AKP, 1 Ekim 2009'da genel seçimler için çalışmaya başlayacak. Öncesinde anketler yapılarak '29 Mart'ta neden AKP'ye oy vermediniz' diye sorulacak? AKP Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, AA muhabirine, 29 Mart yerel seçimlerini değerlendirme sürecinde olduklarını belirterek, "Başarılı olsak da olmasak da her seçimin sonunda mutlaka değerlendirme yapıyoruz. Ancak, 29 Mart seçimleri bizim için daha hassasiyet taşıyor. Bu nedenle il il ciddi değerlendirme yapmamız lazım" dedi. Partinin kurulduğu günden beri geçirdiği 4 seçimden birinci parti olarak çıkmasını büyük başarı olarak nitelendiren Ataş, şöyle konuştu: "AKP, her ne kadar 29 Mart yerel seçimlerinde, bir önceki seçimlere göre oy kaybı yaşasa da hem kamuoyu hem de diğer partiler bizi 22 Temmuz genel seçimlerindeki oy oranımızla değerlendiriyor. Oysa, 22 Temmuz seçimlerindeki oy oranı, bir genel seçim sonucudur. Ayrıca, 22 Temmuz seçimlerindeki konjonktürel durum ile şu andaki durum çok farklıdır. Yerel seçimi, yerel seçimle mukayese etmek lazım. Genel seçimde 550 adayla seçmenin karşısına çıkıyorsunuz, ama yerel seçimlerde on binlerce adayla seçmenin karşısına çıkıyorsunuz. Her yörenin kendisine özgü yapısı var. Vatandaş, bir meclis üyesi adayının seçmen nezdinde hoşuna gitmeyen tavrından dolayı partiye oy vermeyebildiği gibi tam tersi de olabiliyor. Yerel seçim ile genel seçim, birbirinden farklı özellikler arz ediyor." 'AKP'yi neden tercih etmediği sorulacak'Ataş, seçime etki eden faktörler arasında ekonomik kriz, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu helikopterin düşmesi, aday tespitinde yüzde 100 isabetli kararlar verilememesi, teşkilatlar nezdinde motivasyon azalması, iktidarın vermiş olduğu rehavet duygusu, söylem ve politikaların olabileceğine işaret ederek, bunun tespiti için kapsamlı bir çalışma yapıldığını söyledi. Genel merkez olarak değerlendirmeyi olabildiğince geniş tuttuklarına işaret eden Ataş, "İl ve ilçe teşkilatlarından, belediye başkanı adaylarından, milletvekillerinden, yereldeki seçim koordinasyon birimi başkanlarından ayrı ayrı değerlendirme raporu istedik. Bunun için bir format geliştirdik. Akademisyenlerin yapacağı değerlendirmenin yanı sıra kamuoyu araştırma şirketleri aracılığıyla anket yapılıyor. Vatandaşa AKP’yi neden tercih etmediği soruluyor. Nerede hata ve eksikliklerimiz olduğunu belirleyeceğiz ki bundan sonraki süreçte aynı hataları tekrarlamayalım" diye konuştu. AKP’nin seçimlerden başarılı çıktığı gibi seçim değerlendirmesini de doğru yaparak, gerekli önlemleri alarak yoluna devam edeceğini kaydeden Ataş, "Hataları görerek ve düzelterek yolumuza devam edeceğiz. Milletimiz bizden hizmet bekliyor. Zaten seçim sonuçlarıyla verdiği mesaj bu yöndedir. Milletimiz ’ben istikrar istiyorum, AKP’ye güveniyorum ama AKP’nin de kendi bünyesi içinde bir takım eksiklikleri varsa bunu gözden geçirmesini istiyorum’ demiştir. Biz, seçim sonuçlarını böyle okuyoruz" görüşünü ifade etti. 'Sandık başlarında ciddi sıkıntılar yaşandı'Ataş, seçim sonuçlarını değerlendirirken her ili kendi bünyesi içinde analiz etme gereğine dikkati çekerek, "Antalya ile Van’ın şartları farklı. Aynı kefe içinde değerlendirirsek doğru olmaz" dedi. Doğu ve Güneydoğu’da sandık bölgelerinde ciddi sıkıntılar yaşandığına dair duyumlar aldıklarını belirten Ataş, şunları söyledi: "Vatandaşlar üzerinde yoğun baskı yapıldığı, sandık başkanlarının dahi bu baskılar konusunda önlem alamadıkları, Emniyet teşkilatını bile göreve çağıramayacak kadar baskı altında kaldıklarına şahit olduk. Ayrıca seçimlerden bir gün önce vatandaşları seçmenleri tehdit eden bildiriler, evlerin kapılarının altından bırakıldı. Bundan oradaki vatandaşlar etkilenmiştir. Bunların önüne geçecek yasalar düzenlemeler gerekiyorsa, özelikle sandık güvenliğiyle ilgili bunların da yapılması gerekir. Mevcut yasalarda sandık bölgesine, Emniyet görevlilerinin girmesi yasak. Ancak belli mesafeye kadar yaklaşabiliyorlar. Sandık başkanları arzu ederlerse, güvenlik görevlilerini davet edebilir. Bu seçimlerde gördük ki sandık başkanları dahi gördükleri tehdit ve baskı sonucu sandık bölgesini terk etmek zorunda kalmış ya da duruma sessiz, pasif kaldı. Bunlarla ilgili yasal düzenleme gerekiyorsa, bunun yapılması lazım ki vatandaş en demokratik hakkı olan oy kullanma iradesini baskı görmeden rahatlıkla gösterebilsin. Bu konuda bir yasal düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Buna, yapılacak değerlendirmenin ardından Partimiz ve Meclis karar verecektir." Ataş, seçim sonuçlarının tek bir sebebe bağlanamayacağını, ayrıca genel bir sonucun da çıkarılamayacağına işaret ederek, "Antalya’da seçmenin neden böyle bir takdir hakkı kullandığı araştırılmalı. Belki bizim eksiğimiz var, belki parti politikalarında eksiklik vardır. Tek bir sebebe dayandırmak doğru olmaz, belki bir kaç sebebi vardır. Araştırdıktan sonra ortaya çıkacaktır. Demek ki halk hizmetten öte başka şeyler bekliyor. Bunu görmek lazım. Eğer sebep hizmetse Antalya, hizmetin alasını aldı. Bu nedenle iyi analiz yapmak lazım" diye konuştu. 'Genel seçimlere çalışmaya başlayacağız'Kendilerinin ve diğer partilerin, il, ilçe ve belde bazında olmak üzere 120’den fazla yer için seçimlere itiraz ettiğini kaydeden Ataş, bunların sonuçlanmasını beklediklerini ifade etti. Yerel seçimde katılımın yüksek olduğunu, ancak bir önceki seçime göre geçersiz oy oranının yüksek olmasının dikkat çekici olduğuna işaret eden Ataş, ayrıca YSK’nın aldığı bazı kararların vatandaşları rahatlatmadığını söyledi. Ataş, bunlar arasında, geçerli kimliklerde Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası bulunma zorunluluğu, sandık başlarında başörtülü kişilerin görev yapmaması, ayrıca yasayla kapatılan bazı beldelerin seçime girebilmesiyle ilgili kararları bulunduğunu hatırlattı. Ataş, AKP’nin, seçim çalışmasını ülke genelinde yaklaşık 1,5 milyon insanla yaptıklarını belirterek, yaklaşık 6 ay boyunca çalıştıklarını söyledi. Seçim analizini bu ayın sonuna kadar sonuçlandırarak rapor haline getirmeyi amaçladıklarını belirten Ataş, genel seçimler için 1 ekimden itibaren çalışmaya başlayacaklarını sözlerine ekledi.