AKP'nin sıkı çalıştığı İzmir'de Akşener'e sempati, İnce'ye büyük destek

İzmir sokaklarında ne tarafa dönseniz karşınıza, üzerinde kalpaklı Mustafa Kemal Atatürk resmi bulunan Türk bayrakları çıkıyor.

Cumhuriyet mitingleri döneminde tasarlanan ve AKP hükümetine karşı Cumhuriyetçi muhalefeti temsil eden bu bayrak artık kentle özdeşleşmiş durumda.

Son yıllarda İzmir'deki seçim sonuçlarını da büyük oranda, evine işyerine bu bayrakları asan, 19 Mayıs ve 29 Ekim günlerinde sokaklarda bu bayrağı sallayan kitle belirliyor.

Bu kitle 24 Haziran'da ne yapacak? Anlaşılan o ki, bu seçmen grubu son bir ay içerisinde ciddi bir gel-git yaşadı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayınca kentte çok büyük bir destek gördü. Ancak bu destek, Muharrem İnce'nin adaylığı ve sonrasındaki performansıyla CHP'ye geri dönmüş gözüküyor.

İsminin yazılmasını istemeyen, partide etkin, Karşıyakalı bir CHP'li yetkili, "Ulusalcı kesim (Kemal) Kılıçdaroğlu'nu çok eleştiriyor. Abdullah Gül'ün adaylığı konusu da çok büyük tepki yarattı. O dönemde bu kesim Akşener'e döndü ama İnce aday olunca geri geldiler. İnce ulusalcıların yüreğine su serpti" diyor.

Yine isminin yazılmasını istemeyen bi ev kadını da, İzmir'de görüştüğümüz onlarca kişinin söylediklerini bir araya getiriyor:

"CHP'ye oy veriyoruz ama Büyükşehir Belediyesi'nin icraatlarından hiç memnun değiliz. Hem CHP'ye bir uyarı yapmak için hem de kadın olarak cesur bulduğum için Akşener'e oy vermeye karar verdim ama baktım sonra İnce geldi. Mesele memleket meselesi olduğu için yine CHP'ye vereceğim."

İnce'nin ulusalcı olarak görülmesi, kentte yoğun bir çalışma yürüten Vatan Partisi Genel Başkanı ve partinin cumhurbaşkanı adayı Doğu Perinçek'e az da olsa bir oy kayması olasılığının de önüne geçmiş görünüyor. Ayrıca Perinçek'in İnce'yi "PKK destekçiliğiyle" suçlaması da CHP tabanında büyük tepki toplamış durumda.

İnce dalgasının İzmir'de çok güçlü olduğunu söylemek yanlış olmaz.

İzmir 1. Bölge Seçim Koordinatörü, eski Konak İlçe Başkanı Aytekin Tunus, koordinasyon merkezinde yaptığımız görüşmede bu sefer AKP kitlesinden de önemli oy alacaklarını öne sürüyor, kendilerine oy çıkmayan mahallelerde de etkin çalıştıklarını söylüyor.

Tunus, özel çalışma grupları oluşturarak ve seçmenlerle ilgili özel araştırma yaparak buna uygun olarak kampanya yürütüklerini, seçilemeyecek sıralardaki adayların dahi sahada can siparhane çalıştığını belirtiyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu hafta, aday olduğu İzmir'e ciddi mesai harcamaya geldi. Kılıçdaroğlu şu sıralar kentte programdan programa koşuyor.

Muharrem İnce ise Perşembe günü Gündoğdu Meydanı'nda konuşacak. CHP ortaya, 2007'deki Cumhuriyet mitingindeki gibi göğün mavi yerin kırmızı olduğu bir görüntü çıkarmaya çalışıyor.

İYİ Parti, İzmir'in siyasi genlerine uygun, seçimden sonra kritik bir güç olabilir

Ama kentteMeral Akşener'e, bu seçimde çok kitlesel bir oya dönüşmeyecek gibi görünse de hala büyük bir sempati var. Özellikle kadınlar ve gençler arasında Akşener sevilen bir figüre dönüşmüş durumda.

İzmir'de İYİ Parti ve Akşener, ülke ortalamasının üzerinde bir oya ulaşırsa bu şaşırtıcı olmayacak. Ama bundan daha da önemlisi parti, İzmir'de güçlü bir siyasi geçmişi olan merkez sağ hattaki boşluğu kapatmaya aday görünüyor.

Çok partili rejime geçildikten sonra önce Demokrat Parti'ye destek olan, 1961 Anayasası referandumunda "Hayır" diyen az sayıdaki kent arasında yer alan, 1961 sonrası Adalet Partisi'nin güçlü olduğu, 12 Eylül sonrası ise bir dönem ANAP bir dönem de DYP'nin ciddi destek gördüğü İzmir, 2002'de Cem Uzan'ın liderliğindeki Genç Parti'nin yüzde 17.5 ile ikinci parti olduğu kentti. İzmir, AKP döneminden sonra ciddi bir siyasi dönüşüm yaşamış olsa da, tabanda merkez sağ hala varlığını sürdürüyor gibi görünüyor.

İYİ Parti'nin İzmir'deki kadroları da buna uygun. Orta Anadolu'daki gibi ağırlıklı olarak eski MHP kadrolarından oluşmuyor.

Kendini demokratik solcu olarak tanımlayan İYİ Parti Karşıyaka İlçe Başkanı Mehmet, İzmir'deki üyelerinin üçte birinin sosyal demokrat, üçte birinin Ülkücü, üçte birininse eski DYP-ANAP çizgisinden olduğunu söylüyor. Dolayısıyla İYİ Parti seçimden sonra kentte büyük bir güç olmaya aday.

İzmir'de MHP'nin seçim çalışmasının çok görünür olmadığını da eklemek gerekiyor.

Yine Orta Anadolu'dan farklı olarak İzmir'deki MHP oylarının, özellikle de kent merkezli olanlarının ciddi bir bölümünün İYİ Parti ve hatta CHP'ye kayması olasılık dahilinde.

CHP'li Tunus, MHP seçmeninden kendilerine ciddi bir yöneliş olduğunu iddia ediyor.

Muhalefetin çok canlı göründüğü bu tablo, AKP'nin İzmir'de geri adım attığı anlamına gelmiyor. Tersine, İzmir'de AKP sahada etkin bir çalışma yürütmeye çalışıyor.

"CHP'nin kalesi" olarak görülen bazı ilçelerde AKP'yi görmek mümkün olmasa da tüm diğer ilçelerde AKP'liler; milletvekilleri, adaylar, kadın kolları ve gençlik kollarıyla sokakta. Görüştüğümüz, günlerdir uzak ilçeleri gezen yerel gazeteciler de bunu doğruluyor.

AKP'lilerin İzmir'de CHP'nin HDP ile ilişkisi ve CHP'li belediyeleri eleştiren; kente yatırımları öne çıkaran bir seçim stratejisi izlediği anlaşılıyor.

İzmir İl Başkan Yardımcısı Tayfun Timinci, İzmir'de her kesime ulaşmayı önüne hedef olarak koyduğunu söylüyor.

Bu anlamda Ramazan ayında "Gönül Sofrası" adıyla iftar programları düzenlendiğini, 300 binden fazla kişiye ulaşıldığını, bu iftarların bu hedeflerinde önemli bir adım olduğunu belirtiyor.

Timinci, CHP'li belediyelerin icraatlarını eleştiriyor ve seçmenlere iktidar partisinin icraatlarını anlatacaklarını söylüyor.

AKP'nin önemli bir seçmen kitlesi bulunan Karabağlar semtinde görüştüğümüz AKP milletvekili Mahmut Atilla Kaya ise "Biz burada gerçek CHP'yi anlatmaya çalışıyoruz" diyor ve ekliyor:

"Bugün CHP Atatürk'ün çizgisinden çıkmış, HDP'nin yörüngesine girmiş, onun kuyruğuna takılmış durumda. İzmirliler buna tepki gösteriyorlar. Ben CHP'nin 24 Haziran seçimlerinde İzmir'de ciddi bir şekilde eriyeceğini düşünüyorum. Yaklaşık 20 yıldır merkez belediyelerinin neredeyse tamamı CHP'li. Çok ciddi bir vizyonsuzluk ve beceriksizlik var. Ayrıca CHP'nin aday listesi dışarıdan getirilmiş isimlerden oluşuyor.

"Bunları topladığımızda geçen kampanyalara nazaran daha rahat bir şekilde çalışma yürütüyoruz. Eskiden çoğu hemşerimiz İzmir'de neredeyse bize kapıları kapatırdı. İnsanlarla çok rahat sohbet edebiliyoruz."

Başbakan Binali Yıldırım da kampanyada son günleri geçirmek için, aday olduğu İzmir'de. Yıldırım, konuşmalarında yeni projeleri ön plana çıkartıyor.

Hatırlatmak gerekiyor ki AKP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde kentte aldığı yüzde 26,2'lik oyu, 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 31'e çıkarmıştı.

Parti, 30 ilçenin tamamında oy artışı yakalamıştı. Bundan Binali Yıldırım'ın adaylığının ve bunun yanında MHP seçmeninin yüzünü yer yer AKP'ye dönmesinin etkisinin olduğu düşünülüyor. Parti şimdi "Yıldırım etkisini" yine kullanmak istiyor.

İktidar partisi bir yandan da, Torbalı, Menderes, Ödemiş, Kemalpaşa, Selçuk, Kınık ve Kiraz gibi yerel yönetimleri elinde bulundurduğu yerlerde, yerel yönetimlerin çalışmalarını da vurgulayarak özel oy artışı hedefliyor.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan yaşanan göç, İzmir'de ciddi bir Kürt seçmen kitlesi oluşturmuş durumda.

Öyle ki örneğin HDP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde, kamuoyunda ağırlıklı olarak Asteğmen Fehmi Kubilay'ın öldürüldüğü olayla tanınan Menemen ilçesinde yüzde 20,4 oy oranına erişmişti.

HDP İzmir kent genelinde 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 8,6 oy almıştı.

Kentte yoksul Kürt seçmenlerin yaşadığı Kadifakale'de, ev ve kahve ziyaretleriyle geçirdiğimiz bir gün sonunda aldığımız izlenim, 2015'ten sonra yaşanan sürecin HDP'nin oylarını kemikleştirdiği, seçimlerin ikinci tura kalması durumunda oyların İnce'ye gideceği yönünde.

HDP seçmenleri hem AKP'nin ne olursa olsun iktidardan gitmesini istiyor hem de İnce'nin Selahattin Demirtaş ziyareti gibi adımlarından etkilenmiş görünüyor.

CHP'li Tunus da bundan emin. Dolayısıyla seçimlerin ikinci tura kalması durumunda İzmir'in muhalefet açısından kendi rekorunu kırabileceğini söylüyor:

"İkinci turda İzmir'de hiç olmamış, müthiş bir oran çıkabilir."

AKP milletvekili Kaya ise İzmir'de oylarını artıracaklarından emin .

İktidar partisi ve ana muhalefet partisi, lider kadrolarıyla bugünlerde İzmir'i markaja almış durumda. Markajın sonuçlarını görmek için ise çok fazla beklemek gerekmeyecek.