Kayhan Karaca
Son yıllarda olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına başvuran ve bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne karşı yükümlülüklerine kısıtlama getiren (derogasyon) Avrupa Konseyi üyesi ülkeler Ukrayna, Fransa ve Türkiye hakkında hazırlanan bir rapor ve karar tasarısı Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından oy çoğunluğuyla kabul edildi.
AKPM tarafından Strasbourg’da kabul edilen kararda, Türkiye’deki darbe girişimi sert şekilde kınanmakla birlikte, bu girişim sonrası yürürlüğe koyulan OHAL uygulamasına “orantısız” olduğu gerekçesiyle son verilmesi istendi. Bu konuda Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi ve Venedik Komisyonu tarafından OHAL uygulamasının orantısızlığı konusunda alınan kararlar ve hazırlanan görüş raporları hatırlatıldı.
Kararın Türkiye bölümünde, OHAL uygulamasının “orantısızlığına” gerekçe olarak, hükümete verilen “geniş yetkiler”, bu yetkilerin yasama ve yargı organlarının denetimine açık olmaması, OHAL süresinin “durumun gerektirdiğinin ötesine geçmesi”, OHAL kapsamında alınan önlemlerin gerçek ve tüzel kişiler üzerindeki "aşırı ve daimi etkisi” ve önlemlerden haksız yere zarar görenlerin başvurabileceği bir şikayet mekanizması yaratılmasındaki gecikme gösteriliyor.
Kararda Türk hükümetinden, OHAL çerçevesinde çıkarılan tüm kanun hükmünde kararnameler (KHK) konusunda Avrupa Konseyi genel sekreterini bilgilendirmesi, KHK ile işlerine son verilen kamu çalışanlarının durumunu ivedilikle gözden geçirmesi, gerekmedikçe yeni KHK çıkarmaması, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun bağımsız, tarafsız ve saydam biçimde çalışmasını sağlaması isteniyor.
OHAL kapsamında alınan önlemler hakkında, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu gibi somut sonuçlar elde edilebilmesi için Avrupa Konseyi ile diyaloğa devam edilmesi de talep ediliyor. OHAL Komisyonu Avrupa Konseyi ve AİHM’nin tavsiyesi üzerine kurulmuştu.
AKPM sonuç olarak, Ankara’ya OHAL uygulamasına son verip, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi yükümlülüklerine getirdiği derogasyonu geri çekmesi çağrısında bulunuyor.
Karar 4'e karşı 110 oyla alındı, 7 üye çekimser kaldı. Oylamaya AKPM üyesi 18 Türk parlamenterden sadece 3’ü katıldı. AKP’li vekiller Yasin Aktay ve Mustafa Yeneroğlu karara karşı, HDP’li Ertuğrul Kürkçü ise karar lehinde oy verdi.
Mustafa Yeneroğlu oylama öncesi genel kurulda düzenlenen oturumda Türkiye’deki OHAL uygulamasını savundu. AKPM’nin “Türkiye üzerindeki terör tehdidinin ciddiyetini anlamadığı veya bilmediği” görüşünü dile getirdi. Ertuğrul Kürkçü ise Türk hükümetinin "OHAL'i bahane ederek her alanda parlamentoya en baskıcı yasaları kabul ettirdiğini” söyledi. Türkiye’nin OHAL altında “norm dışı bir ülke haline geldiğini” savunan Kürkçü, AKPM’nin “bu durumu dikkate alıp 24 Haziran seçimlerini yakından takip etmesi” çağrısında bulundu.
Rapor ve karar tasarısını kaleme alan İsviçreli parlamenter Raphael Comte, Türkiye’nin ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirtmekle birlikte, OHAL kapsamında alınan önlemlerin “amacını aştığını” ve Venedik Komisyonu’nun da belirttiği gibi, “anayasal düzeni korumak için alınan önlemlerin bu düzeni yıkmaması gerektiğine” vurguda bulundu. “Türk hükümeti ülkenin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarının çözümü için doğal yasal yolları kullanmalı” ifadelerini kullandı.
AKPM Sosyal Demokrat ve Yeşiller Grubu adına konuşan ve aynı zamanda AKPM Türkiye raportörlüğü yapan Estonyalı parlamenter Marianne Mikko ise Türkiye’nin güvenlik sorunlarıyla mücadele etme hakkı olduğunu, ancak bu mücadelenin "demokratik özgürlükler pahasına yapılamayacağını” söyledi.
AKPM Denetim Komisyonu tarafından dün alınan bir kararda, OHAL uygulamasının yedinci kez uzatılmasına TBMM’nin verdiği onay “üzücü” olarak nitelenmiş ve OHAL altında “gerçek anlamda demokratik seçimler düzenlenemeyeceği” görüşü dile getirilmişti.