AKP'nin ilk Dışişleri Bakanı: Türkiye'nin Kuzey Irak referandumunu savaş sebebi sayacağını sanmıyorum

AKP'nin ilk Dışişleri Bakanı: Türkiye'nin Kuzey Irak referandumunu savaş sebebi sayacağını sanmıyorum

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Türkiye hükümetinin, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) Başkanı Mesut Barzani yönetiminin yapmak istediği 25 Eylül referandumu ile ilgili tutumuna ilişkin olarak “Türkiye IKYB ile yakın ilişkiler geliştirmiş önemli bir Orta Doğu ülkesidir. Her şeye rağmen referandum gerçekleşirse Türkiye’nin bunu savaş sebebi sayacağını sanmıyorum. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin bu konuda söylediklerini partisinin samimi görüşü olduğunda kuşku yoktur. Ancak Türk devletinin bu konudaki tepkisini MHP’nin savunduğu noktaya kadar götürmesi ihtimali azdır” dedi.

Kuzey Irak'ta 25 Eylül'de yapılacak bağımsızlık referandumunda son viraja girilirken, referandumun ertelenmesi ya da iptal edilmesi için uluslararası alandan da baskılar artıyor. Irak merkezi hükümeti ile Kürt yönetimi arasında bir uzlaşma olmaması bağımsızlık referandumunun yapılıp yapılmayacağı konusunda soru işaretlerine neden oluşturuyor. Ankara referanduma karşı tutumunu giderek sertleştirirken sırf bu gerekçeyle Mili Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı 22 Eylül tarihinde yapılacak.

Eski Dışişleri Bakanı, emekli diplomat Yaşar Yakış, Kerkük gibi başka bölgeleri de topraklarına katmak isteyen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) Başkanı Mesut Barzani yönetiminin yapmak istediği 25 Eylül referandumunu T24’ün sorularına verdiği yanıtlarla değerlendirdi.

Referandumda geri adım atmamak için Barzani’nin direnmeye devam ettiğini söyleyen Yakış, “Önümüzdeki günlerde onu bu ısrarından vazgeçirebilecek bir gelişme olup olmayacağı belli değildir” dedi. Barzani’nin görev süresi sona ermiş olduğu halde Başkanlık görevini, yeni seçim yapılamadığı için sürdürdüğünü ifade eden Yakış, “Eğer bu referandumu gerçekleştirebilirse Kürdistan tarihine bağımsızlık yolundaki en kritik adımı atmış lider olarak geçecektir” dedi.

Kerkük’ün referandum yapılacak bölgelere dahil edilmesi konuyu biraz daha karmaşık hale getirdiğini anlatan Yakış, “Gerçi petrol zenginliği nedeniyle Kürtlerin Kerkük’e göz dikmelerinin bir izahı vardır. Ancak Irak Anayasasının 41 maddesine göre Kerkük, Kürdistan’a dahil olup olmadığı “tartışmalı” bölgeler arasında sayılmaktadır. Bu husus referandumun sonuçlarını da tartışmalı hale getirecektir” dedi.

 Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ın yanıtları şöyle:

25 Eylül referandumu aslında ne anlama geliyor? Yapılması halinde Türkiye ve bölgeyi nasıl etkileyecek?

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) Başkanı Barzani, referandumda geri adım atmamak için direnmeye devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde onu bu ısrarından vazgeçirebilecek bir gelişme olup olmayacağı belli değildir.

Referandumun Barzani için önemi şudur: Sayın Barzani görev süresi sona ermiş olduğu halde Başkanlık görevini, yeni seçim yapılamadığı için sürdürmektedir. Eğer bu referandumu gerçekleştirebilirse Kürdistan tarihine bağımsızlık yolundaki en kritik adımı atmış lider olarak geçecektir.

Referandum, bünyesinde önemli Kürt azınlığı barındıran Türkiye, Irak, İran ve Suriye gibi önemli Orta Doğu ülkeleri için açısından, sıkıntılı bir döneme rastlamıştır. Orta Doğu’da bu kadar çok belirsizlik varken şimdi bu belirsizliğin dağılması daha ileri bir tarihe ertelenmiş olacaktır.

Kürtler Irak’ta Saddam’a karşı savaşta, Suriye’de de DAEŞ’le savaşta ABD’ye çok güçlü bir destek vermişlerdir. Bu destek hem ABD’nin hem de uluslararası camianın gözünde Kürt davasını gündemde biraz daha üst sıralara taşımıştır. Kürtler bu başarılarını nakde tahvil etmeye çalışmaktadırlar. Konuya Irak’taki Kürtler açısından bakıldığı zaman bağımsızlığa bu kadar yaklaşmışken bu fırsatı kaçırmak istemedikleri anlaşılmaktadır.

Kerkük’ün referandum yapılacak bölgelere dahil edilmesi konuyu biraz daha karmaşık hale getirmiştir. Gerçi petrol zenginliği nedeniyle Kürtlerin Kerkük’e göz dikmelerinin bir izahı vardır. Ancak Irak Anayasasının 41 maddesine göre Kerkük, Kürdistan’a dahil olup olmadığı “tartışmalı” bölgeler arasında sayılmaktadır. Bu husus referandumun sonuçlarını da tartışmalı hale getirecektir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli son açıklamasında, “25 Eylül referandum komplosunun ertelenmesi değil, tamamen ilga edilmesi hayat mezat meselesidir. Bugün Kerkük'ü peşkeş çekmeyi amaçlayanlar, yarın Diyarbakır'a, Hakkâri’ye, Şırnak'a gözlerini dikeceklerdir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir." Açıklaması söz konusu referandumla ilgili bölgesel gerçeği mi gösteriyor?

Türkiye IKYB ile yakın ilişkiler geliştirmiş önemli bir Orta Doğu ülkesidir. Her şeye rağmen referandum gerçekleşirse Türkiye’nin bunu savaş sebebi sayacağını sanmıyorum. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin bu konuda söylediklerini partisinin samimi görüşü olduğunda kuşku yoktur. Ancak Türk devletinin bu konudaki tepkisini MHP’nin savunduğu noktaya kadar götürmesi ihtimali azdır.

Her şeye rağmen referandum yapılırsa hemen bağımsızlık ilanına gidilmeyeceği anlaşılmaktadır. Referandumla onay aldıktan sonra Kürtler onu ceplerine koymayı ve ileride şartların elverdiği başka bir dönemeçte bu referandumun sonucunu uygulamaya koymayı hedeflemektedirler.

Referandum yapılırsa ne olur?

Bağımsızlık ilan edildiği takdirde Kürdistan, her tarafı bu bağımsızlığa çeşitli derecelerde karşı çıkmış ülkelerle çevrilmiş, denize açılışı olmayan bir ülke haline gelecektir. Irak Başbakanı Haydar el Abadi Referanduma askeri müdahale de dahil olmak üzere her türlü tedbire başvurabileceklerini açıklamıştır. İran, referandum sonucunda ‘evet’ oyları çıkarsa sınırları kapatacağını ilan etmiştir. Türkiye referanduma karşı olduğunu her düzeyde dile getirmektedir. Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sırf referandum nedeniyle 22 Eylül tarihine alınmıştır. Türkiye’nin o günkü duruma göre kararlı bir açıklama yapması beklenmektedir. Irak’ta çok önemli bir aktör olan ABD referanduma karşı olduğunu söylemektedir.

IKYB’deki bazı Kürt gruplar da referanduma karşı olduklarını söylemektedirler. Bu kadar güçlü muhalefete rağmen referandum gerçekleşirse, bunun IKBY’ye bir maliyetinin olacağı açıktır. Petrolünü ihraç edemediği takdirde ülkenin ekonomik olarak ayakta kalması zorlaşacaktır. Petrol ihracı konusunda da en güçlü kartı elinde bulunduran ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin bu kartı iyi kullanması gerekir. Bu kart sayesinde Kürdistan’ın Türkiye’yi rahatsız edecek politikalardan uzak durması için pazarlıklar yapılmalıdır.