İyi Parti lideri Meral Akşener, "Ben bedavadan başbakanlık istemiyorum. Kimseyle de pazarlık etmedim, etmem. Biz bunu hak edeceğiz. İyi Parti birinci parti çıkacak" dedi.
İyi Parti lideri Akşener, partisinin Samsun 3’üncü Olağan İl Kongresi’nde konuştu. Daha önce de AKP iktidarına eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesi üzerinden yüklenen Akşener, "Bu ülkeye, millete borcumuz var. Eğer Sinan Ateş gibi gençlerimizin katledildikten sonra tek adam rejiminde hâlâ failleri bulunamıyorsa Sinan Ateşler için bir daha Sinan Ateşler katledilmesin diye birinci parti olmak mecburiyetindeyiz" ifadelerini kullandı.
Anayasa değişikliği teklifinin başörtüsüyle ilgili 1. maddesi üzerinde CHP ile ortak verdikleri değişiklik önergesinin reddedilmesiyle ilgili tepkisini dile getiren Akşener, “Yazıklar olsun Sayın Erdoğan, 28 Şubat’ta acı çeken kadınların, onların annelerinin babalarının, eşlerinin o acısı o haksızlığa uğramanın getirdiği ruh dünyası seni bu ülkede 20 yıl iktidar etti, sana milletin adamı dendi. Hey gidi Erdoğan, meğer bütün bunlar pasmış ve gole çevrilmesi gerekirmiş…. Komisyonda her iki siyasi parti oy birliği ile reddetti. Gördük ki bunların derdi problemi çözmek değilmiş, meseleyi karşılıklı bir rövanş meselesi olmaktan çıkarmak değilmiş” diye konuştu.
Akşener, bugün yapılan kongrede şunları dile getirdi:
“Övünmeyi bilmeyenlersiniz ama övüneceksiniz. Kendisi ile gurur duymayı utanıp söyleyemeyenlerdensiniz, gurur duyacaksınız. Övüneceksiniz, biz başardık diyeceksiniz. İYİ Parti kuruldu, seçime sokulmamak için her dümen çevrildi. Seçime girdik grup kurduk, bugünkü zulüm iktidarının Meclis’teki gücü, çoğunluğu bitti. 31 Mart’ta bizim teklifimizle CHP ile ittifak yaptık. O ittifakı biz Türkiye için istediğimiz için birçok o masaya oturduğumuzda feragatte ve fedakarlıkta bulunduk. Arkadaşlarıma şu talimatta bulundum, 2 siyasi parti elbette müzakere yapıyor. İç dünyanızda ‘Türkiye mi İYİ Parti mi sorusu ile karşılaştığınızda Türkiye’yi tercih edeceksiniz, İYİ Parti’yi değil’ dedim. Sonuç 11 büyükşehir ve özellikle de İstanbul, Ankara alındı. Bugün eğer İstanbul ve Ankara’nın hükmi şahsiyetinde diğer şehirler üzerinden burada da 2 belediye başkanının çalışmaları, diğer şehirlerdeki belediyelerin çalışması neticesinde ‘Kazı güdemezler, bunlar iktidar olduğu zaman bütün sosyal yardımlarınız kesilir, bütün kötülükler yapılır. Hele Ankara’da bunlar iktidar odluğu zaman DHKP-C’liler elektrik ve su paralarınızı tespit eder’ denilen iftiraların tamamının karşılığı olarak tram tersine pandemi döneminde sosyal belediyeciliğin en iyisini gösterdiler. Öyle olunca bugün Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı 13. Cumhurbaşkanı olacak diyoruz ve deniliyor. Bunu sağlayan sizsiniz.
İYİ Parti kurulmamış olsaydı biz bugün neyi konuşuyor olacaktık? Ve bu diktatörlük heveslilerinin ülkenin bütün değerleri ile top oynar gibi oynadığı bir Türkiye ile umutsuz, yarına dair inancı kaybolmuş bir Türkiye ile karşı karşıya kalacaktık. Gençlerimiz umutsuz, ülkeyi terk etmek için her an tetikteler. Millet İttifakı’nın seçimi kazanacağına olan inancımız ve inançları nedeniyle bu ülkeden gitmeyi erteleyen çocuklar aşkına, sokakta yürürken endişe eden, umudu yerlere düşmüş, her dakika şiddete uğrayacağından endişe duyan ama işte seçim geliyor inşallah biz kazanacağız diye bizlere inanan kadınlar adına, istismara uğrayan çocukların, hakları yerlerde sürünen, 6 yaşında evlendirilen, ne olmuş evlendirildiyse denilen bir Türkiye’de o çocukların adına bu seçimden birinci parti İYİ Parti çıkmalıdır. Ben bedavadan başbakanlık istemiyorum, kimseyle de pazarlık etmedim, etmem. Biz bunu hak edeceğiz, İYİ Parti birinci parti çıkacak. Sadece kurulduğumuzda, seçime gittiğimizde bir şey değişti her şey değiştiyse bu ülkede, birinci parti çıktığımızda nelerin değişeceğini hayal edin. Bu ülkeye, bu millete borcumuz var. Atatürk’ün değerlerini altüst ettiler, Atatürk’ü itibarsızlaştırmak için ona savaş açtılar. Cumhuriyet değerlerini yerin dibine batırdılar, bütün bunlar için İYİ Parti birinci parti çıkmak zorunda.
Biz bu yola ‘sandalye değil ayakkabı eskiteceğiz’ sözü ile çıktık. Ayakkabıları eskittik. Buradan talimatlandırıyorum. Her gönüle, her eve gireceksiniz, her bir derdi dinleyeceksiniz. Başörtüsü ile ilgili bir mevzu çıktı orta yere. Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsü ile ilgili bir kanun teklifi verdi, helalleşme çerçevesi içinde olduğunu iddia etti. Sayın Erdoğan bunu kendine bir pas olarak aldığını iddia etti. Dedi ki ‘Kılıçdaroğlu bana pas attı, ben bunu gole çevireceğim’. Yazıklar olsun Sayın Erdoğan, 28 Şubat’ta acı çeken kadınların, onların annelerinin babalarının, eşlerinin o acısı o haksızlığa uğramanın getirdiği ruh dünyası seni bu ülkede 20 yıl iktidar etti, sana milletin adamı dendi. Hey gidi Erdoğan, meğer bütün bunlar pasmış ve gole çevrilmesi gerekirmiş. Yazıklar olsun sana. Senin için güç, gol atmak her şey oldu. İster fakir fukaranın üzerine bas ister başörtülü kadınların üstüne bas. Döndüler gol atmak için bir anayasa metni getirdiler. O kadar özensiz, dikkatsiz bir anayasa maddesi hazırlanmış ki başörtüsü ile ilgili iktidar değiştiği takdirde ya da harp olduğu darp olduğu takdirde ya da birileri çıkıp sen siyasi nedenlerle başını örtüyorsun aç bakalım başını diyebilecekleri bir madde yazmışlar. Biz de dedik ki bir kadının kıyafetindeki tercihlerini hiçbir şekilde sorgulanamaz, toplasanız 3 kelime ekledik. Komisyonda her iki siyasi parti oy birliği ile reddetti. Gördük ki bunların derdi problemi çözmek değilmiş, meseleyi karşılıklı bir rövanş meselesi olmaktan çıkarmak değilmiş.
Bu ülkenin birbirine sarılmaya, kuruluş ayarlarına dönmeye ihtiyacı var. Başı açık kadınla başı örtülü kadının zaten birlikte genel manada bir derdi yoktu, aralarına nifak koymanın artık son bulmasına ihtiyaç var. Kutsal değerlerimiz üzerinden birbirimizle dövüştürülmenin sona ermesine ihtiyaç var. İYİ parti bu ihtiyaçtır. Ben başbakan olacağım. Ama birinci partinin genel başkanı olarak başbakan olacağım.
14 Mayıs’ta seçim kararı aldılar ve çok az bir zaman kaldı. Çok çalıştınız biliyorum ama son bir kez hep birlikte irademizi, canımızı ciğerimizi her şeyimizi ortaya koyarak, ölümden bahsetmiyorum çalışmaktan bahsediyorum, ne imkanımız varsa ortaya koyarak çalışmak mecburiyetimiz var. Atatürk’ümüz, Milli Mücadelemiz, Cumhuriyet’imiz için İYİ Parti’nin birinci parti olması gerekiyor. Size olan inancım tamdır. Dayak yemeyi, öldürülmeyi göze alarak geldik. Sinan Ateş gibi gençlerimizin katledildikten sonra tek adam rejiminde hala failleri bulunamıyorsa bir daha Sinan Ateşler katledilmesin diye birinci parti olmak mecburiyetimiz var. Allah şahittir olacağız, o derece çalışacağız.”