İyi Parti lideri Meral Akşener, Ayasofya'nın ibadethaneye dönüştürülmesiyle ilgili olarak AKP'ye uyarılarda bulundu. "Ayasofya ibadete açılsın ama siyasete kapatılsın" diyen Akşener, Erdoğan'ın, "Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı" sözlerine yönelik de, "Haddini bil Sayın Erdoğan. Ayasofya’nın fatihi Fatih, Cumhuriyet'in fatihi Atatürk'tür" ifadelerini kullandı.
İmzaladığı bir kararnameyle Ayasofya’yı Diyanet İşleri Başkanlığı’na devreden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı değerlendirme konuşmasında, 1934 yılına ait Mustafa Kemal Atatürk imzalı karar için "Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı" ifadelerini kullanmıştı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ayafosya'ya ilişkin sözlerine sert bir dille tepki gösteren Akşener, "Ayasofya’nın Osmanlı dönemindeki fatihi Sultan Mehmet Han; Cumhuriyet dönemindeki fatihi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Topu, gereksiz yere idari yargıya atıp, oradan çıkan kararla, kendini Ayasofya fatihi ilan etmeye kalkmak ise, acizliktir, kendini gülünç duruma düşürmektir. Çıktı utanmadan Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde aldığı kararı hukuki bir hata hem de ihanet olarak tanımladı. Ağzından çıkanı kulağın duysun. 19 Kasım 1936 tarihinde düzenlene tapu evrakında Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesinden sonra Cumhuriyetin kayıtlarına Ayasofya'yı camii şerifi olarak tescil eden kişi o beğenmediğin Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bu gerçek ortadayken hukuki hatadan söz etmek, daha da ötesi tarihe ihanet yakıştırması yapmak makamı ne olursa olsun kimsenin haddi değildir. Herkes haddini bilecek!" ifadelerini kullandı.
Akşener, sözlerinin devamında da şunları kaydetti:
"Sayın Erdoğan, Danıştay bir karar verdi, partiler bir destek verdi, yargı karar verdi, iş bitti. Bütün bunları yapabilme imkanını da Mustafa Kemal'in kurduğu cumhuriyet verdi. Mesele bundan ibaret. Tarihini bilerek konuş. 100 sayfa edebiyat, 100 sayfa felsefe, 100 sayfa tarih, 100 sayfa mantık oku kardeşim. Dizilerden tarih okursan makamının farkındalığıyla konuşamazsın. Makamının ağırlığının sana verdiği o ruh halini yakalayamazsın. Ayrıştırır, kavga ettirmeye yönelik bir dil kullanırsın. Yazıktır, yazık. Kimse bu kararı kirletmesin. Kimse Ayasofya üzerinden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları için kin kusmaya çalışmasın."
Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
Önemli bir noktanın altını çizmek istiyorum: Biliyorsunuz, Ayasofya’nın ibadete açılması gündeme geldiğinde, sağlam adımlar atılabilsin diye, İYİ Parti olarak, bir araştırma önergesi verdik. Önergemiz, Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Birçok ülkeden gelen tepkiler üzerine, saray sözcüsü, batı medyasına bir açıklama yaptı ve dedi ki; “Ayasofya kararı, muhalefet partileriyle birlikte alındı.” Öncelikle; kararı siyaset değil, yargı aldı. Ama devlet aklıyla verdiğimiz önergeye “hayır” dememişler gibi, şimdi de, desteğimizi kendilerine ekran koruyucu yapıyorlar… Her zamanki gibi yardım eline tükürmemişler gibi, şimdi de tükürdüklerini yalıyorlar…
Verdiğimiz önerge işte bu nedenle önemliydi. Dışarıdan gelebilecek tepkilere, ülke olarak, ortak bir akıl ve ortak bir dille cevap verebilelim, bunun üzerine çalışalım diye verdik. Yani istedik ki, Türk siyaseti, muhtemel tepkilere karşı ağız birliği edebilsin. Böylece daha etkili ve güçlü bir karşılık verebilelim. Sultan Mehmet Han fethetmiş, Mustafa Kemal Atatürk tapusunu Cami olarak işletmiş, Buna artık kim karışabilir Ama devlet değil, çiftlik yönettiklerini sandıkları için, gelen tepkilere bulabildikleri tek cevap, “Ama muhalefet de istedi…” oluyor. İçeride, sanki muhalefet karşı çıkmış gibi, kavga çıkarmaya çalışıyorlar, Ama sonra gidip Batı’ya “Muhalefet de istedi.” diyorlar, Çapları işte bu kadar. Samimiyetleri işte bu kadar. İYİ Parti, reddettiğiniz o önergeyle ne yapmak istiyormuş şimdi anladınız mı?Devlet yönetmek, bazen ileriyi görüp, hazırlanmayı gerektiriyormuş, şimdi anladınız mı?
Bu vesileyle, Sayın Erdoğan’a bir çağrı yapmak istiyorum; Adana Milletvekilimiz Sayın İsmail Koncuk Bey’in başvurusu üzerine, aynı Danıştay’ın iki yıl önce aldığı bir başka karar daha var.Deniyor ki; “Andımız okullarda tekrar okutulsun.” Eğer, iddia ettiğiniz gibi yerli ve milliyseniz; Eğer, Danıştay kararları konusunda bu kadar hassassanız; Eğer, muhalefetin taleplerine bu kadar duyarlıysanız; bu kararı da hemen uygulamaya koyun. Evlatlarımızın “Türk’üm” demesinden korkmayın. Aksine, siz de korktukları şey olun, Türk olun…
Kanal İstanbul çılgınlığındaki rant, öyle bir gözlerini bürümüş ki, ne mahkeme tanıyorlar, ne hukuk tanıyorlar… Dava devam ederken, 100 binlik planlar devreye alındı, şimdi de, 5 binlik ve binlik planlar askıya çıkarıldı. 30 milyon metrekarelik arazinin satışı yapıldı. İhaleler sessiz sedasız yürütülmeye devam ediyor…
Ayasofya Fatih’in emaneti denirken, İstanbul’un da Fatih’in emaneti olduğu unutulup, yine o beş müteahhide rant yaratma peşinde koşuluyor. Hayırdır Sayın Erdoğan? Nedir bu telaşın? Yargı kararını işine geldiğinde alkışlayıp, işine gelmediğinde yok sayıyorsun. Nedir bu hukuk tanımazlığın? Nedir bu rant iştahın? İstanbul’un su kaynaklarının, 3’te birini yok edeceksin, farkında mısın? Tarım arazilerini betona gömeceksin, farkında mısın? Millete 75 milyar lira diyorsun ama, bu yoklukta, bu dar günlerde, aziz milletimizin hazinesinden yüzlerce milyar lirayı, bir çılgınlığa heba edeceksin, farkında mısın?Elbette farkında! Farkında ama hala, betona gömdüğü ve “İhanet ettik” dediği İstanbul’a, göz göre göre ihanet etmeye devam ediyor.