Akşam: Reina saldırganı, ilk önce Cumhuriyet gazetesine saldırı talimatı almış!

Akşam: Reina saldırganı, ilk önce Cumhuriyet gazetesine saldırı talimatı almış!

Reina katliamcısı Özbek asıllı Abdulkadir Masharipov, saldırı öncesi ve saldırı anını tüm detaylarıyla polise anlattı. Akşam gazetesinden Devrim Tosunoğlu'nun haberine göre, Taksim Meydanı ve Cumhuriyet gazetesine saldırmayı planladıklarını anlatan Masharipov, Telegram üzerinden aldığı talimatları nasıl uyguladığını anlattı. Suriye'deki IŞİD üyesinin kendisine "Şişli'de peygamber efendimize hakaret eden gazete var. Oraya git" dediğini, Ebu Cihad adlı militanın daha sonra "Bu saatte orada kimse olmaz, Reina diye bir diskotek var, orada kafirler eğleniyor, eylem yapabilirsin" dediğini anlattı.

Saldırgan, özel bir ekip tarafından sistematik şekilde yapılan sorgusunda şunları söyledi:

Ocak 2016'da ailemle Türkiye'ye kaçak geldim. 4 ay Zeytinburnu'nda kaldım. Daha sonra Kayaşehir'de ev kiralayıp ailemle buraya taşındım. Suriye'de bulunan DEAŞ emirinden 2016 Kasım'da 'Konya'ya git' talimatı aldım. Konya'da 1 ay kaldıktan sonra Kayaşehir'e döndüm. DEAŞ'ın Suriye'deki emiri Telegram üzerinden 'canlı bomba eylemi yapacak etrafından birileri var mı?' diye sordu. Ben de 'bilemiyorum araştırayım' deyince, 'sen yapabilir misin' dedi. Eylem talimatı sonrası istihareye yattım, rüyamda bir yeri tarayıp kaçtığımı gördüm. Bunun üzerine Suriye'de bulunan DEAŞ'tan Abu Umar'a rüyayı anlattım. Bana 'Bismillah de, yap' demesi üzerine harekete geçtim.

"Talimat ses kaydında"

26 Aralık gecesi tanımadığım biri Telegram üzerinden 'eylemi kabul eden sen misin' dedi. Ben de evet deyince 'aşağı in o zaman otobüs durağına gel' dedi. Hemen otobüs durağına gittim. Rusça konuşan Kafkas kökenli biri yanıma geldi. Bana bir USB ile 700 TL para verdi. 'Kendine yeni bir ev tut' dedi. Eve gidip USB'yi açtığımda Rusça eyleme dönük bir ses kaydı vardı. Daha sonra Ebu Cihad isimli tanıdığım biri bana Telegram üzerinden USB'deki sesin sahibinin kendisi olduğunu söyleyen bir mesaj attı.

- Rüyamda bir yeritaradığımı görüp istihareye yattım.

- Taksim'de eylemden başarısız olur diye vazgeçtim.

- İçeride kimse yoktur diye Cumhuriyet'e saldırmadım.

"İlk hedef Cumhuriyet'ti"

Masharipov, önce Cumhuriyet Gazetesi'ne eylem yapma talimatı aldığını, ancak içeride kimsenin olmayacağını düşünerek bu plandan vazgeçtiklerini söyledi.

Katil ifadesinde, Cumhuriyet Gazetesi'ne saldırmayı planladıklarını, ancak daha sonra bundan vazgeçtiklerini de söyledi: Telegram üzerinden Taksim eyleminin iyi olmayacağını Suriye'deki DEAŞ'lı arkadaşa ilettim. Onlar da bana "Şişli'de Peygamber Efendimiz'e hakaret eden bir gazete var. Oraya git" dedi. Sonra Ebu Cihad tekrar mesaj göndererek 'bu saatte orada kimse olmaz, Reina diye bir diskotek var, orada kafirler eğleniyor, oraya eylem yapabilirsin' demesi üzerine yeniden Zeytinburnu'na döndüm. Taksiye binip silahsız olarak keşif yapmak için Reina'ya gittim. Dışarıdan gözetledim ama içeri girmedim. Ebu Cihad'dan içeriyle ilgili görüntü istedim. Bana dans eden fahişe görüntüsü gönderdi. Tekrar taksiye binip Zeytinburnu'na döndüm. Taksiciye "Türkler yılbaşı kutlar mı" diye sordum. Taksici de "Türkler yılbaşı kutlamaz" dedi.

"Telefonu kırıp attım"

Zeytinburnu'nda Özbek asıllı bir kişiden bir sırt çantası bir de el çantası aldım. Sırt çantasında şarjörler vardı. El çantasına da silahı koydum. Bombaları da cebime koyarak yola çıktım. Taksiye binip Reina'ya gittim. Reina'ya yürürken cep telefonumu kırıp attım. Kapısına geldiğimde girişte bir polis vardı. Bana ateş edince ben de ona sıktım. 

"Öldüğümü zannettim" 

İçeri girmek için polisi vurdum. İçeri girdiğimde hedef gözetmeksizin bütün şarjörleri bitirinceye kadar ateş ettim. 2 el bombasını da eğlenenlerin üzerine attım. Montumu neden çıkardığımı hatırlamıyorum, o anki psikolojik durumdan dolayı olabilir. Cebimdeki son el bombasını çıkartarak sol elime aldığımda pimi çektim. 

"Bomba elimde patladı"

Flashbang elimde patladı, sol elimden yaralandım. Sakalım, saçım ve bıyığımın bir kısmı yandı. Öldüğümü zannettim, bir süre geçtikten sonra bir şey olmadığını anlayınca hafızam yerine geldi. Emekleyerek bir süre ilerledim, sonra ayağa kalkarak dışarı çıktım." 

"Geceyarısı silah geldi"

27 Aralık'ta Taksim meydanına yanımda bulunan biriyle keşfe çıktım. Kamerayla etrafı görüntüledim. Keşif sonrası Başakşehir'de kiraladığım eve gittim. Eşimi ve çocuklarımı da bu eve götürdüm. 28 Aralık günü gün boyu evde zikir çektim. Kendimi dış dünya olaylarından yalıttım. Kendimi tamamen ibadete verdim. 29 Aralık'ta Telegram'dan gelen mesajda 'kapıya biri gelirse aç' yazıyordu. Gece saatlerinde tanımadığım Rusça konuşan Kafkas kökenli bere takmış koyu renk giyimli, 1.80 cm boyunda birisi geldi. Elinde çanta vardı, içeri girdi beraberinde getirdiği çantada AK-47 makineli tüfekle bu tüfeğe ait dolu halde 6 şarjör ve 3 adet silindir şeklinde koyu renkli bomba vardı. 

"İstersen kendini patlatabilirsin" 

Şahıs bana Taksim hakkında ne düşündüğümü sordu. Ben de yılbaşı gecesi yabancılar kutlama yapıyorsa onları tarayacağım dedim. Gelen kişi istersen bombalarla kendi patlatabilirsin dedi. Benim cep telefonumu aldı, bana yeni bir telefon verdi ve gitti. 30 Aralık günü eve gittim, eşime eylem yapıp şehit olacağımı söyledim. 

"Seni Suriye'ye götürmek için birileri gelir" dedim. Eşim benim bu sözlerimin ardından çok ağlayarak bana tepki gösterdi. 31 Aralık günü Taksim'e bir kez daha gittim. Çok yağmur yağacağı için buraya silahla gelemeyeceğimi yılbaşı gecesi de yine yağış olacağı için Taksim'in yeterince kalabalık olmayacağını düşündüm.