'AKP'nin kapatılması'na Elitaş yorumu: Tevatür

T24 - Kapatma endişesi taşıyıp taşımadığı sorulan Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "O bir tevatür. Öyle bir şey olmasına ihtimal vermiyorum, düşünmüyorum" dedi.Ankara'da son günlerdeki yargı kriziyle birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın AKP'ye yeni bir kapatma davası açacağı konuşulmaya devam ediyor.Başsavcı Yalçınkaya'nın "Erzurum, Erzincan ve Habur'daki gelişmeleri inceliyorum" şeklindeki açıklaması da gözlerin yeniden Yargıtay Başsavcısı'na çevrilmesine neden oldu.Yeni bir açıklama yapması beklenen Başsavcı Yalçınkaya, bugün (19 Şubat 2010) makamına gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlamadı. Yalçınkaya'nın açıklamasında hükümetten gelen eleştirilere yanıt vermesi bekleniyor.Ankara'da düşmeyen tansiyon, TBMM'deki basın toplantısına da yansıdı. Gazeteciler, bugün (19 Şubat 2010) AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'a kapatma endişesi taşıyıp taşımadıklarını sordu.Elitaş, soruya şu yanıtı verdi:''AK Parti kurulduğu günden bu tarafa Türkiye'deki demokratik, laik hukuk sistemi içinde faaliyetlerini devam ettirmektedir. Ama maalesef AK Parti ile millet huzurunda mücadele edemeyenler, AK Parti'nin yaptığı reformlardan ve AK Parti'nin bastığı nasırlardan dolayı partimiz ile ilgili böyle söylentiler ortaya çıkarılıyor.Bu da ilgili kurum ve kuruluşlardan değil AK Parti'nin siyasi arenadaki rakipleri tarafından ortaya çıkarılan fısıltı gazetesinden diye  düşünüyorum. Biz bugüne kadar yaptığımız işlem ve eylemlerden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Anayasa'sının ilk 3 maddesinde yazan kuralların dışında bir işlem ve eylem içinde bulunmadık. Bundan sonra da bulunmamız mümkün değil. Çünkü, 7 yıllık icraatımız bunu gösteriyor.O bir tevatür. Öyle bir şey olmasına ihtimal vermiyorum, düşünmüyorum. Çünkü, her ne olursa olsun yargının başındaki insanlar, sağduyu sahibi insanlar olmalılar. Çünkü, Türkiye'deki huzur ve istikrarın bozulması 72 milyon insanı huzursuz eder. 3-5 kişinin AK Parti'yi sevmemesi, 72 milyon insanın huzursuz edilmesine değer mi değmez mi? Medyamız ve kamuoyunun iyi düşünmesi gerekir.''