İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AK Gençlik Avcılar üyesi birinin metrobüs kazasının olduğu alandan “Binlerce yaralı, sayısı belli olmayacak kadar da ölü var” duyurusuna tepki gösterdi. Akşener, “O genç kızımızın videosunu ben de izledim. Allah şahittir kalbim yarıldı. Bu çocukları buralara ittiren, bu çocuklara bu konuşmaları yaptıran bir zihniyet var. Bu zihniyet İstanbul'u kaybetti" dedi.
Akşener, Türkiye'nin hem insan hem de ekonomik kaynağı olduğunu ancak israf, kayırmacılık, liyakatsizlik ve yandaş kayırma gibi pek çok olumsuzluğun ülkedeki kaynakları erittiğini ve insanları umutsuzluğa sevk ettiğini söyledi. Akşener, “Maalesef devletin sosyal devlet olma özelliğinin hızla kaybolduğu bir dönemeçteyiz. Bunu sağlayan da partili cumhurbaşkanlığı sistemidir" dedi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çengelköy Eğitim, Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi Açılış Töreni'ne katıldı. Sosyal belediyecilik anlayışının ortaya konuğu bir açılışta olduklarını ifade eden Akşener, emeği geçenlere teşekkür etti. İki buçuk yılı aşkın bir süredir il il, ilçe ilçe gerçekleştirdiği esnaf ziyaretlerine dikkat çeken Akşener, "Bugün adalar hariç İstanbul'un bütün ilçelerini bitirmiş olacağız" dedi.
Bazen acı bazen güzel, insan hikayeleri ile karşılaştıklarını belirten Akşener, "İstanbul'da derin yoksulluk denilen gerçekten çok yoksul evleri ziyaret ediyorum. Orada yaşayan anneler ve çocuklarla bir araya geliyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin hem insan hem de ekonomik kaynağı olduğunu ancak israf, kayırmacılık, liyakatsizlik ve yandaş kayırma gibi pek çok olumsuzluğun Türkiye'deki kaynakları erittiğini ve insanları umutsuzluğa sevk ettiğini savunan Akşener, “Maalesef devletin sosyal devlet olma özelliğinin hızla kaybolduğu bir dönemeçteyiz. Bunu sağlayan da partili cumhurbaşkanlığı sistemidir" şeklinde konuştu.
İstanbul'daki metrobüs kazası ardından AK Partili gençler tarafından bölgede çekilen bir videoyu izlediğini söyleyen Akşener, "Allah şahittir kalbim yarıldı. Bu çocukları buralara ittiren, bu konuşmaları yaptıran bir zihniyet var. Bu zihniyet İstanbul'u kaybetti, o günden beri kendini toparlayamadı. Gittikçe kötüleşiyor, gittikçe çirkinleşiyor" diye ekledi.
İlçe ziyaretleri sırasında karşılaştıklarını anlatan Akşener, şunları söyledi:
"Başkanım dün Ümraniye'deydim. Kadınlar benimle daha rahat konuşuyor. Genç bir kadın, yanında erkek çocuğu, kulağıma geldi dedi ki; 'Kimseye ulaşamadım. Bak şu çocuğa.' Baktım, ayağında ayakkabı yok, terliğimsi bir şey var. 'Okul kıyafeti ve ayakkabı alamadık. Ne yapacağım ben?' dedi. Tesettürlü bir hanımefendi geldi. Yüzünü maske ile kapatmış, gözleri görünüyor. O gözlerdeki acıyı keşke birileri de görseydi. Keşke smoothie içenler görseydi. Bir erkek çocuğu geldi, 'Çantalar çok pahalanmış, çantam eski, nasıl alacağım?' dedi. 'Çanta alabilir misin' demek istiyor."
"Bütün bunların ortalaması nedir?" diye soran Akşener, "Saray hayatının Türkiye'ye dayattığı başka bir dünya, bir paralel dünya. 5-10-15 maaş alan ne idüğü belirsiz, ne yaptığı belirsiz danışmanlar. Buna karşılık babasının çanta alamadığı 12-13 yaşındaki erkek çocuklar. Bunu gelip bir şekilde çözmeye gayret eden erkek çocuklar" diye konuştu.
Ümraniye - Küplüce'de ikamet ettiğini ve komşusu sayılabilecek evlerde karşılaştıklarını aktaran Akşener, "Bizim çocukluğumuzda vardı. Küçük yerlerin insanları hatırlayacaktır. Şehirlerde üç katlı evler vardı. Alt kat bodrum olarak yapılır, o bodruma genellikle odun, kömür konurdu. Zaman içinde ev sahibinin ihtiyacı olur, orayı daireye çevirirdi. Ben İzmit'ten bahsediyorum, bu İstanbul'da da aynıydı. O eve yazın ayakkabı çıkararak girersiniz, bastığınızda ayağınızın altı ıslanır. Rutubet olurdu. O evlerin apartman versiyonlarını görüyorum. O evlerin benzerinin aynısını görüyorum. O evlerde yaşayan çocukların, kadınların hallerini söyleyeyim size; küf içinde bir ev, 3.5 - 4.5 yaş arasında bir kız çocuğu, 1.5 yaşında bir erkek çocuğu, astım hastası. Başka çare yok. Zor zahmet iş bulmuş. Asgari ücretle çalışıyor. Neyin kafasını yaşıyorsunuz kardeşim diye sorma, bağırma, çığlık atma ihtiyacım var. Çünkü 3 sene evvel o asgari ücretle ortaya yakın bir hayat yaşayan bu insanlar bugün eve bir asgari ücret giriyorsa samimiyetle söylüyorum o buzdolabına baktığınızda gördüğünüz şey makarna ve mercimek çorbasının versiyonları. Protein alamayan, et alamayan aileler ve kucağınıza aldığınızda kemikleri sayılan çocuklar. Buna karşılık 14-15 yaşından sonra da obezliğe doğru giden gençler. Bunları neden anlattım? Öyle anlatıldığı gibi bir dünya yok. Sosyal yardımlar, hani diyorlar ya; 'Bunlar gelirse kesilir'. O sosyal yardımlar o kadar yandaşlar üzerinden yürür olmuş ki, gerçek ihtiyaç sahiplerine zaten gitmiyor” açıklamasını yaptı.
Belediye eliyle yapılan yardımların önemine de değinen Akşener, şunları ekledi:
“İsterdik ki herkesin hayatı rahat olsun. Belediyelerimiz de somut hizmetler yapsınlar ama maalesef ikisinin dengelenmesi gereken bir Türkiye. Kaynaklarının berhava edildiği, insanlarının görülmedi ve ‘fakir var, açlık var’ dediğinizde ‘yalan söylüyorsunuz, tiyatro yapıyorsunuz’la suçlanılan bir Türkiye. Bu ne biliyor musunuz? Bu, yolun sonu görünüyor demek.”