiriyorsun işte.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Bakın, fikirlere katılmayabilirsiniz. Fikirlere kınamayla cevap verelim, eleştiriyle cevap verelim; eleştiriye eleştiriyle, ağır eleştiriye, ağır eleştiriyle cevap verilir ama bu, eleştiriyi yapma hakkını sonuna kadar savunalım ki ülkemiz demokratik bir ülke olsun.