PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin Başkanı Salih Muhammed Müslim, "Esad güçleriyle yer yer çatışmalarımız oldu. Ama Esad'ın, bize tam olarak karşı koymadığı da bir gerçek" dedi.
Beşşar Esed'in askerleri muhaliflerle mücadele için ülkenin kuzeyinden çekilince, PKK'nın Suriye kolu olarak bilinen Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD), Kürt nüfusunun yoğun olduğu birçok kentte 'Kontrolü ele geçirdiği' iddia edildi. Esed'in bu gelişmeye göz yumması ise yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Bazı çevreler, Esad'ın Kürt kartını açtığı yorumunu yaparken bazıları da 'Suriye'de özerk Kürt bölgesi mi kuruluyor?' sorusunu gündeme getirdi.
Halep eyaletindeki Kobani, Afrin ve Cinderis kentlerinin yanı sıra Haseke eyaletindeki Amude, Derek, Efrin beldeleri ile El Darbasiye ve Ra's al-Ayn'ı kontrol altında tuttuğu belirtilen Kürt gruplarını çatısı altında toplayan PYD'nin Başkanı Salih Muhammed Müslim, yanıtı aranan soruları Suriye'deki 'Kürt kentlerinde kontrolü ele geçirdik' diyen PYD lideri Salih Muhammed Müslim, Akşam gazetesinden Helin Alp'a yanıtladı:
- Suriyeli Kürtlerin can güvenliğini sağlamak için Kürt kentlerinde kontrolü ele geçirdik. Çünkü ülkede çok büyük bir kaos yaşanıyor ve bu ortam Kürtler için ciddi bir tehdit. Esad muhaliflerini temsil eden Suriye Ulusal Konseyi de, Kürtlerin varlığını ve haklarını tanımıyor. Bu nedenle ilişki geliştiremiyoruz. PYD ve birlikte hareket ettiğimiz Kürt gruplarının, halkımızı korumak için devreye girmesinden doğal ne olabilir? PYD'nin öncülüğünde, halkımızla birlikte yönetime el koyduk.
- Esad'ın Kürt illerinde bize destek verdiği söylenemez. Hatta Esad güçleriyle yer yer çatışmalarımız oldu. Bu çatışmalardan dolayı ölenler de var. Ama Esad'ın, bize tam olarak karşı koymadığı da bir gerçek.
- Biz Suriye'nin bir parçasıyız. Kültürel ve anayasal haklarımızın demokratik çözüm yoluyla verilmesini istiyoruz. Bu çerçevede demokratik özerklik talebimiz var. Ancak bizim istediğimiz özerklik, Irak'ta Barzani'nin ilan ettiği gibi sınırları çizili bir otonomi değil, Kürt varlığının tanınmasıdır. Ulusal haklarımızı, ana dilimizi dilimizi kullanmak istiyoruz. Sözünü ettiğimiz demokratik özerklik bu talepleri kapsıyor. Bunu da Suriye'deki karşıklık stabilize olmadığı sürece ilan etmeyiz.
- Türkiye'nin, Suriye'deki Kürtlerin özerkliği konusundaki kaygılarını yersiz buluyoruz. Bizim Türkiye halklarına sempatimiz de var. Suriye Kürtlerinin en temel haklarını istemesi, Türkiye'de neden doğal karşılanmıyor. Türkiye'nin bir 'Kürt' fobisi var. Bundan kurtulması gerekiyor.
- PKK ile organik bir ilişkimiz yok. Ancak ideolojik ve felsefi yakınlığımızın olması da doğal. Çünkü PKK'nın içinde de bu halkın çocukları var. Kontrolü ele geçirdiğimiz kentlerdeki PKK bayraklarını böyle izah edebilirim. Halkın arasında PKK'nın da, Barzani'nin de sempatizanları olabilir. Buna engel olamayız, olmak da istemeyiz.
- Barzani ile geçtiğimiz günlerde Erbil'de görüştük. Barzani de, Suriye Kürtlerine yardım etmeye çalışıyor. Barzani'nin Suriye'de etkin olduğu bazı Kürt gruplar ve sempatizanları var. Ama bu, 'Suriye'deki Kürtler Barzani'nin liderliğinde hareket ediyor' anlamına gelmemeli. Barzani, Suriye'de iddia edildiği kadar etkili değil.
- Suriye ordusundan kaçan ve Barzani tarafından eğitilen grup olduğu doğru. Barzani'nin eğitim verdiği grup, medyada iddia edildiği gibi 2 bin değil, yaklaşık 500 kişi. Bizim için şu an bu grubun müdahalesini gerektirecek bir durum söz konusu değil. Henüz bu gruptan bir kişi bile sınırı geçmedi. Biz bu grubun müdahalesini de istemiyoruz. Çünkü Suriye Kürtlerinin sorunları kendi içinde çözmesi gerektiğine inanıyoruz.
- PYD olarak kurulduğumuz günden beri (2003) Esad'a karşı mücadele ediyoruz. Suriye'de Kürtlerin yaşadığı sıkıntılar, son bir yılda ortaya çıkmadı. Suriyeli Kürtler, kimliği ve diğer hakları için yıllardır mücadele ediyor. Dış güçlerin etkisiyle 'Kürtler kışkırtılıyor' ya da 'Kürtler bir anda ortaya çıktı' demek Kürtlere haksızlıktır.
- Esad'ın yakın zamanda gideceği görüşüne katlmıyorum. Esad, direnişi sürdürecektir. Çünkü Suriye'de yaşananlar uluslararası boyutta gelişiyor. Biz Esad'ın gidişinin demokratik yollarla olması gerektiğini savunuyoruz. Uluslararası müdahaleye karşıyız.