Rize İkizdere ziyaretinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Netanyahu benzetmesinden dolayı kendisine dava açmasına ilişkin konuşan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Helal paraya ihtiyaç duyduğunda bana mahkeme açıyor. 250 bin lira açtı ya, şimdi hemşehrisi ile konuştum selamı var, onun için çay topluyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında 250 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Akşener'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal edici mahiyette ve şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu kaydedildi.
TIKLAYIN - Erdoğan'dan Akşener'e 250 bin liralık manevi tazminat davası
İkizdere’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, İkizdere’de yapılan taş ocağı çalışması ve hafriyatların denize dökülmesi konusunda düşüncelerinin sorulması üzerine, “Buraya özel olarak geldim. Beni takip eden herkes biliyor ki, gittiğimiz yerin sorunları üzerinden gidiyoruz. Ne şahsım ne partimin propagandasının yapılmadığı gerçek derdin sizler aracılığıyla kamuoyuna iletildiği daha sonra Meclis gündemine getirilip arkadaşlarımız tarafından canlı tutulduğu bir yöntem. Burada da aynısını yaptık, İkizdere’de esnaf gezdim buraya geldim burada da bu insanları dinledim. Bu dinlememizin neticesinde bilgiler aldık, bunları hep öğrendik, daha derinleştireceğiz arkadaşlarımız soru önergeleri verecek, araştırma önergeleri verecek, ben grup konuşmama koyacağım. Kamyonların hafriyatları denize döktüğünü ben sizden duydum. Dolayısıyla çözüm önerimizi söyleyeceğiz hem eleştirilerimizi söyleyeceğiz ama onların tamamını buradan sizden aldıklarımız üzerinden yapacağız. Bir görev yapmak üzere buradayız” dedi.
“Saadet Partisi TBMM’de grubu olan partilerin milletvekilleri ve grupların acilen toplanarak vadiye gitmekten başka bir alternatif kalmadığını söyledi ve hazırız dedi. Siz de geldiniz insanların umudu partiler oldu siz de böyle bir oluşumun içinde yer alacak mısınız?” Sorusunu Akşener şöyle yanıtladı:
“Benim açımdan bir sorun yok. Meclis’teki arkadaşlarımızla ortaklaşarak bir sistem kuruyoruz. Meclis’te Saadet Partisi’nden veya diğer partilerden öyle bir teklif gelirse bu teklifin muhtemelen karşılığı olur. Böyle bir karar verildiğinde zaten milletvekilleri nöbetleşe gelir ona kimse hayır diyemez. Ben partimizin yetkili kişileri ile geziyorum ki, bunların ayak ayak kısımları var.”
Akşener, “Grup toplantısında yaptığı konuşmasında Cumhurbaşkanı’nı Netanyahu’ya benzetmesi hakkında gelen tepkilere ilişkin neler söyleyeceksiniz?” sorusuna şu cevabı verdi:
“Benim için ilginç olan, akademik dünyadan gelen bir insanım ben. Senelerce rejimleri anlattım öğrencilerime. Son 20-25 yılda bir gelenek oluştu, bu çok ciddi bir bilimsel tartışma konusu. Sultancıl yönetim, bu Sultancıl yönetim konusunu da beş yıldır ben konuşuyorum. Sultancıl yönetim ne demek? Mesela Macaristan’da Orban gibi, Putin gibi, Tramp gibi, Macron gibi uluslararası ilişkileri iç siyasetin öznesi yapan ve seçim kazanabilmek için bilumum değerlerin içine tüküren bir anlayış bu. Bunun şimdiki adı popülist diktatörler. Ben diktatör sözünü sevmiyorum onun için Sultancıl yönetim sistemi. Benim söylediğim Netanyahu’nun Filistin’e yaptıklarıyla alakalı değil, o sandığı muhafaza etmek açısından İstanbul seçimlerinde benzeri yapılmadı mı? Bu bir anlayış. Ama Sayın Erdoğan’ın çok gücüne gitti, zavallı dedi. Dün akşam söyledim zavallının ne olduğunu. Filistin’in yerini gösteremeyeceğimi söyledi. Ben tarih doktoralıyım Filistin’i okuturum arkadaşa gerekirse ama en önemlisi Filistin’in haritadaki yerini biz Mescid-i Aksa’dan biliriz. İnsanların kutsal değerleri üzerinden itilip kakılmasından bıktık usandık artık bana geçmez ben yemem. Bu ülkede sayın Yavaş’la ikimizi Çin Büyükelçisi tehdit etti. Bu kabadayı arkadaşımız Cumhurbaşkanlığı yaptığı ülkenin bir partisini Genel Başkanı Başkent’inin Belediye Başkanı tehdit edildi bir başka ülkenin elçisi tarafından. Ne yaptı? Çay içirdi elçiye. 250 bin liralık tazminat davası açmış demek ki, miktar oymuş.
Sedat Peker’in açıklamaları üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları hakkındaki yorumunun sorulması üzerine konuşan Akşener, “Ben izlemedim fakat biliyorsunuz ben içişleri Bakanlığı’nda stajyerim kendisi ordinaryüs profesördür bakanlık konusunda. Ordinaryüs profesör İçişleri bakanımız var soru sorduğunuz stajyer bakan, dolayısıyla ordinaryüs profesöre bakmak lazım” dedi.
TIKLAYIN - Meral Akşener'in İkizdere ziyaretinde gerginlik: Esnaf ziyaretini iptal ederek ilçeden ayrıldı